Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, borca ve fer'ilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

nin hakkında takip yapılması mümkün olmadığından, davacı/borçlu T3 A.Ş. yönünden imzaya ve borca itirazın esası incelenmeden önce, İİK'nın 170/a-2. maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu borçlu yönünden imzaya ve borca itirazın da esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde olmamıştır. Diğer davacı/borçlu Pana Yapım ... A.Ş. bonoda keşideci/düzenleyen konumunda olduğundan, alacaklının bu borçluyu takip edebilmesi için protesto edilmesi gerekmediğinden İİK'nın 170/a-2. maddesindeki iptal koşulları bulunmadığından imzaya ve borca itiraza ilişkin istinaf nedenlerinin incelenmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çeşitli teknik cihazlar kullanılarak yöntemine uygun incelemenin yapıldığı, takibe konu bonodaki ve karşılaştırmaya esas belgelerdeki imzaların çeşitli yönlerden karşılaştırıldığı, davacı/borçlu Pana Yapım ......

, aslında bu imzanın adı geçen T10'ın imzası da olabileceğini, bu nedenle imzaya açıkça itiraz ettiklerini ve yine ayrıca müvekkil şirket kayıtlarına göre davacının borcunun dahi olmadığından borca da itiraz ettiklerini, bu çerçevede takibin iptaline, ödeme emrinin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmolunmasını talep etmiştir....

Dava kambiyo senetlerine özgü takipte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraza ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraza itiraz edildiği, imzaya itirazın ileri sürülmediği, HMK'nun 357/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi'nce re'sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına, icra mahkemelerinin dar yetkili olmasına, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1303 KARAR NO : 2021/626 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2019/137 ESAS, 2020/69 KARAR DAVA KONUSU : BORCA VE İMZAYA İTİRAZ KARAR : Akhisar İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/137 Esas, 2020/69 Karar sayılı dosyasında verilen imzaya ve borca itirazların ayrı ayrı reddi kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin amcası Mustafa Karaduman'ın vefat ettiğini, ekli veraset ilamına göre, haklarında açılan icra takibinde bahsedilen borç miktarının yarısından müteveffanın bir kardeşinin çocukları ve geri kalan yarısından ise müteveffanın diğer kardeşinin çocukları olan alacaklı davalı T6 ve kardeşlerinin sorumlu olduğunu, Akhisar 2....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karaman İcra Müdürlüğünün 2021/6192 Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emrini müvekkilinin 18/11/2021 tarihinde tebliğ aldığını, yasal süresi içinde imzaya itiraz ettiklerini müvekkilinin yerleşim yerinin Antalya olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının olduğunu, takibe konu senedin davacı tarafından düzenlenmediğini, senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle yetkiye borca ve imzaya itiraz ettiklerini, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, icra takibinin iptaline, %20'den aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

ile başlatılan takibin haksız ve kötüniyetli olarak başlatıldığını, takibe konu borcun müvekkiline ait olmadığını, takip alacaklısının elinde bulunan takibe konu emre muharrer senedin davacı müvekkili T1 tarafından ilgili kısımlarının doldurulmadığını ve senet üzerindeki imzaların davacı müvekkiline ait olmadığını, imzaların taklit edilerek, takip alacaklısı tarafından gerçekte olmayan bir alacak/borç ortaya çıkartılıp takip alacaklısı tarafından davacıdan haksız olarak talep edildiğini, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli olarak davacı aleyhinde yapılan icra takibine ilişki borca ve imzaya itirazlarının kabulüne, haksız takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. Menemen İcra Müdürlüğünün 2020/909 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlu Sinan Öztürk aleyhine 60.000,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibine geçildiği, takibin konusunu borçlu davacı tarafından Sinan Öztürk ismine düzenlenen 03/12/2018 tanzim 03/02/2019 ödeme tarihli senedin oluşturduğu, senedin Sinan Öztürk tarafından T3 cirolandığı, 10 örnek ödeme emrinin 28/08/2020 tarihinde borçlu davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın, yasal beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı tarafından imzaya ve borca itirazda bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....

Davacı tarafın iddiaları İİK'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, bu iddianın sözkonusu madde hükmü gereğince resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekmektedir. Davacı borçlu tarafça davalı alacaklıya borçlu olmadığının, İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen belgelerden biri ile ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı tarafın bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Davacı taraf, davalı ve vekili hakkında Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve yargılandıklarını belirtmiş iseler de; icra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz....

UYAP Entegrasyonu