Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca tefrikine karar verildiği, bu dosyada itiraza konu olan takip dosyasına konu alacağın toplam 6.434,96- TL olduğu, yine her ne kadar mahkemesince davacının imzaya itirazının bulunmamasına karşın, hatalı değerlendirme ile imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve tazminat ve para cezasına hükmolunmuş ve bu husus davalı vekili tarafından istinaf talebine konu edilmiş ise de; istinaf talebine konu icra dosyasındaki toplam alacak miktarının da (23.877,72- TL) olduğu ve her iki dava dosyasındaki alacak miktarlarının ayrı ayrı İİK.nun ''İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi'' başlıklı 363. maddesinin 1. fıkrasındaki kesinlik sınırı olan 41.710,00TL'yi geçmediği anlaşıldığından, istinaf dilekçesinin esastan incelemeye geçilmeksizin İİK 363/1, HMK 346 ve 352 maddeleri gereğince usulden reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

beyanla, takipteki borcun tamamına, ve imzaya itiraz etmişlerdir....

Maddesi kapsamında yazılı belge ibraz olunmadığı, bu halde davacının imzaya ve borca itirazında haksız olduğu anlaşılıp dava ve itirazın reddine, takip durmadığından tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

edilmesi durumunda yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olacağı göz önünde bulundurularak takibin davacı borçlu şirket yönünden iptaline karar verilmiş olup, birleşen dava yönünden ise imzaya ve borca itiraz davasının, asıl davada takip iptal edilmiş olduğundan konusu kalmamakta olup ve bu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    Hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu ve rapor doğrultusunda imzaya itirazın reddine karar verilmesi de yerindedir. Davacının sair itirazları ise borca itiraz niteliğinde olup İİK'nın 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı ve itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacının İİK'nın 169/a maddesi gereğince iddialarını ispatlayamadığı, takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olduğu anlaşılmış olup, mahkemece davacının borca itirazının reddine ilişkin duruşmalı olarak verilen karar yerindedir....

    Mahkemece başvurunun, imzaya ve borca itiraz olduğu da gözetilerek İİK'nun 169/a ve 170. maddelerine göre inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibinde keşideci-borçlunun borcu olmadığı ve çekteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ile borca ve imzaya itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 169/a madde, İİK'nın 170. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

        Davalı imzaya ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece Cumhuriyet Savcılığında alınan ekspertiz raporu gereği kredi sözleşmesindeki kefil imzasının davalı eli ürünü olduğu bu nedenle davacının alacağını kanıtladığını, davalının dosyasına sunduğu ödeme dekontunun, alacağa ilişkin olduğu kanıtlanamadığından itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı kredi sözleşmesindeki imzaya ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece savcılıkta alınan rapor ile yetinilerek hüküm kurulması doğru değildir....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/569 KARAR NO : 2023/741 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2022 NUMARASI : 2021/1146 ESAS 2022/39 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz), İmzaya İtiraz, Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2020/29582 Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine girişilen icra takibinde, kambiyo takibine, borca, faize, imzaya, ferilerine ve yetkiye itirazının kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptali ile haksız takip nedeniyle alacaklı davalı aleyhine % 20'den az olmamak kaydıyla tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin Temmuz 2017 tarihinde başladığını, müvekkili şirketin davacı borçluya mal sattığını, faturalara karşılık olarak müvekkili şirkete ortalama 220 gün vadeli sıralı senetler verildiğini, dava dışı Turgay Uçal'ın söz konusu senetlere aval olarak imza attığını, Turgay Uçal'ın T1 abisi olduğunu, ödenmeyen senetlere ilişkin takip başlattıklarını, borçlunun senetteki imzaya ve borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla borçlu tarafından yapılan borca ve imzaya itirazın reddini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu