Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....
de bulunmadığı anlaşılmakla, bu raporlar gözetilerek ilk derece mahkemesince davacının imzaya itirazının ve borcun ödendiğinin ispatlanamaması sebebiyle borca itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davanın borca ve imzaya itiraza ilişkin olduğu mahkemenin de kabulünde olmasına rağmen, gerekçe kısmında yalnız imzaya itiraza ilişkin olarak alınan bilirkişi raporu ve yapılan incelemenin yer aldığı, borca itiraza ilişkin mahkemece bir değerlendirmede bulunulmadığı, bu durumun HMK.'nun 297. maddesine aykırılık teşkil ettiği, delillerin hiç toplanmaması veya değerlendirilmemesi derecesinde yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde bulunduğundan HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Şefaatli İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/10 Esas 2021/10 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacının imzaya itirazına yönelik olarak alınan raporda, imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davacının borca itirazına yönelik olarak İİK'nın 169/a. maddesi kapsamında belge sunamadığı, senedin sahte (oluşturma) senet olduğu iddiasının ise dar yetkili icra mahkemesinde görülmesine olanak bulunmadığı, bu kapsamda davanın ispatlanamadığı, savcılık soruşturma dosyasının ise bekletici mesele yapılmasının gerekmediği anlaşılmakla, Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Ancak, İİK'nın 169/a-6 maddesi uyarınca borca itirazın reddi halinde tazminata, 170/3. maddesi uyarınca imzaya itirazın reddi halinde tazminat ve para cezasına hükmedilebilmesi takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluna bağlıdır. Takip durdurulmamış ise, borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilemez....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çekin lehtar ciranta Nejla Aygül'ün oğlu Erdoğan Aygül tarafından daha önce imzaları tamamlanmış şekilde müvekkiline verildiğini, imzanın huzurunda atılmadığını, lehtar ile aralarında süregelen bir ticari ilişki olduğunu, önceki çeklerin karşılığının çıkmasına güvenerek çeki aldığını, bilirkişi raporunu kabul etmediğini ve müvekkili aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir....
Davalı borçlu 22.06.2018 tarihli itiraz dilekçesinde, borç iddiası imzaya olan kuşkuları dolayısıyla ve tahliye talebinin dayanağı borca itirazları nedeniyle tahliye şartlarının oluşmadığını, icra takibinin başlatıldığı İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, icra takibindeki borcun tamamına, imzaya, faize ve tüm ferilerine açıkça itiraz ettiklerini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
İİK.nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 31/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra (06/06/2017 tarihinde) icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne dair bir şikayetinin de bulunmadığı görülmektedir....
Alacaklı istinaf dilekçesinde; tedbir kararının kaldırılması gerektiği ve lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava dosyasında imzaya itiraz yönünden, birleşen dava dosyasında ise tahrifat iddiası yönünden ayrı ayrı rapor aldırtıldığını, imzaya itiraz yönünden düzenlenen raporda imzanın davacıların murisi olan ...'...
İlk derece mahkemesi tarafından; "...alacaklı T4 vekili tarafından borçlular T1 ve T2 aleyhine örnek 10 ödeme emri ile icra takibinde bulunulduğu, davanın takip dosyasında imzaya ve borca itiraza ilişkin olduğu, , takibin dayanağını senet alacaklarının oluşturduğu, takibin kesinleştiği, ödeme emrinin tebliği ile dava tarihinin incelenmesi sonunda davacının davasının süresinde olduğu, davacı vekilinin açmış olduğu imzaya itiraz davasından 09/12/2021 tarihli celse de feragat ettiği, feragatin tek taraflı davayı ona erdiren hukuki işlem olması ve usulüne uygun yapılmış olması nazara alınarak feragat edeniyle imzaya itiraz yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı/borçlu taraf, davalı/alacaklı tarafa borçlu olunmadığını öne sürmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2019/21707 esas sayılı dosyasında; davalı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrinin 19.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya ve borca itirazın davacı tarafça yasal süresi içerisinde 23.12.2019 tarihinde ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan ilamsız takiplerde imzaya itiraz, İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. Yine, bu takip yolunda borca itirazın İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlanması gerekmektedir. Belirtilen yasal düzenlemeler nedeniyle imzaya ve borca itiraz davasında ticari defterlerin incelenmesi ve tanık dinlenilmesi ve davacı şirket çalışanların imzalarının temini yasal olarak mümkün değildir....