Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece Mahkemesi; bilirkişi raporuna itibarla takibe konu çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesi ile davacının davalı T3 aleyhine açtığı imzaya itiraz davasının kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına, koşulları oluşmadığından davacının tazminat ve para cezası talebinin reddine, davacının davalı T5 aleyhine açtığı davanın ise davalı Enes'in takipte borçlu sıfatıyla yer aldığı, bu nedenle imzaya ve borca itirazın kendisine yöneltilemeyeceği gerekçesiyle bu davalı aleyhine açılan davanın pasif husumetten yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir....

Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından imzaya itiraz yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Takibe konu bononun zorunlu unsurları barındırdığı, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmiş ve bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamış olması karşısında imzaya itirazın süresinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece ilk olarak Adli Tıp Kurumu'nda imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olduğuna dair kesin kanaat belirtilmeyen rapor tanzim edilmiştir. Bu rapora itiraz edilmesi üzerine bu kez Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın davacının eli ürünü olduğuna dair kesin kanaat belirtir rapor tanzim edilmiştir....

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının imzaya ve borca itirazlarının reddedildiğini, bu durumda imzaya itiraz için %20, borca itiraz için % 20 oranında ayrı ayrı tazminata karar verilmesi gerekirken müvekkili lehine tazminata hükmedilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve lehlerine tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de İİK'nın 168, 169 ve 170. maddelerine dayalı açılan imzaya ve borca itiraz davalarında borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için, davanın esas yönünden reddi yanında takibin borçlunun isteği üzerine icra mahkemesince durdurulmuş olması zorunludur. İcra mahkemesi icranın durdurulması yönündeki tedbir kararını teminat şartına bağlı vermiş ve borçlu teminat yatırmamışsa tedbir kararı yürürlüğe giremeyeceğinden dolayısıyla takip durmayacağından tazminata karar verilmesine yasal olanak yoktur. Somut olayda, icra mahkemesinin tedbir kararı teminat karşılığında verilmiş ve borçlu teminat yatırmamış olup takip durmamıştır....

de bulunduğundan takibe konu asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, imzaya itiraz kabul edilmekle davacının borca itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davalının sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, yasal süresi içerisindeki itirazında takip konusu çekteki imzasına açıkça itirazda bulunmamıştır. Yargılama sırasında 26.04.2016 tarihli celsede ileri sürdüğü imza itirazı ise İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca yasada öngörülen beş günlük süreden sonra yapıldığından imza itirazı geçerli değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, imzaya itirazı incelenerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi isabetsizdir....

    DELİLLER: Şuhut İcra Dairesi 2016/189 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçluların murisi hakkındaki takibin kesinleştiğini, yapılan işlemin İİK'nun 53. maddesi gereğince mirasçılar yönünden takibin devamı niteliğinde olduğu, mirasçıları ödeme emri tebligatı çıkartılmasına gerek olmadığı, davacıların itirazlarının İİK'nun 71. maddesi kapsamında olması gerektiği, ancak murisin ölümünden önceki yapılan işlemlere itiraz etmeleri mümkün olmadığından imzaya ve borca itirazlarının reddine karar verilmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/07/2022 NUMARASI : 2021/977 ESAS - 2022/850 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul 23.İcra Müdürlüğünün 2021/28612 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, borca, imzaya ve fer'ilerine itiraz ettiğini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; 05.04.2022 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermiş, 26.07.2022 tarihinde de taraflarca yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2019/21707 esas sayılı dosyasında; davalı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrinin 19.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya ve borca itirazın davacı tarafça yasal süresi içerisinde 23.12.2019 tarihinde ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan ilamsız takiplerde imzaya itiraz, İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. Yine, bu takip yolunda borca itirazın İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlanması gerekmektedir. Belirtilen yasal düzenlemeler nedeniyle imzaya ve borca itiraz davasında ticari defterlerin incelenmesi ve tanık dinlenilmesi ve davacı şirket çalışanların imzalarının temini yasal olarak mümkün değildir....

    İlk derece mahkemesi tarafından; "...alacaklı T4 vekili tarafından borçlular T1 ve T2 aleyhine örnek 10 ödeme emri ile icra takibinde bulunulduğu, davanın takip dosyasında imzaya ve borca itiraza ilişkin olduğu, , takibin dayanağını senet alacaklarının oluşturduğu, takibin kesinleştiği, ödeme emrinin tebliği ile dava tarihinin incelenmesi sonunda davacının davasının süresinde olduğu, davacı vekilinin açmış olduğu imzaya itiraz davasından 09/12/2021 tarihli celse de feragat ettiği, feragatin tek taraflı davayı ona erdiren hukuki işlem olması ve usulüne uygun yapılmış olması nazara alınarak feragat edeniyle imzaya itiraz yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı/borçlu taraf, davalı/alacaklı tarafa borçlu olunmadığını öne sürmüştür....

      İlk derece mahkemesi kararında özetle; Aldırılan bilirkişi raporu ile çeklerdeki imzanın borçluya ait olduğu hususu ispat yükü kendisinde olan alacaklı tarafından ispatlanamadığı, itiraza konu imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı kesin olarak tespit edilemediğinden borçlunun imzaya itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, işbu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu icra takibinin durması için borca ve imzaya yaptığı itiraz haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu. Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde müvekkilinin Nizip İcra Müdürlüğü'nün 2021/839 Esas sayılı dosyasında takibe konu çekteki imzayı tanımadığını belirttiğini....

      UYAP Entegrasyonu