Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde olmadığını, davacılar vekilinin takip dosyasına daha önce vekalet sunarak, 23/09/2019 tarihinde borca itiraz talebini icra müdürlüğüne yaptığını, itiraz mercii İcra Mahkemesi olduğundan itirazın reddedildiğini, borçluların İcra Müdürlüğüne yaptığı itirazda, imzaya itiraz etmediklerini, borca ve imzaya itirazın 5 günlük yasal süreden sonra yapıldığını, davacıların iddialarının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve %10'dan aşağı olmamak üzere para cezasına hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davasının reddine karar verilmiştir....

İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Mahkemece itiraz süresinde yapılmışsa, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itirazı inceleyip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Somut olayda; borçluların takip öncesi işlemiş faiz alacağına yönelik yaptıkları itiraz İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi zorunludur. Davacı borçlu Yıldız İnşaat... A.Ş. ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde itirazda bulunmadığından, adı geçen davacı yönünden, Mahkemece takip öncesi işlemiş faize yönelik itirazının süreden reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12....

Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....

İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....Davacının imzaya yönelik itirazı değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporuna göre davacı adına atfen atılan imzanın davacının el ürünü olması nedeniyle imzaya itiraz davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının borca ve faize yönelik itirazları değerlendirildiğinde; davacı tarafça İİK.'nun 169/a maddesi gereğince borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanamamış olması nedeniyle borca itirazın yerinde olmadığı, faize yönelik itirazlar açısından ise, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve icra takibinde talep edilen faiz oranı ve miktarının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilmiş, hükme esas alınan rapor doğrultusunda faize yönelik itirazlarının da yerinde olmadığından davacının borca ve faize yonelik itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu vekilinin, imzaya ve faize itiraz ederek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine yaptığı itiraz üzerine, mahkemece verilen kararın taraf vekillerine 05.03.2015 tarihinde tefhim edildiği, borçlu vekilinin ise 12.03.2015 tarihinde (yasal sürede), UYAP üzerinden temyiz süre tutum dilekçesi gönderdiği, borçlu tarafa temyiz harç ve masraflarını yatırması için kesin süreyi içeren ihtarlı davetiye çıkartılmadan harç ve masrafların 15.04.2015 tarihinde borçlu tarafından yatırılmış olduğu anlaşıldığından, ...İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22.04.2015 tarih ve 2014/181 E - 2015/127 K. sayılı...

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2021 NUMARASI : 2019/566 ESAS - 2021/101 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: takibe konu yapılan çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, borca, faize ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin iptalini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu, borcun ödenmediğini beyanla davanın reddini talep etmiş, Mahkeme; davacının imzaya itirazının kabulüne karar vermiş, davalı tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    DELİLLER: Seydişehir İcra Müdürlüğü'nün 2021/14 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporuna göre senetteki keşideci imzasının davacı borçlu eli ürünü olduğu anlaşıldığından, davacının imzaya ve borca itirazının ayrı ayrı reddine, asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ayrıca %10'u oranında hesaplanan para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak, ATK raporuna ve mahkeme kararına itiraz ettiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....

    İCRA HUKUK TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2017/19 ESAS - 2021/204 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi taraflarca talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin durdurulmasına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2021 NUMARASI : 2021/172 ESAS - 2021/625 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, senet üzerinde imzanın müvekkiline ait olmadığını, borca ve imzaya itiraz ettiklerini söyleyerek itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    Davacının imzaya yönelik itirazı değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporuna göre davacı adına atfen atılan imzanın vefat eden borçlu Hasan Aras'ın eli ürünü olduğu kanaatine varılması nedeniyle imzaya itiraz davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının borca ve faize yönelik itirazları değerlendirildiğinde ise; davacı tarafça İİK.'nun 169/a maddesi gereğince borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanamamış olması nedeniyle borca itirazın yerinde olmadığı, faize yönelik itirazlar açısından ise, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve icra takibinde talep edilen faiz oranı ve miktarının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilmiş, hükme esas alınan rapor doğrultusunda faize yönelik itirazlarının da yerinde olmadığından davacının borca ve faize yonelik itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir....

    UYAP Entegrasyonu