Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret Taraflar arasındaki borca ve imzaya itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile davacı borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; imzaya ve borca itiraz etmiş, takibin iptalini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekilince verilen cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. III....
Hukuk Dairesinin 08.09.2021 tarihli ve 2020/2604 E. 2021/2186 K. sayılı kararı ile borca itiraz nedeniyle İlk Derece Mahkemesince İİK'nın 169/a-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapılarak yetkiye ve borca itiraz yönününden bir karar veremeyeceği gerekçesi ile duruşma açılarak davanın yeniden görülmesi için HMK'nın 353/ 1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarih ve 2021/624 Esas 2021/760 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ... 27. İcra Müdürlüğünün 2020/1352 Esas sayılı dosyasında mevcut 21.01.2020 tarihli ödeme emrinde talep edilen işlemiş faizin 77.460,27 USD'sini aşan kısmının iptaline, ödeme emrinin bu şekilde düzeltilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş ve bu kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/73 Esasına kayden istinaf incelemesinde olduğu ve derdest olduğu görülmüştür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2022 NUMARASI : 2022/138 ESAS - 2022/72 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul 20. icra müdürlüğünün 2021/29248 esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, müvekkilinin takibe konu çeki kaybettiğini bu nedenle, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/529 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, çek üzerine ödeme yasağı konulduğunu, çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
DAVA KONUSU : İMZAYA ve BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 11. İcra müdürlüğünün 2018/25448 E sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkiller hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, müvekkil T1 yönünden imza ve borca itiraz ettiklerini, devamında ödeme emrine eklenen ;'' borcunuzu itiraz süresi içerisinde hemen öderseniz borç tutarı'' ibaresinin yasaya aykırı olması sebebiyle bu ibarenin ödeme emrinden çıkarılması ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesi talebinde bulunduklarını, ayrıca müvekkil Zirve Ayakkabıcılık......
İİK.nun 170. maddesinde ise imzaya itiraz düzenlenmiş olup, anılan madde gereğince imzaya itirazın da duruşma açılarak incelenmesi zorunludur. Somut olayda başvuru, borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan maddeler gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde olmadığını, davacılar vekilinin takip dosyasına daha önce vekalet sunarak, 23/09/2019 tarihinde borca itiraz talebini icra müdürlüğüne yaptığını, itiraz mercii İcra Mahkemesi olduğundan itirazın reddedildiğini, borçluların İcra Müdürlüğüne yaptığı itirazda, imzaya itiraz etmediklerini, borca ve imzaya itirazın 5 günlük yasal süreden sonra yapıldığını, davacıların iddialarının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve %10'dan aşağı olmamak üzere para cezasına hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davasının reddine karar verilmiştir....
İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Mahkemece itiraz süresinde yapılmışsa, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itirazı inceleyip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Somut olayda; borçluların takip öncesi işlemiş faiz alacağına yönelik yaptıkları itiraz İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi zorunludur. Davacı borçlu Yıldız İnşaat... A.Ş. ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde itirazda bulunmadığından, adı geçen davacı yönünden, Mahkemece takip öncesi işlemiş faize yönelik itirazının süreden reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....Davacının imzaya yönelik itirazı değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporuna göre davacı adına atfen atılan imzanın davacının el ürünü olması nedeniyle imzaya itiraz davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının borca ve faize yönelik itirazları değerlendirildiğinde; davacı tarafça İİK.'nun 169/a maddesi gereğince borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanamamış olması nedeniyle borca itirazın yerinde olmadığı, faize yönelik itirazlar açısından ise, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve icra takibinde talep edilen faiz oranı ve miktarının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilmiş, hükme esas alınan rapor doğrultusunda faize yönelik itirazlarının da yerinde olmadığından davacının borca ve faize yonelik itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2021 NUMARASI : 2019/566 ESAS - 2021/101 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: takibe konu yapılan çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, borca, faize ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin iptalini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu, borcun ödenmediğini beyanla davanın reddini talep etmiş, Mahkeme; davacının imzaya itirazının kabulüne karar vermiş, davalı tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....