Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu takibin 10/03/2020 tarihinde başlatıldığını, müvekkilince açılan mirasın hükmen reddi davasının açılış tarihinin ise 05/01/2022 olduğunu, gerek söz konusu icra takibi gerekse açılan mirasın hükmen reddi davasına ilişkin dosya bilgileri mahkeme ile paylaşılmışsa da mahkeme tarafından dava ve icra takip tarihleri dikkate alınmadan eksik inceleme yapılarak, borca batık olma durumu söz konusu somut olayda borca itiraz olarak değerledirilerek süresinde itirazlarının sunulmadığı gerekçesi ile hukuka aykırı olarak şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir....
icra dairesinde başlatılan takibin iptaline, borca, faize ve borcun sair ferilerine itiraz hakkının saklı tutulmasına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ve %10 para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/01/2020 NUMARASI : 2019/1092 ESAS 2020/31 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafça aleyhine İstanbul 26. İcra Müdürlüğü'nün 2019/43648 e sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrine süresi içerisinde itirazda bulunduğunu, alacaklıya hiçbir borcu olmadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiğini beyanla, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılamada 15/04/2021 tarihli kararla, davanın kabulü ile takip dosyasında davacının emekli maaşına uygulanan haczin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara karşı davalı tarafça davacının dava dilekçesinde ve devamındaki beyan dilekçesinde açıkça borca itiraz ettiği, kambiyo senedindeki imzaya itiraz etmediği, ödeme emri kendisine tebliğ edildikten sonra icra müdürlüğüne giderek emekli maaşından kesinti yapılmasına muvafakat verdiği, davacının borca itirazının değerlendirilmesi gerektiği, mahkeme tarafından taleplerin sınırı aşılarak muvafakatin iptaline karar verildiği, ayrıca muvafakatin de usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulduğu, Dairemizin 2021/2087 Esas, 2022/812 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesindeki anlatımdan, talep sonucundan ve davacı tarafça sunulan 01/03/2021 tarihli beyan dilekçesinden uyuşmazlığın, İİK'nun 169/a maddesinde düzenlenen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz olduğunun kabulü gerektiği...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, takibe konu senetlerin usulüne uygun şekilde davacı tarafça tanzim edildiğini ve borçlu şirket kaşesinin altında şirket adresinin mevcut olduğunu, davacı tarafın davasını ispat edemediğini ve ispata dayanak olabilecek bir delil de sunamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: ödeme emrinin borçluya 26.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 30.10.2020 tarihinde takibe konu bonodaki borca itiraz ettiği, borçlu vekilinin 25.11.2020 tarihinde ıslah dilekçesi vererek imza itirazında bulunduğu, imzaya itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı, taraflar arasındaki sözleşmelerin karşılıklı edimleri içermesi karşısında davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, borçlunun borca itirazını ispatlamak için yazılı belge sunmadığı gerekçesiyle davacının borca itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
ferileri ödemeden borca itiraz ettiğini, itirazların yerinde olmadığını belirterek, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2863 E. sayılı dosyası ile müvekkiller Suzan Sezer, Avedis Sezer, Süren Sezer ve T1 aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, girişilen işbu ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkillerine ayrı ayrı farklı tarihlerde tebliğe çıkarıldığını, mezkûr ödeme emri, ilk olarak müvekkilinin Süren Sezer tarafından 19.02.2020 tarihinde tebellüğ edilmiş olup, bu vasıtayla yine bu tarihte taraflarına ödeme emrinden haberdar olunduğunu, müvekkillerinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına 20.02.2020 tarihinde, yasal süresi içerisinde, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmaması sebebiyle müvekkillerinin tümü bakımından borca itiraz edildiğini, müvekkillerinin kimisinin adresinin yurtdışı olması, tüm tebligat işlemlerinin ilk tebliğ tarihi olan 19.02.2020 tarihinden itibaren yasal borca itiraz süresi içerisinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belirsiz olması dolayısıyla, daha sonra kendisine ödeme emri tebliğ edilecek müvekkilleri bakımından bilahare borca itiraz...
İcra Müdürlüğünün 2021/3297 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirket aleyhine adi ve hasılat kiralarına ait takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun işbu esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayetinde bulunarak ayrıca borca ve yetkiye itiraz ettiği, davanın usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olduğu, davacı tarafın dilekçesinde, şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresi Erzin/Hatay olmasına karşın İstanbul'daki başka bir adrese tebligatın yapıldığı iddiasında bulunduğu, somut olayda örnek 13 ödeme emri ve dayanak belgenin davacı şirketin "İskele Sok. No:19/C, Kadıköy/İstanbul" adresine 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun icra dosyasına 11/05/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi sunduğu, taraflar arasında düzenlenen 01/05/2007 tarihli kira sözleşmesinde kiracı davacı şirketin adresinin "Caddebostan İskele Sok....
A.Ş.nin ekli kira sözleşmesinde kira parası talep etmeyeceklerini kabul ve taahhüt ettiklerini, söz konusu taşınmazı sözleşmeye uygun olarak tahliye etmelerine ve sözleşmede açıkça kira parası talep edilmeyeceğinin belirtilmesine rağmen haklarında yasal dayanaktan yoksun takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca taşınmazın da davacı şirket tarafından kullanılmakta olduğunu ileri sürerek takibe, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlu şirket itiraz dilekçesine imza sirkülerini eklemiş olup, buna göre; davalı borçlu şirket yetkilisi 14.02.2009 tarihinden itibaren 3 yıllığına ..., ... ve ...'dur....
Mahkemece itirazın kaldırılmasına, inkar tazminatına ve tahliyeye karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. 1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçeye göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı kiraya veren tarafından 01.10.2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesine istinaden davalı ... ve borçlu .... hakkında icra takibi başlatılmıştır. Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu ...borca itiraz etmemiş, davalı Borçlu ... nun ise borca itiraz etmesi nedeniyle, davacı alacaklı sadece itiraz eden borçlu ... hakkında itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir....