İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; itirazın iptali davası açılabilmesi için yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak başlatılmış bir takip ve takibe karşı usulüne uygun olarak süresinde yapılmış bir itiraz bulunması hususunun dava ön şartı olduğu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve yetki itirazının geçerli olduğu, takip konusu borcun para borcu olarak kabul edilebilmesi için davalının ticari ilişkiyi kabul ederek borca itiraz etmesi gerektiği, davalı tarafın gerek itiraz dilekçesinde gerek eldeki davada ticari ilişkiyi kabul etmediği, ayrıca takip konusu edilen ve zamanaşımına uğradığı anlaşılan senetler üzerinde davalının adı yazılı olsa da senet üzerine atılan imzaların dava dışı şirket kaşesi üzerinde bulunduğu, açığa atılmış imza bulunmadığı, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı iddiasının yargılamayı gerektirdiği, bu durumda takibin genel yetki kurallarına göre davalı borçlunun ikametinde yapılması...
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesi ile borca ve yetkiye itiraz etmiş olduğu görülmüş olup davacı açıkça yetkili icra müdürlüğünü göstermediğinden usulüne uygun bir yetki itirazında bulunmadığından yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı dava dilekçesinde ayrıca borca, işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranına itiraz etmiş olmakla davacı borca itirazını İİK 169/a maddesinde belirtilen bir belge ile ispat edemediğinden borca itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline İstanbul 24....
Somut olayda, borçluların öncelikle yetkiye itiraz ettiği, ancak mahkemece borçlulara ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edildiği ve bu tebliğ tarihine göre borca itiraz davasının süresinde açılıp açılmadığının denetlenmeksizin eksik incelemeyle Muş İcra Dairesinin yetkisizliğine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece itiraz eden borçluların itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre yetki itirazı ile itiraz dilekçesindeki diğer hususlar hakkında değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davalı takip alacaklısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Ortada üzerinde imza incelemesi yapılacak bir bono bulunmadığından borçlunun imzaya itirazının haklı olup olmadığının saptanmasına olanak yoktur. Dolayısı ile alacağın tahsili yargılamaya muhtaç hale gelmiştir. Burada genel hükümlere göre dava açmak ve alacağın varlığı ile miktarını kanıtlayıp hüküm altına aldırmak yükümlülüğü alacaklıya aittir. Nitekim Yargıtay HGK’nın 27.06.2001 gün ve 2001/12-545-548 sayılı kararları da aynı yöndedir”şeklindeki açıklamalar yapıldıktan sonra icra mahkemesince İİK’nın 169/a ve 170/a maddesi gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği vurgulanarak mahkeme kararı bozulmuştur. Bilirkişi raporuna rağmen borçlunun borca ve imzaya itirazının reddedilmesi ve menfi tespit davası açmaya zorlanması İcra ve İflas Kanunun hükümleri, hukukun genel ilkeleri ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri ile bağdaşmamaktadır. Yargıtay 12....
- K A R A R - Dava; icra takibine vaki yetki ve borca itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Davalılar vekili... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ön inceleme duruşmasında; HMK'nun 17. maddesi uyarınca gerçek kişi davalılar açısından yetki anlaşması yapılmasının geçerli olmadığı, bu durumda davanın davalıların ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiği gerekçesiyle davalıların yetki itirazlarının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlular ödeme emrine itirazlarında borca ve icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuşlardır. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir....
Başvuru; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde yetki itirazına ve borca itiraza ilişkindir. HMK'nın 19/2. maddesi uyarınca borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Somut olayda; borçlu mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, yetkili icra dairesini açıkça belirtmediğinden usulüne uygun bir yetki itirazından bahsedilemez. İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Öte yandan, sunulan belgenin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur....
. - K A R A R - Davacı-alacaklı vekilince, davalı-borçlu aleyhine İzmir İcra Müdürlüğünde taraflar arasındaki ticari alışverişten doğan bakiye para alacağının tahsili istemiyle genel haciz yoluyla icra takibine başlanmış, borçlu-davalı borcu bulunmadığı ve yetkili icra müdürlüğünün ikametgahı yeri olan Konya İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek itirazda bulunmuş, açılan itirazın iptali davasında da süresinde verdiği dilekçesi ile yetkili mahkemenin davalının ticari ikametgahının bulunduğu Konya Mahkemeleri olduğunu bildirip yetki itirazında bulunduğu gibi, borçlu olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davalının yetki itirazının davanın konusunun bir miktar para alacağı olması nedeniyle BK’nun 73/1.maddesi uyarınca reddedilip, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. HUMK’ndaki yetki hükümleri İİK’nun 50.maddesi uyarınca ilamsız icradaki yetki hakkında da uygulanır....
Noterliği’nin 25.04.2019 tarih ve ... yevmiye nolu alacak devir-temlik sözleşmesi ile ... ... A.Ş.’ye devir ve temlik edildiği, alacak ve talep haklarını temlik alan ... ... A.Ş olarak borçlu ... tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itiraza yönelik itirazın iptali davası ikame ettikleri, ... tarafından ''icra takibine konu kredi sözleşmesi altındaki imza tarafıma ait olmadığı gibi karşı tarafa bir borcumda söz konusu değildir. borca faize ve ferilerine itiraz ediyorum'' ifadeleriyle yapılan itiraz kötü niyetli olup icra takip sürecini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu, sunulan genel kredi sözleşmesi ... tarafından ''kefil'' sıfatıyla imza edilmiş ve takibe konu borç kapsamında ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkeme, davacı şirketin bono kaşesindeki adresinin Mersin oluşu, yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün gösterilmeyişi ve ayrıca yetki itirazının daha önce Patnos takibi kapsamında yapılmış olup , yetki itirazının bir kez yapılabileceği ve itiraz üzerine verilen karardan sonra tekrar yetki itirazı yapılamayacağı sebepleri ile yetki itirazının usul ve yasaya uygun olmadığı, ancak; davalı, alacaklı. C. Başsavcılığı Soruşturma evrakı kapsamında verdiği ifadesinde alacaklı sıfatını inkar etmiş olup, bu halde sair hususlar incelenmeksizin alacaklı sıfat yokluğundan dolayı borca itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına, davalı aleyine %20 kötü niyet tazminatına karar vermiştir....