İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca itiraz ederek takibi durdurmuştur. Açılan itirazın iptali davasında mahkemece ... İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz edildiği, ... İcra Dairesince yeniden ödeme emri tebliğ edilmeden itirazın iptali davası açılamayacağı, yeki itirazı üzerine şikayet yoluna gitmeyen davacının dosyasının ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesini isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlamsız icra takibine karşı borçlu icra dairesinin yetkisine, borca ve varsa takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edilebilir, Yetki ile birlikte borca da itiraz edilmişse açılacak itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını İİK.’nun 50. maddesi uyarınca inceleyecektir. Yetki itirazına karşı alacaklının şikayet yoluna gitme zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkeme ... İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazın İİK.’nun 50. maddesinin atıf yaptığı HUMK’nun 9 vd....
KARAR Davacı, dava dışı ...Limited Şirketine verdiği 20.000 TL borca karşılık 15.8.2007 vadeli bonoyu aldığını, şirket kaşesi altındaki imzanın davalıya ait olduğunu, şirket hakkındaki takibin, şirketin borç ilişkisini reddederek, kaşenin sonradan basıldığı ve iki imza ile borç altına sokulacağına ilişkin temsil ve yetki şartı olması nedeniyle itiraza uğradığını, senette imzası bulunan davalının şahsi sorumluluğunun bulunması nedeniyle davalı hakkında başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
e-imza Hakim ... e-imza...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesince; "Mahkemenin 26/09/2019 tarihli duruşmasında dava dilekçesinde usulsüz tebligat, imza ve borca itiraz talebi olduğundan usulsüz tebligata ilişkin 2019/174 E sayılı dosyası üzerinden karar verilmesine, imza itirazı ve borca itiraz hususunda yeni bir esasa kayıt yapılmasına karar verildiği, iş yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: davacının tensip tutanağı uyarınca duruşmada imza örneklerinin alınması için hazır bulunması yönünde karar verildiği, buna rağmen davacı asilin duruşmada hazır bulunmadığı, buna ilişkin mazeret bildirmediği görülmekle davanın usulden reddine" dair karar verildiği görülmektedir....
İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu, borca ve yetkiye itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların delilleri toplanıp değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, başvuru borca ve yetkiye itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese dahi gereken kararın verilmesi zorunludur....
Esas numaralı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu davalı borca, anaparaya, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk kapsamında ... başvuru numaralı dosyada arabuluculuk aşaması tamamlanmadığını ve davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, belirterek, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olup, itiraz alacağımızın tahlisini geciktirmek amacıyla kötü niyet ile sunulduğuna ilişkin itirazın iptalini talep ve dava etmiştir....
Mahkemenin vermiş olduğu karara karşı yapılan temyiz incelemesi ile Dairemiz 2016/2562 Esas, 2016/16185 Karar sayılı ilamı ile 'Somut olayda, alacaklı tarafından 45.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 30.10.2014 tarihinde borçlular aleyhine takip başlatıldığı, borca itiraz dilekçesi ekinde sunulan ve alacaklı ... tarafından imzalanan 05.06.2014 tarihli ibranamede; 45.000 TL senet alındığını ve senede istinaden 20.000,00 TL ...'den alınmıştır. Senede istinaden 25.000 TL olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, borçlunun dava dilekçesi ekinde sunduğu belge alacaklıya tebliğ edilip beyanı alınıp, belge altınadki imza inkar edildiği takdirde İİK'nun 169/a-3. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 68/a maddesindeki usule göre belge aslı üzerinde imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken....' şeklindeki gerekçeyle bozma kararı verildiği anlaşılmaktadır....
Herhangi bir belgedeki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda müvekkilinin davalı taraftan 5.672,58 TL alacaklı olduğunu, söz konusu borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, ancak davalının yetkiye ve borca haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetkili icra dairesi tarafından yapılan bir takip bulunmadığını, icra dairesinin yetkisiz olduğunu ve davacı tarafa herhangi bir borcun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafça sunulan faturalarda teslim yeri ile davalı şirket merkezinin ve adresinin Antalya ili olduğu, taraflar arasında yazılı bir anlaşma bulunmadığından 6098 sayılı BK'nın 89. maddesinin de uygulanma imkanının bulunmadığı, dolayısıyla takipte ... İcra Müdürlüğü'nün yetkisiz olup, davalı şirketin merkezinin bulunduğu ......