in borcun 783.431,64 TL sinden sorumlu olduğunun belirtilerek borç dökümlerinin ayrı ayrı yapıldığı, davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalılar imza itirazında bulunduklarından buna ilişkin beyanlarının ve imza örneklerinin alınmasına karar verilmiş, davalılar ikametgahlarının bulunduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesine bu konuda talimat yazılmasını talep etmeleri üzerine, bu konuda talimat yazılmış ve talimat Mahkemesince bu konuda davalılara gönderilen meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmesine rağmen davalılar duruşmaya gitmediklerinden ve imza örnekleri vermediklerinden imzaya itirazdan vazgeçtikleri kabul edilmiştir. Bilirkişi ... Mahkememize sunduğu 06/01/2021 tarihli bilirkişi raporu ile, Davacı bankanın ... Şubesi kayıtları ve dosyaya mübrez belgeler üzerinden tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınmak suretiyle yaptığı incelemede, Davacı bankanın .... İcra Müdürlüğünün ......
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davacı dava dilekçesinde takip konusu senet üzerindeki imzanın kendine ait olmadığını ve alacaklıya böyle bir borç olmadığını,kendi adına başkaları senet düzenlemiş gibi beyanlarla haksız ve kötü niyetle imzaya ve borca itiraz ettiğini, ancak senet altındaki imzanın borçluya ait olduğunu, borçlunun alacağı sürüncemede bırakmak için böyle bir itiraza başvurduğunu, bilirkişi incelemesi ve yapılan yargılama sonucunda imzanın ve borcun, borçluya ait olduğu ortaya çıkacağını, dolayısı ile borçlunun itirazının ve açmış bulduğu davanın reddini ve kötü niyetle borca ve imzaya itiraz eden borçlunun %20’den az olmayan inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1558 KARAR NO : 2021/1804 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2019 NUMARASI : 2018/581 ESAS, 2019/1121 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA VE BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/581 Esas, 2019/1121 Karar sayılı dosyasında verilen imzaya itirazın reddi, alacak ve faize yönelik itirazın kısmen kabulü kararına karşı bir kısım davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri aleyhine İzmir 18....
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.5.2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 6.6.2001 tarih 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple...
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.5.2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 6.6.2001 tarih 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple...
nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Dava, dava dışı kredi borçlusu, dava dışı kefiller ve davalı kefil hakkında Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için 17.04.2009 tarihinde yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı borçlu vekili, alacağın dayanağı Genel Kredi Sözleşmesi dosyaya ibraz edilmediğinden belgeleri inceleyemediklerini, bu nedenle borca ve faize itiraz ettiklerini belirtmiş. Davaya verdiği cevap dilekçesinde ise kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının müvekkili eli ürünü olmadığını ve bu nedenle davanın reddini, %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili için girişilen icra takibinde yetkiye, borcun 1.693.86 YTL kısma ve faize itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı yanca akdi ilişkinin inkar edilmemiş olması nedeniyle icra dairesinin yetkisine itirazının BK’ nun 73, HUMK’ nun 10, İİK’ nin 50/1.maddesi gereğince reddine, davacının iddiasını yasal ve yazılı delillerle kanıtlaması gerekmesine, (TMK’nun 6.md, HUMK’ nun 288 vd. maddeleri) davacının tutunduğu defterlerinin kapanış onayı olmaması nedeniyle defterine göre iddiasını kanıtlayamamasına, karşı tarafın ticari defterlerine dayanmadıklarını ve dosyanın mevcut hali ile karara çıkmasını istediklerini bildiren davacı vekili beyanına göre ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İcra Dairesinin 2019/61 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T1 tarafından borçlular T3 ile T4 hakkında 04/01/2019 tarihinde genel haciz yoluyla 182.105,76 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçlulara 23/01/2019 ve 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların 28/01/2019 ve 05/02/2019 tarihinde borca, takibe, ödeme emrine, imzaya, faize ve ferilerine itiraz ettikleri, takibin durdurulduğu, 15/05/2019 tarihinde itirazın kaldırılmasının istenildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturadan kaynaklanan alacağını tahsil için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil, faturalardan 1 tanesi dışındakilerin kendisine ait olmadığını, imza ve fatura içeriklerini kabul etmediğini, şimdiye kadar yaklaşık 40.000 TL ödeme yaptığını, buna göre kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, icra takibine konu genel kredi sözleşmesine davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attığını, ancak davalının kefil olduğu kredi borçlarını ödemediğini, bu nedenle girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre temerrüdün takip tarihinde gerçekleştiği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile takipteki asıl alacak miktarının 3.947,22 TL, BSMV’nin 11,23 TL olarak kabulü ile sadece bu miktarlar üzerinden davalının itirazının iptaline, takibin devamına, bakiye istemin reddine, şartlar oluşmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....