Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK m. 140/3) göre, bu tespit yapılmadan tarafların dayandıkları delilleri sunmaları beklenemez. Başka bir ifade ile; taraflardan, anlaştıkları ve ayrıştıkları hususlar tespit edilmeden delil göstermeleri beklenemez. Kadının açmış olduğu birleşen boşanma davasının, ön inceleme duruşmasının, eldeki davanın 18.07.2017 tarihli duruşmasında yapıldığı ve davalı-davacı kadın vekilinin bu tarihli duruşmadaki beyanında “Birleşen davada dayanmış olduğu tanıklarının, eldeki davada dinlenen tanıklar ile aynı kişiler olduğunu ve aynı beyanda bulunacaklarını” belirterek ve mahkemece davalı-davacı kadın tanıkları olarak dinlenmiş bulunan ... ve ... ’in beyanlarına göre, birleşen davanın kabulüne ve asıl davanın reddine karar verilmesini isteyerek birleşen boşanma davası yönünden tanıklarını usule uygun şekilde mahkemeye bildirdiği anlaşılmıştır....
Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedeniyle boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Davacı kadın vekili, 03.02.2021 havale tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı koca, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Davalı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin davadan rücu etmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı kadının ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalarının tefrikine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; velayet düzenlemesine, kadının reddedilen nafaka ve tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı kadın vekili, 20.10.2022 tarihli dilekçe ile eşler arasında düzenlenen 10.10.2022 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuş ve protokol hükümleri uyarınca TMK'nın 166/3. Maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece; tarafların "boşanma ve fer'ilerinde anlaşmış olmalarına" dayanılarak Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, temyiz dilekçesinde boşanma davasından feragat ettiğine ilişkin bir beyanda bulunmamakta, davalının imam nikahı ile evlendiğini, oysa velayeti kocanın evlenmemesi karşılığında vermeyi kabul ettiğini, bu durumda boşanmanın mali ve hukuki sonuçlarının yeniden mahkemece değerlendirilmesi için kararın bozulmasını istemektedir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, davacının bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici hüküm bulunmamaktadır....
K A R Ş I O Y Davacı boşanma dosyasında boşanma ile birlikte yoksulluk nafakası (TMK. m.175), manevi tazminat (TMK. m. 174/2 ) ile davalı adına kayıtlı taşınmazdan pay isteyerek önce çekişmeli boşanma talebinde (TMK. m. 166/1-2) bulunmuş; yargılama aşamasında tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçları üzerinde anlaşmalarının mahkemece uygun bulunmasıyla (TMK. m. 166/3) boşanmışlardır. Boşanma kararı ile birlikte, bu anlaşma uyarınca davacı yararına 350 TL yoksulluk nafakası 10.000 TL manevi tazminata da hükmedilmiştir. Mahkemece boşanmayla birlikte tasdik edilen protokoldeki hüküm; "....350 TL yoksulluk nafakası ile 10.000 TL manevi tazminatı davalı ödeyecek... bunun dışında mali konularda karşılıklı talebimiz yoktur...." şeklindedir. Çekişmeli bir adet taşınmaz bulunmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın anlaşmalı boşanma davası olarak açıldığı, 22/10/2019 tarihli celseye davacının bizzat katıldığı; davalının katıldığı celsede boşanmayı kabul etmediği, bu sebeple davanın çekişmeli boşanma davasına dönüştüğü, davacıya çekişmeli boşanma davasına ilişkin iddia ve savunmalarını içeren dilekçesini ibraz etmesi için iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre içersin de dilekçe ibraz etmediği takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtar edildiği, ancak dosya kapsamında çekişmeli boşanma davasına esas dava dilekçesinin kesin süreden çok sonra 12/12/2019 havale tarihi ile sunulduğu tespit edilmiştir....
Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından davacı ile anlaştıklarından bahisle temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK. m. 439/2). Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....