Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte kısmen borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK 16, Tebligat Kanunu'nun 13,17 nci ve 32 nci maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
tebliğ edildiği tarihte Amerika Birleşik Devletlerinde olmadığı, icra dosyası üzerinden TK 25/a maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulünün gerektiği, icra dosyasında 23/11/2020 tarihinden önce takipten haberdar olunduğuna dair bir bilginin yer almadığı gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesine yer olmadığına, asıl dosya her ne kadar gecikmiş itiraz olarak açılmış olsa da aslında talep edilen hususun usulsüz tebligat şikayeti olduğu, birleşen dosyanın da aynı mahiyette olduğu gerekçesiyle şikayetin kısmen kabulü ile 2020/488 esas sayılı doyasında ileri sürülen şikayetin kabulüne, İstanbul Anadolu 14....
Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, açıkça usulsüz tebliğ şikayeti olmayan borçlunun borca itirazının yasal beş günlük süreden sonra yapıldığı nazara alınarak süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek reddedilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16889 sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/11/2015 tarihinde "gösterilen adreste muhatabın yetkili personeli Adile Taşkıran imzası ile tebliğ edildi" açıklaması ile tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın Tebligat Kanunu. Yönetmeliği ve yerleşik yargı kararları kapsamında usulsüz olduğunu, ayrıca TTK'nun 776/1 maddesinin (b) bendine göre , bononun kambiyo vasfında da olmadığını, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olmasından dolayı iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilince öğrenme tarihi olan 14/07/2016 olarak düzeltilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte, şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü takip dayanağı ilamın yasa yolu ile ortadan kaldırıldığı, kaldırılan bir ilama dayanılarak takip yapılamayacağı, takip dosyasında icra müdürlüğünce icra emri düzenlenmediği, takip dayanağı ilamın takip başlatılırken icra müdürlüğüne verilmediği şikayetlerinin, yasanın aradığı şikayet süreleri de dikkate alınarak HMK'nun 297. Maddesinde belirtilen kurallar çerçevesinde değerlendirme yapılarak ve gerekçelendirilerek oluşacak sonucuna göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/115- 232 E.K sayılı dosyada talep edilen usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede; davacı borçlu T2'a ödeme emrinin 05/03/2020 tarihinde" Osman Kavuncu mahallesi, Şehit Veysel Eşki Sokak, No: 2 İç Kapı No :7 Melikgazi/ Kayseri" adresine gönderildiği, adreste isim ve imzadan imtina eden yan komşusunun beyanına göre muhatabın nerede olduğu bilinmediğinden TK 21 maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebliğ edildiği, tebligatta beyanda bulunan komşunun adı ve soyadı ile ayrıca haber verilen komşusunun adı ve soyadının yazılı olmadığı, bu hali ile tebligatın Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümlerine aykırı olduğundan, davacı T2'ın usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/2759 Esas sayılı dosyasında davacı T2 adına çıkartılan ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle TK 32 maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 09/03/2020 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, dolayısıyla...
Sulh Hukuk Mahkemesinin ise, 20.03.201 4 tarihinde 2014/332-430 sayılı kararla, "satış ilamının kararın kesinleşmesinden itibaren on yıl geçmesi sebebiyle zamanaşımına uğradığı" gerekçesiyle talebi reddettiği, bu kararın henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin ilamın kesinleşmiş olmasıyla, satıştan önce birlikte mülkiyet sona ermeyeceğine göre, bu ilamın zamanaşımına uğraması halinde, aynı taşınmaz hakkında yeniden ortaklığın giderilmesi isteminde bulunulabileceğinde duraksama bulunmamaktadır. Ne var ki, taşınmaz malın satışına dair ilamın zamanaşımına uğradığını tespit eden Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.03.2014 tarihli 332-430 sayılı kararı henüz kesinleşmemiştir. Bu ilamın kesinleşmesi halinde, davacının yeniden satış isteminde bulunmakta hukuksal yararı olacaktır....
Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve ilamsız icra takibinde yetki itirazı ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 1....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre takibe dayanak çeklerin zamanaşımına uğradığı gibi, açılan iş bu davada BK’nun 125.maddesinde öngörülen genel zamanaşımı süresinin ileri sürülemeyeceği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, İcra Mahkemesince 6 aylık zamanaşımı süresi içinde işlem yapılmadığı gerekçesiyle zamanaşımına uğradığı saptanan çekten kaynaklanmaktadır. Davacı çekin lehdarı, davalı ise keşidecisi durumundadır. Dava konusu çekin, taraflar arasındaki alım satım ilişkisi nedeniyle keşide edildiği iddia edilmektedir. Zamanaşımına uğrayan bir çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir ise de taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın her türlü delille kanıtlanması olanaklıdır....