WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. vekili; 89/2 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini, öğrenme tarihi olan 22.12.2014 olarak tespit edilmesine, anılan tarih itibarı ile 89/1 haciz ihbarnamesine süresinde yaptıkları itirazın kabulüne, bu olmadığı takdirde 3. kişinin (İİK'nun 355 ve 356. maddeleri gereğince) borçlunun maaşından kesinti yapılmayan miktar kadar takip borcundan sorumlu tutulması ve sadece sorumlu olmaları gereken miktar olan ve 09.08.2014 tarihinde muaccel hale gelen ve toplamda borçlunun maaşından kesilen hacizler sonrası dosyaya yatırılması gereken 3384 TL maaş alacağını icra dosyasına yatırdıklarından müvekkilinin banka hesapları, araçları ve diğer bütün hacizlerin fekkine ve bu yöndeki taleplerinin reddine ilişkin icra müdürlüğünün 29.12.2014 tarihli kararın kaldırılmasına, borcun tamamından ve dosya borcundan sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, şikayet kabul edilerek şikayetçi şirkete gönderilen 2. haciz ihbarnamesinin tebliğ...

    Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Takip borçlusunun icra mahkemesine başvurusu usulsüz tebliğ edilen tebligatın öğrenme tarihinin düzeltilmesi şikayeti olup, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz ettiğini ileri sürmüş olması, hukuki nitelendirme Hakime ait olduğundan sonuca etkili olmayıp ilk derece mahkemesince de tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak inceleme yapıp şikayetin süreden reddine karar vermiştir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tebligat Kanunu hükümleri hiçe sayılarak, usule aykırı olan tebliğin usule uygun olduğundan bahsedildiğini, doğrudan TK'nın 21.maddesine göre tebliğ yapılamayacağını, önce bilinen son adrese usule uygun tebligat yapılması ve bunun sonuçsuz kalması durumunda ardından 21.maddeye göre tebligat yapılması gerektiği halde eldeki davada bu hükümlerin uygulanmadığını ve tebliğin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğ dışındaki imzaya itirazlarının değerlendirilmediğini, imza örneklerinin toplandığını fakat her nedense dosyanın imza karşılaştırılması yapılması için bilirkişiye gönderilmediğini, mazeretin reddi kararının yerinde olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Şu halde, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 135/2. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nunun 156/2.maddesi) uyarınca hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, davalının bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde, mahkemece, ilamın zamanaşımına uğradığı nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kahramanmaraş İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2013/122-2013/285 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;Somut olayda; borçlu icra mahkemesine 19.02.2013 tarihli başvurusunda; sair itirazları yanında evdeki zorunlu eşyalarının da haczedildiğini ve haczin usulsüz olduğunu belirterek şikayette bulunmuştur. Mahkemece haczedilemezlik şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Borçlunun haczedilmezlik şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

          Şu halde, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 135/2. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nunun 156/2.maddesi) uyarınca hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, davalının bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde, mahkemece, ilamın zamanaşımına uğradığı nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde davalılar ... .... Bank A.Ş.'ye geri verilmesine 14.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Bu kapsamda olmak üzere; davaya konu çekin 28/02/2013 tarihli olduğu ve süresinde ibraz edilmekle kambiyo vasfını koruduğu, keşideci ve müracaat borçlularının kambiyo senedine istinaden takip edilebilmesi için öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin 12/03/2016 tarihi itibariyle sona erdiği ve çekin zamanaşımına uğramış olması sebebiyle kıymetli evrak vasfını kaybettiği ve yazılı delil başlangıcına dönüştüğü, ancak davalının takip ve dava sırasında çekin zamanaşımına uğradığını ileri sürmediği ve aslında kambiyo vasfını koruması gerektiği ancak davacının dava dilekçesi ile açıkça TTK'nun 732. Maddesine dayandığı ve çekin zamanaşımına uğradığı kabulü ile iş bu davayı açmış olması sebebi ile TTK'nun 732. Maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerekmiştir. Davalının davaya cevap vermemiş ve zamanaşımı def'inde bulunmamış olması sebebi ile TTK'nun 732. Maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresi değerlendirilmemiştir....

              Uyuşmazlık; Usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; İstinafa konu gerekçeli kararda Hakim sicilinin bulunduğu bölümde katip sicilinin yer aldığı, katibin sicilinin bulunduğu kısımda ise kararı yazan katibin sicili bulunmayıp karar duruşmasına katılan katibin sicilinin yer aldığı görülmüş ise de, Uyap sisteminden yapılan incelemede gerekçeli kararın karar başlığında belirtilen ilgili hakim ve katip tarafından e-imza ile imzalandığı anlaşıldığından belirtilen bu yanlışlık maddi hata olarak değerlendirilmiş olup, yapılan incelemede; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....

              İlam zamanaşımına uğramış olsa bile temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davayı tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedemez. Şu halde, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 135/2. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nunun 156/2.maddesi) uyarınca hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, davalının bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde mahkemece ilamın zamanaşımına uğradığı nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                Alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesi ancak İİK'nun 40. ve 361. maddelerine göre mümkündür. İİK'nun 361. maddesi gereğince; icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa, verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Ancak, İİK'nun 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Haczin sonradan kaldırılmış olması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli olmadığı gibi takibin kesinleşmemiş olması da haciz işlemi sırasında borçlu tarafından ödenen ve alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesini gerektirmez....

                  UYAP Entegrasyonu