HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1677 KARAR NO : 2022/244 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÜMÜŞHANE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2021 NUMARASI : 2020/48 ESAS-2021/37 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz ve Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
150/a maddesinde; "Ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72. maddeye kadar hükümler uygulanır.'' düzenlemelerinin mevcut olduğu, bu maddeler bütün olarak nazara alındığında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılmasının zorunlu olduğu, borçlunun icra dairesi yerine icra mahkemesine yaptığı itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı, borçlunun ödeme nedeniyle borcun olmadığı yönündeki itirazlarının borca itiraz niteliğinde olduğu ve bu itirazları icra mahkemelerine değil yetkili icra dairelerine yapması gerektiği, icra mahkemelerinin dar ve sınırlı yetkiye sahip olup İİK ve ilgili diğer mevzuatların verdiği yetki çerçevesinde şekli denetim yapıp, genel bir yargılama yetkisine haiz olmaması sebebiyle şikayetçinin ipoteğin kaldırılması itirazının yerinde görülmediği ve son olarak ödeme emrinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılığa rastlanılmadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliği...
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklı banka tarafından davacı T1 ve dava dışı borçlular aleyhine banka alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının usulsüz tebligat ve borca itiraz istemli iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davacının aleyhine düzenlenen ödeme emrinde davacı T1 (Biçer)'nun takibe dayanak kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun O.K.H. Biçer İnş... Ltd....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetki itirazı ve sair itirazlara ilişkindir. İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2020/22077 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmektedir. Her ne kadar İİK'nun 18/3. maddesi gereğince; aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi, mutlak bir yetki olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda, mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır. HMK'nun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da kapsar....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/2217 KARAR NO : 2022/270 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK M TARİHİ : 30/09/2020 NUMARASI : 2019/944 ESAS 2020/1087 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 27.İcra Müdürlüğü 2017/15491(eski 2013/2395) takip sayılı dosyasında yenileme emri düzenlerek borçlu yerine dosyada vekil sıfatı ve vekaleti bulunmamasına rağmen tarafına gönderildiğini, bu nedenle tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin karşı tarafla herhangi bir alacak borç ilişkisi olmadığından borca ve ferilerine itirazlarının kabulüyle takibin iptalini, tarafına gönderilen yenileme emrinin iptalini...
İcra Müdürlüğü'nün 2016/31276 eas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten 23/11/2017 tarihinde haberdar olduğunu, takip dayanağı senetteki imzanın müvekiline ait olmadığını, müvekkilinin borcu bulunmadığını belirterek usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin 23/11/2017 tarihi olarak kabulüne, imzaya ve borca itiraz nedeniyle takibin iptaline, tazminata ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa yapılan tebligatın geçerli ve usulüne uygun olduğunu, imzaya ve borca itirazın yasal 5 günlük süresi içerisinde olmadığını, itirazlarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine, tazminata ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; ödeme emrinin 19/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı/borçlu vekili Av....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2020 NUMARASI : 2019/1424 ESAS, 2020/397 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle , İstanbul 6.İcra Müdürlüğünün 2019/949432 MTS sayılı dosyası ile hakkında icra takibinde bulunulduğunu , ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini takipten haberdar olamadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulünü , öğrenme tarihinin 27/12/2019 olarak düzeltilmesini istemiştir....
düzeltilmesini istemiş, ayrıca yetkiye, imzaya ve borca da itiraz etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: Şikayetçi borçlu, icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiası ile birlikte borca itiraz ederek, usulsüz kesinleşen takipte konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına, borca itirazın ilamsız icra takibinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesi ile borca itirazın reddine karar verildiği, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmektedir....
İcra Müdürlüğünce 2021/102517 E. numarası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ve davacı borçluya ödeme emrinin 02.08.2021 tarihinde (muhtara) tebliğ olduğunu, davacı 12.08.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile icra takibine gecikmiş itirazda bulunmuş olup takibin durdurulması talebinde bulunduğunu, ödeme emri 02.08.2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, davacının itiraz süresi 09.08.2021 tarihinde sona erdiğini, davacı ise hastalığı nedeniyle 10.08.2021 tarihinde hastaneye yatırıldığını ve 11.08.2021 tarihinde ise hastaneden taburcu olduğunu, görüleceği üzere davacının tebliğ tarihinden hastaneye yatışının yapıldığı tarihe kadar borca itiraz süresi mevcut olup itiraz etmemesi tamamen kendi iradesine bağlı olduğunu, yani davacı hastaneye yatış yaptığı sırada itiraz süresini geçirmiş olup, kendi kusuru nedeniyle borca zamanında itiraz etmediğini, dava konusu idari işlem Kurumun tabi olduğu yasal mevzuatlar sonucu ortaya çıkmış bir işlem olduğunu, müvekkili Kurumdan davacı tarafa ait belgeler...