Bu durumda mahkemece davacı - borçlunun mal varlığına uygulanan hacizlerin kaldırılmasına yönelik şikayetin kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Kaldı ki, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderildikten sonra davacı - borçlu vekilinin talebi üzerine takip dosyasındaki hacizlerin İİK 106- 110 maddeleri uyarınca kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden şikayetin kabulü ile davacı - borçlu vekilinin hacizlerin kaldırılmasına yönelik 10/06/2021 tarihli talebinin reddine dair 14/06/2021 tarihli memurluk kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18/12/2020 tarih ve 2020/332 E. - 2020/438 K. sayılı kararının hüküm bölümünün 1. bendinde yer alan “28/09/2020 tarihli hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair müdürlük kararının kaldırılmasına” cümlesinin silinerek karar metninden çıkartılmasına, yerine “02/09/2020 tarihli hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair müdürlük kararının kaldırılmasına” cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca (ONANMASINA), karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
tahsil harcının ödenmesi koşuluna bağlandığını, dosyadaki hacizlerin satış isteme süresi dolduğu için İİK 106- 110 uyarınca kaldırılması gerektiğini, hacizlerin kalkmasında icra müdürünün takdir hakkı olmadığını bu nedenlerle İcra Müdürlüğünün 24/11/2020 tarihli kararının iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
, duran icra takibinde, icra müdürlüğünce önceden konulan hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
Sözleşme ekinde mevcut, hacizli ek 2 listede kefiller Hüseyin Sarı ve T1 adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılacağı belirtilmiştir. Bu sözleşmeler kapsamında yapılan işlemlere yönelik 5411 Sayılı Yasa geçici 32. maddesi gereğince yargı harçları dahil harçlardan müstesna olduğu, ayrıca, hacizlerin kaldırılması talebi, borcun haricen ödendiğine karine teşkil ederse de ek-2 listede yer alan taşınmazlar yönünden borcun haricen tahsil edildiğinin kabul edilemeyeceği, icra müdürlüğünce finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi ek-2 listede yer alan hacizler yönünden hacizlerin harçsız olarak kaldırılması gerekmekte ise de davacı tarafından 31/05/2021 tarihli dilekçe ile borçlular adına kayıtlı tüm taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması talep edildiğinden ve bu talebin finanslar yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında bulunmadığı, bu hacizlerin kaldırılması için harç alınması gerektiğinden icra müdürlüğü kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
hacizlerin müvekkili belediyeyi zarara uğrattığını, mahkeme kararının kaldırılmasın, 10/06/2021 tarihli şikayete konu icra müdürlüğü işleminin iptalini, mezkur hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/27 esas sayılı dosyasından şikayetin 31/03/2021 tarihinde kabul edilerek Maltepe ilçesindeki taşınmazın teminat olarak kabulüne karar verildiğini, borçlunun mahkeme kısa kararını sunarak mehil vesikası verilmesi ve hacizlerin kaldırılmasına dair talebinin icra müdürlüğünün 06/04/2021 tarihli karar ile borçlu tarafa 90 gün mehil verilmesine ve tüm hacizlerin fekkine karar verildiğini, hacizlerin kaldırılması kararının hatalı olduğunu, kaldırılan hacizlerin koyulması gerektiğine dair taleplerinin icra müdürlüğünün 07/04/2021 tarihli kararı ile reddedildiğini beyan ederek 07/04/2021 tarihli müdürlük kararını kaldırılmasını, kaldırılan hacizlerin tekrar konulmasını talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesince icra dosyasına bildirildiği, bu durumda konulan hacizlerin aşkın hale geldiği ve hacizlerin devamında alacaklının hukuki yararının kalmadığı anlaşılmakla, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetli değildir. Dava konusu işlem icra müdürlüğünce yapılmış ise de, haczin davalı vekilinin talebi üzerine konulduğu ve davalı vekilinin yargılama aşamasında davaya karşı koyduğu anlaşıldığından, HMK'nın 326. maddesi uyarınca davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ve yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlular takip dayanağı ilamı istinaf etmiş ise de, tehiri icra süreci içerisinde yaşanan gecikme nedeniyle alacaklının borçluların malvarlığına haciz koydurduğu, ancak borçluların icra müdürlüğünce 01.06.2022 tarihinde hesaplanan 3.144.912,90 TL borcu karşılar 3.230.000,00TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektubunu sunduğu, teminat mektubunun icra hakimliğince kabul edildiği ve mehil vesikası düzenlenerek tehiri icra kararı verildiği, böylelikle borçlu tarafından yatırılan teminat, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşıladığından, mevcut hacizlerin aşkın hale geldiği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK'nın 85/son maddesiyle de bağdaşmadığı, bu durumda ilgilinin talebi üzerine hacizlerin icra mahkemesince kaldırılması gerekmekte ve icra müdürlüğünce doğrudan hacizlerin kaldırılması doğru değil ise de, sonucu itibarıyla aşkın hale...
Anılan düzenleme uyarınca, hakim, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemezse de; tahakkuk edecek hale göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Somut olayda; şikayete konu takibin 21.9.2015 tarihinde başlatıldığı, ihityati tedbir kararının ise takipten önceki bir tarih olan 02.9.2015'te verildiği, borçlunun bu tedbir kararı ile icra müdürlüğüne yaptığı 16.10.2015 tarihli başvuruda, borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması ile bundan sonra haciz uygulanmaması yönünde karar verilmesini talep ettiği, müdürlüğün aynı tarihli kararı ile borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinin reddine, takibin ise tedbir kararı gereğince durdurlmasına karar verildiği, ihtiyati tedbir kararının yeni takip yapılmasını engelleyen bir hüküm içermediği gibi, tedbirden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına yönelik de bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır....