Borçlu vekili şikayet dilekçesinde, aynı ilama dayalı olarak mükerrer olarak takip başlatıldığı, takipte fazla faiz talep edildiği, faiz başlangıç tarihleri ve faiz uygulanan asıl alacak miktarları bakımından açıklık bulunmadığı yönünde esasa ilişkin şikayetler de ileri sürmüş olduğundan bu halde, Mahkemece, borçlu aleyhine başlatıldığı ileri sürülen önceki takip dosyası da getirtilerek esasa ilişkin şikayetlerin değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde anılan şikayet sebepleri değerlendirilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : İİKnun 345/a maddesine muhalefet etmek HÜKÜM : Düşme Seyhan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 05.07.2011 tarihli yazısı ile borçlu şirketin 05.01.2009 tarihi itibariyle re'sen terk işleminin yapıldığının bildirilmesi ve şikayetçi vekilinin İİK.nun 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 15.03.2011 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA, 12.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Şikayet tarihinden sonra diğer borçlular tarafından dosya borcunun ödenmesi, borçlunun ilama aykırılık niteliğindeki şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİKnun 366. ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2009/3544 Esas sayılı dosyasından, 3.kişiye ait işyerindeki malların 03.03.2009 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını ayrıca icra müdürünün İİK’nun 97.maddesi uygulamasının hatalı olduğu ve İİK’99. Maddesine göre işlem yapması gerektiğinden bu işlemi de şikayet etmiş, mahkemece her iki dosya birleştirilmiştir. Davalı alacaklı vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu duruşmaya katılmamış ve cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece, haczin borçlunun işyerinde yapılmadığı, borçlu ile 3.kişi arasında organik bağ bulunmadığı ve hacizli mallarla borçlunun ilgisi ispatlanmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş;hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİKnun 24. maddesi taşınır teslimine ilişkin olup, 24/4. madde hükmü taşınırın borçlu yedinde olmaması halini düzenlemektedir. Buna göre taşınır borçlu yedinde bulunmazsa ve taşınır malın değeri ilamda yazılı değilse veya çekişmeli ise, icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunur. İİKnun 24/5. maddesine göre ise, hükmolunan taşınırın değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmayan yerlerde icra müdürü tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet K A R A R Dava konusu uyuşmazlık, İİK'nun 135. maddesine dayalı tahliye emrine yönelik şikayet olup, belirgin biçimde Dairemiz'in inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine dair davada mahcuzların niteliği gereği İİKnun 113. maddesine dayanak vaki satış taleplerinin davanın ihbar olunduğu hakim tarafından üç kez reddedilmiş olması sebebiyle uğranılan zararın tazminini talep etmektedir. İcra mahkemesince ret gerekçesi olarak, İİKnun 99. maddesinde düzenlenen “alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonunlanıncaya kadar haczedilen malın satışı yapılamaz” hükmü ile İİKnun 113. maddesinde vaktinden evvel satışta icra müdürlüğünün görevli olmasına dayanılmıştır. Davacı alacaklının mahçuzların ekonomik değerlerini yitirdiğini yani zararı 20.05.2014 tarihinde öğrendiği, iş bu davanın ise 31.03.2016 tarihinde açıldığı, olayda dava zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır....
Sonradan ileri sürülen şikayetler ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). 6100 sayılı HMK’nun 30. maddesi ile düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de göz önünde bulundurulduğunda, süresiz şikayet hallerinde yargılama sırasında ileri sürülen şikayet nedenlerinin de incelenip karara bağlanması gerektiği kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece, borçlunun yargılama sırasında ileri sürdüğü şikayet nedenleri değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece temyiz süresinin geçirilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu ek kararda davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Temyiz olunan mahkeme kararı davacı vekiline usule uygun şekilde 31.10.2012 tarihinde tebliğ olunmasına karşın karar İİK.’nun 363. maddesinde öngörülen 10 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 13.11.2012 tarihinde temyiz edildiğinden İİK.’nun 365. maddesi hükmü uyarınca davacı 3.kişi vekilinin temyiz isteminin reddine dair ek karar yerindedir SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3.kişi vekilinin mahkemenin 14.11.2012 tarihli İİKnun 365.maddesine göre verdiği temyiz dilekçisinin reddine dair ek kararına yönelik yerinde bulunmayan temyiz...
nun 135.maddesine dayalı olarak gönderilen tahliye emrinin iptali ve kiracılığın tespiti istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesine yapılan başvuru şikayet niteliğinde olup, Sulh Hukuk Mahkemesi icra mahkemesi sıfatıyla hareket ettiğinden ve ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın temyiz incelemesi Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından yapıldığından hükmün temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında kaldığından dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....