Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, dava konusu taşımadan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde konşimento hükümleri uyarınca İngiltere mahkemelerinin yetkili olacağının konşimentonun arka yüzündeki 2. maddede belirtildiğini savunarak yetki itirazında bulunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşımaya ilişkin konişmentoda yetkili mahkeme olarak İngiltere mahkemelerini yetkili kıldıkları, münhasır yetki ve kamu düzeninin sözkonusu olmadığını, bu durumda MÖHK'nın 31.maddesi gereğince tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın, yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilecekleri gerekçesiyle, davalının yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

    Ağır Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğname ile daireye verilmekle incelendi; Dosyanın mahiyeti itibarıyla ön inceleme denetimine tabi olmadığı, kararların sonucunda da uyuşmazlığın doğduğu tespit edilmekle gereği düşünüldü: İncelenen dosya içeriğine, sanığın üzerine atılı suçların niteliğine, iddianamede olayın anlatılış biçimine ve Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye göre, yerinde görülmeyen İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.04.2023 tarih ve 2023/92 Esas, 2023/94 Karar sayılı YETKİSİZLİK kararının oy birliğiyle KALDIRILMASINA, Dava dosyasının mahkemesine iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.07.2023tarihinde karar verildi....

      Ayrıca, HUMK'nun 17. maddesindeki bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, temyiz aşaması dahil her aşamada re’sen dikkate alınması gerekir. Bu itibarla, yetki itirazının HUMK'nın 13. maddesine göre değil HUMK'nın 17. maddesine göre değerlendirilmesi doğrudur. Ancak, Ticaret Sicilinden gelen yazıda, davalı kooperatifin merkezinin Sincan Mahkemeleri yetkisine giren bir yerde değil, Yenimahalle/Ankara’da olduğu belirtilmiştir. Bu itibarla, HUMK'nın 17. maddesi gereğince, bu davada kesin yetki kuralı gereği Ankara Ticaret Mahkemeleri yetkilidir. Mahkemece, açıklanan bu gereklerle resen yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, esasa ilişkin karar verilmesi doğru olmadığından, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden tarafa iadesine, 14.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Oysa bu parsel üzerindeki inşaatın kaçak olması halinin düzeltilebilecek olup olmadığı, yani ruhsatının alınıp alınamayacağı, kaçaklık halinin giderilip giderilemeyeceği ilgili yerlerden sorulup, kaçaklık halinin giderilebileceğinin anlaşılması halinde davacı vekiline yetki ve süre verilip bu hususun giderilmesi halinde sonucuna göre talepler değerlendirilerek bir karar verilmesi, aksi halde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durmadan ekonomik değeri olmayan yapıya değer verilerek tapu iptal ve tescil kararı verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin 28/10/2021 tarih 2018/1014 Esas 2021/499 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak, ......

          Ancak; 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi gözetilerek en ağır cezaya konu hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden daha hafif olan ve CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alınan Sarayönü Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/10 – 2008/94 sayılı ilamının tekerrüre esas alınması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, ''İzmir 1....

            Hukuk Dairesinin 15/02/2018 tarih ve 2016/373 Esas, 2018/414 Karar sayılı ilamı ile; davacı vekili, davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yükleniciye isabet eden 2, 9, 11 numaralı bağımsız bölümlerin İİK’nun 94/2. maddesine göre aldığı yetkiye dayanarak, yüklenici adına tescilini; 6 ve 8 numaralı bağımsız bölümler için ise, İİK’nun 277. maddesi gereğince tasarrufun iptalini istemiş, bozma ilamı gereğince her iki dava tefrik edilerek, tasarrufun iptali davası başka bir esasa kaydedilmiştir, davacının, her iki davayı, icra takibine konu alacağını tahsil edebilmek amacıyla açtığı, tasarrufun iptali davasının, mahkemenin 2012/198 Esas ve 2013/291 Karar sayılı ilamı ile kabul edildiği ve temyiz edilmeden 09.10.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, mahkemece, öncelikle, tasarrufun iptali davasına konu olan 6 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin değerinin davacının alacağını karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi, karşıladığının anlaşılması halinde...

              Maddesine göre alınan yetki belgesine dayanılarak altı adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur....

                İcra Müdürlüğünce Elazığ İcra Müdürlüğüne yazılan 31/05/2016 tarihli haciz talimatı ile, borçluya ait Elazığ ili, ... ilçesi, ... köyü 94 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kıymet takdirinin yapılmasının istendiği, bu talimat uyarınca konulan haczin yukarıda açıklanan şekilde "nokta haczi" niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisi, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. Bu nedenle şikayeti inceleme yetkisi İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesine aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince; İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Yetki tespiti ve yetki itirazı konusu 6356 sayılı Kanun'un, “Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması” başlıklı sekizinci bölümünde düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen kanuni düzenleme karşısında, yetki tespitinin iptaline ilişkin açılacak davaların görevli makamın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-ç maddesine göre de, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. Yine 6100 sayılı Kanun'un 115/2. maddesine göre de, dava şartı yokluğu durumunda mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. İnceleme konusu davada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 29.05.2015 tarih ve 11074 sayılı yetki tespitine göre, ...Hastanesinde alt işveren sıfatıyla faaliyet gösteren davacı şirkete ait işyerinde davalı sendikanın kanunun aradığı gerekli çoğunluğu tespit edilmiş, bunun üzerine işveren tarafından, olumlu yetki tespitinin iptali talep olunmuştur....

                    Bu sebeple, asıl ve 2008/303 Esas sayılı birleşen davanın reddi gerekirken, İİK'nun 94. maddesine aykırı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de anılan yasa hükmü uyarınca tescil talep edilebileceği halde, tahsile karar verilmesi de açıkça yasaya aykırı olmuştur. 2009/80 Esas sayılı birleşen davada ise yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan .... kişi tarafından öncelikle tescil, olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunulmuştur. Yukarıda değinildiği üzere, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi geriye dönük şekilde feshedilmiş olmakla, davacının artık tescil isteminde bulunmaya hakkı yoktur. Bu itibarla, tescil istemi dinlenemez. Bu duruma göre, arsa sahiplerine yönelik davasının tümden reddi ile ....04.2007 ile 04.06.2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile akidi bulunan yükleniciden talepte bulunabilir. Yüklenici ise, 2009/80 Esas sayılı dosyada yapılan ....06.2009 günlü duruşmada, davayı kabul etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu