Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel Mahkeme ile Yargıtay Özel Dairesi arasındaki uyuşmazlık; TMK.nun 642. maddesinde düzenlenen elbirliği ortaklığının çözülmesi giderilmesi davasının maddede yazılı mirasçılar dışında, İİK.nun 94, 121. maddeleri ve YlBK.nun 14.4.1943 tarih 48/15 sayılı kararları doğrultusunda iştirak halinde tasarruf olunan bir miras hissesinin haczi ve alacaklı tarafından satışının istenmesi halinde, icra Tetkik Mercii Hakimliği tarafından elbirliği mülkiyetinin giderilmesi hususunda alacaklıya verilen yetki belgesi doğrultusunda elbirliği mülkiyetinin çözülmesi giderilmesi davasının, alacaklı tarafından mı yoksa 4721 sayılı Yasanın 648. maddesine göre atanacak kayyım tarafından mı açılmasının gerektiğinin, başka bir anlatımla TMK.nun 648. maddesinin, 2004 sayılı İİK.nun 94 ve 121. maddeleri ile 14.4.1943 gün 48/15 sayılı YlBK. kararını örtülü biçimde yürürlükten kaldırıp kaldırmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Öncelikle yasaların yürürlükten kalkma usulünden söz edilmelidir....

    Yerel Mahkeme ile Yargıtay Özel Dairesi arasındaki uyuşmazlık; TMK.nun 642. maddesinde düzenlenen elbirliği ortaklığının çözülmesi giderilmesi davasının maddede yazılı mirasçılar dışında, İİK.nun 94, 121. maddeleri ve YlBK.nun 14.4.1943 tarih 48/15 sayılı kararları doğrultusunda iştirak halinde tasarruf olunan bir miras hissesinin haczi ve alacaklı tarafından satışının istenmesi halinde, icra Tetkik Mercii Hakimliği tarafından elbirliği mülkiyetinin giderilmesi hususunda alacaklıya verilen yetki belgesi doğrultusunda elbirliği mülkiyetinin çözülmesi giderilmesi davasının, alacaklı tarafından mı yoksa 4721 sayılı Yasanın 648. maddesine göre atanacak kayyım tarafından mı açılmasının gerektiğinin, başka bir anlatımla TMK.nun 648. maddesinin, 2004 sayılı İİK.nun 94 ve 121. maddeleri ile 14.4.1943 gün 48/15 sayılı YlBK. kararını örtülü biçimde yürürlükten kaldırıp kaldırmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Öncelikle yasaların yürürlükten kalkma usulünden söz edilmelidir....

      mahkemeden veya icra müdürlüğünden yetki alarak borçlu adına tescil yaptırmasının mümkün olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK'nun 94/3. maddesinde “Borçlunun zilyed bulunduğu bir taşınmaz üzerindeki fevkalede zamanaşımı ile iktisabının istemek hakkının haczedilmesi halinde, icra dairesi zilyetliğin başkasına devrine mani olacak tedbirleri alır ve alacaklıya bir ay içinde taşınmazın borçlusu adına tescili, için dava açma yetkisi verir....

        Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerden açıkça anlaşıldığı üzere, Mahkeme birlikte açılmış davaların ayrılmasına talep üzerine ya da kendiliğinden davanın her aşamasında karar verebilir ve yine HMK'nın 94/3. maddesine göre verilen kesin süre içerisinde yapılması gereken işlem yapılmazsa, artık o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar ve hakimin mevcut durum itibarıyla incelemesini yaparak gerekli kararı vermesi yasal zorunluluktur. Somut olayda; Mahkemece yapılacak iş, davaların ayrılmasına karar verilmekle, ayrılma kararı verilen ve TMK'nın 696. maddesinden kaynaklanan ortaklıktan çıkartılma davasının ayrı esasa kaydedilip, tarafların o dosya yönünden talepleri uyarınca karar vermek; eldeki dosyada halen derdest olan tapu iptali ve tescil davasının incelenip, toplanan deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar vermekten ibaret olup, noksan inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir....

          İcra Müdürlüğünde başlatıldığından takip dayanağı bonolarda avalist olarak yer alan davacı - borçlunun yetki itirazının reddi ile borçluların diğer itirazlarının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nun 353/1- a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda yargılama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karara bağlanması amacıyla davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nun 353- (1) a) 6) maddesi gereğince İstanbul 18....

          lerinde payları temsil eden hisse senetlerinin çıkarılması nedeniyle, borçlunun adı geçen şirketlerdeki hisselerine İİK'nun 88. maddesine göre haciz konulabileceğini ileri sürerek İİK'nun 94. maddesi gereğince yapılan haciz işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine ilişkin olarak verilen kararın, Dairemizin 26/05/2015 tarih ve 2015/4464 E. - 2015/14455 K. sayılı kararıyla "... mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla adı geçen anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haciz müzekkerelerinin tebliğ edildiği tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir" gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra, pay senedinin, haciz ihbarnamesi ile haczedebileceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

            DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu, alacağının tahsili amacıyla giriştikleri icra takibinin kesinleştiğini, davalılar arasında ise arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, söz konusu icra takibinde, davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalı yüklenici şirkete isabet eden dairelerin, şirket adına tescili amacıyla İİK’nın 94/2 nci maddesine dayalı olarak yetki aldıklarını ileri sürerek, bu kapsamda iki adet bağımsız bölümün davalı yüklenici şirket adına tescilini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının aciz vesikası almadığını, dava konusu bağımsız bölümlerin eksik işler ve tazminat bedelinin karşılığı olarak müvekkilinde kaldığını, davacı ile davalı yüklenici şirket arasındaki daire satışına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. III....

              göre haczedilebileceğinden bahisle, istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi borçlularca temyiz edildiği anlaşılmıştır. 01.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler....

                GEREKÇE: Dava mirasın hükmen reddinin tespit ve tescili istemine ilişkin olup davalı banka vekilinin yetki itirazı üzerine mahkemece İstanbul Mahkemeleri yönünden yetkisizlik kararı verilmiş olup davacılar bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Yargıtay 5. Hukuk dairesinin 2021/8683 Esas - 2021/13150 Karar sayılı ilamına ve bu konuda yerleşik içtihatlara göre; Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgâhı mahkemesidir. TMK'nın 605/2. maddesi gereğince bu tür davalar için özel bir yetki belirlenmemiştir. O halde, kesin yetki sözkonusu olmayıp, davanın HMK'nın 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun'un 14/1. maddesi ise, bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunu hükme bağlamıştır....

                den alınıp davacı-karşı davalı ...Ş'ye verilmesine, ” ibaresinin yazılmasına, hükmün ve gerekçesinin 1086 sayılı HUMKnin 438/son maddesi uyarınca düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİKnin 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,10.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu