İİK 278. maddesinde aranan ve tasarrufun bağışlama sayılması sonucunu doğuran hısımlık ilişkisinin mevcut olmadığını, dava konusu taşınmazı satmak suretiyle yapmış olduğu tasarruf işleminin İİK 277, 278 vd. ve Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi hükümlerine göre iptalinin mümkün olmadığını, dosyada davacı tarafın iddialarını doğrulayacak herhangi bir delilin de mevcut olmadığını beyan ederek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, İİK 277 vd. maddelerindeki koşullar gerçekleşmediğinden davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
10 no'lu bağımsız bölümde yapılan tasarrufun iptalinin gerektiğini ileri sürerek, anılan tasarrufların iptali ile takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
dayalı” sebepsiz zenginleşme olabileceği ve bu kapsamda TBK m. 79 vd. hükümlerince iade borcundan söz edilebileceği, Yüklenici davalının eseri anlaşmaya uygun meydana getirip getirmediği, ayıplı teslim yapıp yapmadığı, davacının ayıp bildirimini TBK 474 md. uyarınca uygun süre içerisinde yapıp yapmadığı, süresi içerisinde bildirilmiş ise yapılan bildirimin usule uygun bir bildirim olup olmadığı, bildirimin ne şekilde yapıldığı hususunda: a....
Ltd Şti'nin iflasının kapatılması hususunun İİK 254 maddesinde düzenlendiği, alınan bilirkişi raporu içeriği ve dosya kapsamına göre iflasın kapatılması koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından davanın kabulü ile ... Mekanik İnşaat Makina İmalat San. ve Tic. Ltd Şti hakkında mahkememizin ... esas sayılı dosyası üzerinden verilen iflasın İİK 254 maddesi gereğince kapatılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Talebin kabulü ile İİK 254 maddesi gereğince Müflis ... Mekanik İnşaat Makina İmalat San. ve Tic. Ltd Şti hakkında Ankara (21....
Belirtilen nedenlerle öncelikle ağır ceza mahkemesindeki kararın temyiz sonucunun beklenilmesi ayrıca mahkemece yeniden konusunda uzman bir bilirkişi seçilmek suretiyle dosyada mevcut olan bilgi ve belgeler değerlendirilerek davacı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinin niteliği ve TBK 472. maddedeki uyarı görevini yerine getirilip getirilmediği hususu da irdelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca 134/4 madde gereğince de ihalenin feshine ilişkin açılan dava üzerine mahkeme tarafından verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararları, İİK 97/5 madde gereğince icra mahkemesince istihkak iddiası üzerine takibin devamına dair verilen kararlar ile İİK 36/5 madde gereğince yatırılan teminatın geri verilip verilmeyeceğine ilişkin mahkemece verilen kararlar kesin olup, istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Somut olayda istinaf yolu ile incelenmesi talep edilen ilk derece mahkemesinin verdiği İİK 85.maddesinin uygulanma biçimine ilişkin karar İİK 'nun 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu, inceleme sonucunda anlaşılmakla niteliği itibari ile kesin hükme yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece, 01/07/2012 tarihinden sonra imzalanan sözleşmeler bakımından 6098 sayılı TBK'nın m. 20 vd. daki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve ortaya çıkan boşluğun da doldurularak, sonucuna göre varsa davacıdan kesilen fazla masrafların iadesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı gerekçeyle hüküm tesisi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
koşulu dahil ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken tüm şartların oluştuğunun anlaşılacağını, belirtilen ve HMK m. 257 vd. hükmü gereğince de re’sen gözetilecek nedenlerle ilgili dosyaya ilişkin, dosya kapsamına sunulan delilleri doğrultusunda davacı tarafın kaçak elektrik kullanımının da varlığı sabit olduğundan, borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m. 257 gereği ihtiyati haciz talebimizin kabul edilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasında akdi ilişki bulunması şartıyla, TBK m. 89 (BK. m. 73) uyarınca bir para alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibinde, alacaklının ikametgahının bulunduğu yer icra dairesi takipte yetkilidir.-----------------Takip, alacaklının ikametgahı icra dairesinde yapılmıştır. Bu nedenle davalının icra dosyasına yaptığı itirazın deliller toplandıktan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir. Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Davacı taraf, takip dayanağı faturalara ilişkin sözleşmesel ilişkinin varlığını, faturalara mal ve hizmetlerin verildiğini, faturaların davalıya tebliğini yazılı belgelerle ispatlayamamıştır....