Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir. HMK'nın 389.maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir....

    İhtiyati haciz talebi yönünden yapılan değerlendirmede; ihtiyati haciz talep eden tarafından sunulan delillerin alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yönünden yaklaşık ispat için yeterli görülmediğinden ihtiyati haciz talebinin 2004 sayılı İİK'nın 258. Maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir. İhtiyati tedbir talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; 6100 sayılı HMK 389/1.maddesi uyarınca sadece dava konusu olan uyuşmazlıklar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği ve aleyhine ihtiyati tedbir talep edilene ait aracın uyuşmazlık konusu olmadığı kabul edildiğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine..." şeklinde karar verilmiştir....

      Davacı,dava dilekçesi ile dava konusu maddi ve manevi tazminatlarına ilişkin para alacağının güvence altına alınması amacıyla davalının menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve dava konusu tazminat talepleri yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece 21/10/2020 tarihli gerekçeli ara kararla, davacının ihtiyati tedbir talebi yönünden, ihtiyati tedbir konulması istenen taşınır-taşınmaz malların dava konusu olmadıklarından HMK 389. maddesindeki koşulların bulunmaması nedeniyle, ihtiyati haciz talebi yönünden ise bu aşamada alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yönünden yaklaşık ispata dair koşulların bulunmaması nedeniyle davacının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Bu ara karar davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekili süresinde iş bu ara kararı istinaf etmiştir....

      Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir." hükmünü haiz olduğunu, açılan bu davada tedbir talep edilemez ise de, ancak "çoğun içinde az da vardır kuralı" gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebi mevcut olup ve bu yönde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin isabetli olmadığını, kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, alacak miktarı olan 80.000-TL üzerinden takdiren %15 olarak hesaplanan 12.000-TL teminat karşılığında İİK m.72/3 gereği icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Talep, icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ihtiyati tedbir talebi hakkında ilk derece Mahkemesi tarafından "Mahkememiz dosyasının incelendiğinde, davacı vekilinin tedbir talebi istemine ilişkin alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi, ayrıca telafi edilemez bir zarar doğma ihtimalinin olmadığı göz önüne alınarak davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine," karar verilmiştir....

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir talep eden vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden ihtiyati tedbir talep edene iadesine, 08/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Hukuk Muhakemeleri Kanunu 389. maddesinin ilk fıkrasında; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” biçiminde düzenleme getirilmiş, aynı Kanunun 341/1- b. maddesinde ise "İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." hakkında istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, ihtiyati tedbir talebi davalı tarafın davacı hakkında itibarsızlaştırıcı ve karalayıcı haberlerin kaleme alınmamasına ilişkindir....

            haciz-tedbir konulmasına karar verilmesi talebi ile istinaf isteminde bulunmuştur....

            Davacı vekilince; davacının hakedişinden kesinti yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş, mahkemece 08/11/2022 tarihli ara karar ile davalı kurumun işleminin tedbiren durdurulmasına hükmedilmiş, tedbir kararına davalı kurum vekilince itiraz edilmesi üzerine duruşma açılarak, davalı vekilinin henüz ön inceleme aşamasına geçilmeden önce yetki itirazında ve ihtiyati tedbir ara kararına itirazda bulunduğu, yetki itirazının kabulü halinde yetkili ve görevli mahkemenin ihtiyati tedbir kararını ortadan kaldırma yetkisinin bulunduğundan bahisle bu aşamada davalı vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

            Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında (ve muvazaa) ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir isteminin ihtiyati haciz olarak kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Emsal Yargıtay 17 HD.nin 2012/8174 Esas 2012/9903.Sayılı Kararı) Bu bakımdan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları doğrultusunda davacının talebinin ihtiyati haciz talebi olarak kabul edilmiş olup İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....

              UYAP Entegrasyonu