Somut olayda, ihraç kararının iptali davası ile tapu iptal ve tescil davasının ayrı ayrı görülmesi, üyelik hak ve sıfatına bağlı olarak tapu iptal ve tescil davası açan davacının, aktif husumetin belirlenmesi için ihraç kararının iptali davasının bekletici mesele yapılması gerekmekte ise de, ihraç kararının iptaline yönelik karar, davalı tarafça temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olup, birleşen dava yönünden davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğu anlaşıldığından, anılan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatif tarafından aidat borcunun ödenmemiş olması gerekçesiyle 15.12.2003 tarihli yönetim kurulu kararıyla üyelikten ihraç edildiğini, ancak müvekkiline gönderilen ikinci ihtarnamede bir ay yerine otuz günlük sürenin verildiğini, tebligatların usulsüz olduğunu bu nedenle ihraç kararının da doğru olmadığını ileri sürerek, ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve kooperatif üyeliğinin tespiti davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 17.02.2015 gün ve 2014/10758 Esas, 2015/922 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken, 1986 yılında üyelikten ihraç edildiğini, ihraç edildiğini yeni öğrendiklerini, müvekkilinin 1983 ile 1998 yılları arasında yurtdışında bulunduğunu ve kendisine ihraç kararından önce ihtar yapılmadığını ileri sürerek, ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Her ne kadar 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun ....maddesinde ihtarnamenin elden ya da taahhütlü mektup ile ortağa ulaştırılması öngörülmüş ise de,anılan düzenleme yurt içinde ikamet eden ortaklara yönelik bir düzenleme olup,yurt dışında oturan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligatlar anılan Kanunu'nun .... ve ihraç kararının tebliği tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tüzük'ün 36,37,38,39,40 ve 41.maddeleri hükümlerine göre belirlenen yöntem ile yapılması gerekmekte olup, davalıya anılan usule uygun şekilde ihraç kararının tebliğe çıkarılmadığı ve tebliğ edilmediği anlaşıldığından ihraç kararının kesinleştiğinden söz edilemez....
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; genel kurulda alınan ihraç kararının iptali için açılan davanın bir aylık değil, üç aylık hak düşürücü sürede açılması gerektiğini, davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açıldığını, davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği kabul edilse dahi, sürenin ihraca ilişkin genel kurul kararının tebliğinden başlaması gerektiğini, müvekkiline genel kurul kararı tebliğ edilmediğinden sürenin başlamadığını, ihraca dair genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğundan herhangi bir süreye de tabi olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ihraç kararının alındığı genel kurul tarihinden itibaren bir aylık sürede ihraç kararının iptali istenmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ihtar tarihi itibariyle davacının üç üyeliği için 87.250,00 TL borçlu bulunduğu, daire başına düşen borcun 29.083,33 TL olduğu, her ne kadar ihtarnamede daire başına 30.000,00 TL istenmiş ise de aradaki bu farkın davacıyı ödemede tereddüte düşürecek nitelikte olmadığı, ihtarlarda yasa ve anasözleşmede belirtilen sürelerin verildiği, talep edilen borcun 2009 yılı Haziran ayından 2011 yılı Şubat ayına kadar olan borca ilişkin olduğu, açılan genel kurul kararının iptali davasının davacının ödemeden kaçınmasını haklı kılmadığı, dolayısıyla bilirkişi raporunun aksine ihraç kararının yasa ve anasözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Her pay için ayrı ihraç prosedürü uygulanması zorunlu olup , aksi halde ihraç kararı verilemez. Somut olayda, davacının , davalı kooperatifte üç üyeliği bulunduğu uyuşmazlık dışıdır....
- K A R A R - Davacı vekili müvekkillerinin murislerinin üyelik hakkı dolayısıyla davalı kooperatif üyesi olduklarını, davalı tarafından gönderilen 22.12.2009 tarihli ihtarname ile müvekkillerinin kooperatiften ihraç edildiğinin bildirildiğini, ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkillerine verilmesi gereken dairenin halen davalı adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile müvekkillerine isabet eden dairenin tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01.12.2014 havale tarihli dilekçesi ile davacılara verilecek bir dairenin bulunmaması nedeniyle dairenin bedelinin tazminine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, ihraç kararının iptali ile tapu iptal ve tescil davasının birlikte görülemeyeceğini, davacıların halen borcu bulunduğundan, tazminat talep edilemeyeceğini, ihraç kararının usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında, kooperatif üyeliğinden ihraç kararın iptali istemine ilişkin dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, ancak haksız olarak üyelikten ihraç edildiğini ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı temsilcisi, davacının üyelik şartlarını taşımadığını, bu nedenle ihraç kararının yerinde olduğunu ve davacının süresinde dava açmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifçe gönderilen ihtarnamelerin usulüne uygun olduğu, her ne kadar davacının kooperatife ....850,00 TL borçlu olduğu, halde davalı kooperatifçe ....500,00 TL istenmiş ise de; davacının yatırdığı 65,80 TL aidat tutarı karşısında, bu farklılığın ihraç kararını geçersiz kılacak düzeyde olmadığı gerekçesiyle, ihraç kararının iptali talebinin reddi ile, davacının davalı kooperatife ....850,00 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ihraç kararının iptali ve davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Dava, kooperatif yönetim kurulunda alınan ihraç kararına karşı, genel kurulda yapılan itiraz üzerine, ihraç kararının onanmasına ilişkin alınan genel kurul kararının iptali davası olarak açılmış ise de; davacı esas itibarıyla kooperatif üyeliğinden daha önce istifa ettiğini, bu nedenle kooperatif üyesi olmadığını, buna göre kendisi hakkında ihraç kararı verilemeyeceğini ileri sürerek, bu ihraç kararının iptali bağlamında, onamaya ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespitini istemiştir. Bu durumda, davada esasen ihraç kararının yerinde olup olmadığı değil, davacının halen kooperatif üyesi olup olmadığı hususunda davalı kooperatifin çıkardığı muarazanın giderilmesi ve buna göre davacının üye olmadığının tespitine karar verilmesi istenilmektedir....