Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki taşınmaz ihalesinin feshi (ortaklığın giderilmesi nedeniyle) şikayetinden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine ihale bedeli üzerinden %10 oranında para cezasına hükmedilmiştir. Kararın şikayetçi hissedarlar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nisbi karar ve ilamın harç konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulmaktadır. 7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nisbi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nisbi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir....
Dolayısıyla, şikayetçilerin ihalenin feshi isteminde bulunmalarına yasal imkan yoktur. O halde, mahkemece, şikayetçilerin aktif husumet ehliyetleri bulunmadığı gözetilerek işin esasına girilmeden istemin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek hüküm tesisi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonuç itibariyle doğrudur. Ancak; İİK.'nun 134/2. maddesi uyarınca, işin esasına belirtilen nedenle girilmemiş olacağından şikayetçiler aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın Dairemizce düzeltilerek onanması gerekirken, doğrudan onandığı anlaşılmakla şikayetçilerin karar düzeltme istemlerinin kısmen kabulü gerekmiştir....
İİK.'nun 134/2. maddesinde; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahküm eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi hâlinde para cezasına hükmolunamaz" düzenlemesine yer verilmiştir....
Davalılar T3 ve T4 vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça sadece T1 adına dava açıldığını, hissedar T9 açısından açılan bir ihalenin feshi davası olmadığından T9 yönünden ileri sürülen iddiaların davada taraf olmadığından incelenmemesi gerektiğini, İİK'da sayılan ihalenin feshi sebepleri bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; Şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, davacıya satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmiştir. Davalı T4 istinaf başvurusunda özetle; tebligatın usulüne uygun olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nin 134/8. maddesinde "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır....
Çünkü İİK 134/2 maddesi uyarınca görevli icra mahkemesince ihale tapudaki tescil geçerli bir sebebe dayandığından yolsuz tescilden söz edilemez. Bu nedenle TMK 1024/2'ye göre yolsuz tescil nedeni ile tapu iptali ve tescil davası açılamaz. O halde ihalenin feshi nedeni olabilecek hususların ihalenin feshi şikayetinde incelenmesi gerekmektedir. İcra mahkemesince yapılan inceleme sonucunda ihalenin feshi sebebi tespit edilemez ise ihalenin feshi talebinin reddi ile yetinilmesi gerekirken" sair istinaf nedenlerinin genel mahkemelerde yargılama gerektiren yolsuz tesciline ilişkin davada ileri sürülebileceği..."şeklinde bir gerekçeye yer verilmesi cebri icra yolu ile ihale ve ihalenin feshi ile ilgili icra hukukunun kurallarına aykırılık oluşturduğundan isabetli görülmemiştir....
Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. İhalenin feshi isteminde bulunan davacı, İİK. 'nun 134/8. Maddesi uyarınca, menfaatlerinin zarara uğramış olduğunu ispatlamak zorundadır....
İİK’nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134.maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3.fıkrasına göre pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin ve ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında sayılmayan kişilerin ”… ihaleden feshi talebi, ihale bedeli üzerinden nisbi harca tabiidir. Bu harcın yarısı talepte bulunulurken peşin olarak yatırılmak zorundadır. Talebin kabulü halinde bu harç başka bir kimseye yüklenmez ve itirazı halinde iade edilir. Talebin reddi halinde ise alınan bu harç iade edilmez ve harcın kalan kısmı ihalenin feshini isteyenden tahsil edilir…” İhalenin feshi aslında bir tür şikayet olmakla birlikte önemi nedeniyle ihalenin feshi sebepleri ve prosedürü ayrıca düzenlenmiştir....
Ortaklığın giderilmesi kararına dayalı olarak yapılan satışlara ilişkin ihalenin feshi davalarında, alıcı ile birlikte hissedarların tamamının hasım olarak gösterilmesi gerekir (Yargıtay 12.HD 2021/684 E, 2021/2377K). Somut olayda tüm hissedarlar dahil edilmeden yargılama yapılması hatalı olup, kamu düzeni ile ilgili bu husus resen kaldırma sebebi yapılmıştır. (II)Kalkandere Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/34 XX 157/50 K sayılı dosyasının eldeki dosya ile birleştirildiği, ancak birleşen dosya hakkına bir karar verilmediği anlaşılmış olup, bu husus doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken; ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın taraflarına ve taşınmaz hissedarlarının tamamına (varsa vekillerine) usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek iddia ve deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar vermek ve birleşen dava yönünden de ayrı hüküm kurmaktan ibarettir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, 21/09/2021 tarihli gayrimenkul ihalesinin feshi istemine ilişkindir. İİK.'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. İcra emrinin borçlulara tebliğinden itibaren İİK. 'nun 150/e maddesi uyarınca, 1 yıllık yasal süre içerisinde satış talep edilerek gerekli avans yatırılmıştır. İhalenin feshi isteminde bulunan davacı, İİK. 'nun 134/8....