Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaldırma kararında tüm ihalenin fesih sebepleri ve asıl icra dosyasının getirtilerek değerlendirilmesi gerektiği belirtilmişse de bozulan karar sonrası yerel mahkemenin yine hiçbir hususu incelemeden karar verdiğini, satış ilanında usul ve yasaya aykırı olarak %8 olarak kdv oranı belirlendiğini, satış ilanı ve şartnamesine taşınmazın nitelik ve özelliklerinin yazılmamasının ihaleye katılımı etkilediğinden ihalenin feshinin gerektiğini, satış ilanının tüm ilgililere tebliğ edilmeden yapıldığını, borçluya İİK 103.maddesi uyarınca tebligat çıkarılmadığını ve aile konutu olan taşınmazın ihale ile usul ve yasaya aykırı şekilde satıldığını açıklanan nedenlerle kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, ihalenin feshi istemine ilişkindir. İİK.'nun 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde ihalenin feshi istemine ilişkin davanın reddine, ihale bedelinin %10 olarak hesaplanan 320.500,00 TL para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiştir....
Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. O halde, şikayetçinin ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Davacının temyiz itirazının kısmen kabulü ile.......
Bu durumda, şikayetçinin, 9 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11.03.2015 tarih ve 2015/36 Esas-2015/61 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün para cezası ile ilgili 2. fıkrasının karar metninden çıkartılmasına, yerine; "2-Davaya konu ... Mahallesi ......
Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile......
bulunduğu kanıtlanamadığına ve ihalede başkaca usul ve yasaya uymayan bir yön de görülmediğine göre ihalenin feshi davasının süreden reddedilmesi gerektiği" nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak ihalenin feshine ilişkin davanın süresinde açılmaması nedeni ile reddine karar verilmiştir....
Cad., No:10/25, İç Kapı No:16 Çankaya/ANKARA” adresine davaya konu ihalede satılan taşınmazın “Açık Artırma İlanı” ve dolayısıyla ihalenin 11/11/2021 tarihinde yapılacağı (ihale günü) 27/09/2021 tarihinde usulüne uygun olarak (davacının aynı adreste birlikte ikamet ettiği eşi Döne SARIYÜCE imzasına) tebliğ edilmiştir. Davacı tarafça feshi istenen ihalenin tarihi 11/11/2021 olup, dava tarihi ise 21/01/2022 tarihidir. Yukarıda da belirtildiği üzere; İİK.’nun 134/2. maddesi gereğince ihalenin feshi davası ihale tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içinde açılmalıdır. İİK.’nun 19/1 maddesine göre ise; kanunda gün olarak tayin olunan sürelerde ilk gün hesaba katılmaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMES ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, 22/02/2022 tarihli gayrimenkul ihalesinin feshi istemine ilişkindir. İİK.'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. İhalenin feshi isteminde bulunan davacı, İİK.'nun 134/8. Maddesi uyarınca, menfaatlerinin zarara uğramış olduğunu ispatlamak zorundadır....
İİK.'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. Yine İİK. 'nun 134/2....
Her ne kadar Yargıtay kararlarında, dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmişse de, İcra ve İflas Kanununun 134/2 maddesine aykırı olarak dava dilekçesinde yurt içi adresi gösterilmemesi nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmişse de, Hukuk Muhakemeleri Kanununda, Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununundan farklı olarak dava dilekçesinin reddine kararı verilmesine ilişkin her hangi bir hüküm bulunmaması, öte yandan İcra ve İflas Kanununun, 134 maddesinde 30/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı yasanın 27. maddesi ile yapılan değişikle ihalenin feshi davalarında; "ihalenin feshi isteminin usulden reddine" ya da "feragat nedeniyle istemin reddine" ya da " işin esasına girilerek istemin reddine" karar verilmesi öngörülmüş olduğundan Mahkememizce dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine " karar verilmiştir....