DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı,şikayete konu taşınmazın 22.05.2019 tarihinde haczedildiği,taşınmazla ilgili ihalenin feshi davası açıldığı, davanın kabul edilerek ihalenin fesh edildiği davayı açan davacılar arasında huzurdaki şikayeti yapan T1 nun da bulunduğu taşınmazın tapu kaydının diğer borçlu Feride Kavunoğlu olduğu,taşınmaz üzerinde T3 ipoteğinin bulunduğu,ipoteğin ticari krediler nedeni ile doğan borçlar için verildiği, zorunlu ipoteklerden olmadığı görülmüştür. Taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olması nedeni ile haczin kaldırılması ve meskeniyet şikayetleri süreye tabi olup bu süre öğrenme tarihinden itibaren yedi gündür. İstinaf incelemesi talep edilen olayda bu süre geçirilmiş olmakla mahkemece talebin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek ret kararı verilmiş olması isabetsiz olmakla HMK nın 355....
İcra Mahkemesi )2005/66 esas ve 2005/900 karar numaralı dosyası ile ihalenin feshi davası açıldığını ve ihalenin feshedildiğini, ihalenin feshi davası açılmasından sonra davalı T7 kötü niyetle hareket ederek davadan haberi olduğu halde taşınmazı elden çıkarmak istediğini ve iyi niyetli alıcı gibi görünecek birini aradığını ve yakın ilişki içinde bulunduğu arkadaşı diğer davalı T10 a taşınmazı, ihalenin feshi dava dilekçesi kendisine tebliğinden 2 ay 13 gün sonra, 20.04.2005 tarihinde 4243 yevmiye ile satmış gibi tescil ettirdiğini,taşınmazın T7 ın elinden gitmemesi için böyle bir oyun oynandığı ve muvazaalı olarak satış yapılmış gibi gösterildiği için satış bedeli olarak görünün 80.000 TL’ lik bir para alışverişi de aralarında hiç olmadığını, 170 m² büyüklüğünde ve üzerinde 7 dairenin bulunduğu bir taşınmazın %50 hissesinin 80.000 TL gibi düşük bir bedel ile satılması da gerçeğe uygun olmadığını, muvazaalı taşınmaz devrinin yapıldığı tarihte 170 m² büyüklüğündeki bir arsanın üzerindeki...
(TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir. İhaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekir. Somut olayda; şikayetçi vekili tarafından fesat iddiası ile ilgili olarak şikayet dilekçesinde deliller kısmında tanık deliline başvurulduğu görülmekle , tanık dinlenmeden ihalenin feshi istemine yönelik şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir. İhaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihalenin usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "İİK'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir....
Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....
Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, İcra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....
Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....
Ayrıca; KDV muafiyetinin satış şartnamesinde gösterilmemesi hususu borçlu tarafından açıkça ileri sürülmediği ve ihalenin feshi yargılamasında mahkemece re'sen bakılacak hususlardan olmadığı halde mahkemece bu hususun fesih nedeni olarak kabul edilmesi de doğru görülmemiştir. b) Mahkemenin satış ilanının diğer takyidat alacaklılarına tebliğ edilmediğine ilişkin gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; İİK'nun 127. maddesi gereğince, taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği taşınmaz hissedarlarına tebliğ edilmelidir. Bu işlemin yapılmamış veya usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshini gerektirir. İhalenin feshini isteyen şikayetçiye satış ilanı 27.11.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Şikayetçi, satış ilanının tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığından bahisle ihalenin feshini talep etmiş mahkemece diğer takyidat alacaklılarına satış ilanının tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar vermiştir....
Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....