Yapılmasına Dair Kanun'un 6. maddesi ile İİK'na eklenen ve 09.08.2016 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 12. madde, "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla değiştirilen hükümler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan iflasın ertelenmesi talepleri hakkında uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce verilmiş iflasın ertelenmesi kararına dayanılarak yapılan uzatma talebi hakkında verilecek karar da iflasın ertelenmesi talebi hakkında verilmiş karara ilişkin kanun yoluna tabidir." hükmünü içermektedir. Somut olayda, istemci şirketin iflasının ertelenmesine ve erteleme süresinin iki defa uzatılmasına, anılan hükmün yürürlüğe girdiği tarihten önce karar verilmiş olduğu gözetildiğinde, İlk derece Mahkemesi kararının iflasın ertelenmesi hakkında verilmiş karara ilişkin kanun yoluna, yani temyiz yoluna tabi olduğu, dolayısıyla kanun yolu incelemesi yapması gereken üst mahkemenin temyiz mahkemesi durumundaki Yargıtay olacağı açıktır....
Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir. İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır. İflasın ertelenmesi taleplerinin grup şirketleri tarafından birlikte açılması, bunların ayrı ayrı yatırmaları gereken harçtan kaçınmalarına da imkan verecektir. Harçlara dair düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok tüzel kişinin birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarına engel teşkil etmektedir....
İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için herşeyden önce erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda bulunması gerekir. Bilirkişi raporunda erteleme talebinde bulunan limited şirketin borca batık durumda olmadığı, nakit sıkıntısı bulunduğu belirtilmiştir. Aciz halinde bulunmak iflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için yeterli değildir. Mahkemece borca batık durumda olmayan davacı şirketin iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ... A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - ... ... Ltd.Şti.nin iflasın ertelenmesi talebi kabul edilerek 17.5.2007 tarihinden itibaren bir yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verilmiştir. ... ... Ltd.Şti. vekili, şirketteki iyileşmenin devam ettiğini, gözle görülür bir iyileşme sağlandığını, yeni işler alındığını ileri sürerek erteleme süresinin bir yıl uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 20.07.2010 No : 734/329 Davacı tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İflasın ertelenmesi talebinde bulunan vekili, müvekkili şirketin matbaacılık alanında faaliyet gösterdiğini, ekonomik kriz nedeniyle borca batık duruma geldiğini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanmasıyla borca batıklıktan kurtulabileceğini belirterek şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Yukarıda açıklanan kanun hükmü ve Hukuk Genel Kurulu kararına göre, iflasın ertelenmesi kararının verilmesinden sonra borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takibin yapılamayacağı, öncesinde başlamış bir takip varsa,başlayan takiplerin duracağı, iflasın ertelenmesi veya tedbir kararının verilmesinden önce başlatılan takip nedeniyle açılan itirazın kaldırılması, itirazın iptali ya da menfi tespit davalarına iflasın ertelenmesi (ya da tedbir) kararının etki etmeyeceği ancak, açılan bu davaların sonunda verilen ilamların infazını engelleyeceği anlaşılmaktadır. Öte yandan iflasın ertelenmesi ya da takip yapılmaması yönünde verilen tedbir kararından sonra yapılan takip nedeniyle itirazın iptali ya da itirazın kaldırılmasının istenmesi durumunda ise, davanın reddine karar verilmesi gerekecektir. Somut olayda icra takibi 12/07/2013 tarihinde başlatılmış tedbir kararı 22.07.2013 tarihinde icra takibinden sonra verilmiştir....
Mahkemece denetime elverişli ve ayrıntılı bilirkişi kurulu raporuna göre iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık olmadığı belirtilerek iflasın ertelenmesi talebinin reddine hükmedilmiş karar iflasın ertelenmesi talebinde bulunan vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır....
Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir. İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır. İflasın ertelenmesi taleplerinin grup şirketleri tarafından birlikte açılması, bunların ayrı ayrı yatırmaları gereken harçtan kaçınmalarına da imkan verecektir. Harçlara dair düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok tüzel kişinin birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarına engel teşkil etmektedir....
Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir. İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır. İflasın ertelenmesi taleplerinin grup şirketleri tarafından birlikte açılması, bunların ayrı ayrı yatırmaları gereken harçtan kaçınmalarına da imkan verecektir. Harçlara dair düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok tüzel kişinin birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarına engel teşkil etmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Davacı tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, her türlü taahhüt işleri ile iştigal eden müvekkili şirketin son dönemde piyasada oluşan daralma ve küresel ekonomik kriz nedeniyle mali durumunun bozulduğunu, ancak iyileştirme projesindeki tedbirlerle mali durumunu düzeltebileceğini ileri sürerek iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iflasın ertelenmesi talebinde bulunan limited şirketin aktiflerinin rayiç değerine göre borca batık durumda olmadığı, bu nedenle iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....