İcra ve İflas Kanunu’nun 193. maddesinde; "İflasın açılması, borçlu aleyhindeki haciz yolu ile yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile takipler düşer. İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı yukarıda belirtilen takiplerden hiçbiri yapılamaz" hükmü yer almaktadır. İflas küllî (toplu) bir cebrî icra yolu olduğundan ve iflas tasfiyesinde alacaklılar eşit bir şekilde işlem göreceklerinden, artık küllî bir tasfiye olan iflas tasfiyesi sırasında, ferdî icra takiplerine devam edilmesine ve müflise karşı yeni icra takibi yapılmasına olanak ve gerek yoktur. Bundan böyle, müflisin alacaklıları, alacaklarını iflas masasına yazdırırlar ve iflas masasının tasfiyesi sonucunda elde edilecek paradan alacaklarını alırlar. Müflis hakkındaki iflas kararı kesinleşirse, iflasın açılması ile durmuş olan takipler düşer, yani hükümsüz kalır....
İflasın açılması ile müflis davacı/davalı olduğu davalar iflas dairesi tarafından takip edilecektir. Halen Bursa 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/727 esas- 2022/2096 karar sayılı dosyası derdest olduğundan öncelikle bu dosyanın sonucuna göre, müflisin borcu ve alacak durumu değişeceğinden ve değişen bu duruma göre yeni bir sıra cetveli yapılarak aciz vesikası vermek gerekeceğinden tasfiye işlemlerinin sonuçlandığından bahsetmek mümkün değildir. Bu sebeplerle iflas dosyasında eksiklikler bulunmasından dolayı iflasın kapatılması talebinin reddine,dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/351 Esas KARAR NO : 2021/213 DAVA : İflas (İflasın Açılması) DAVA TARİHİ : 01/04/2015 KARAR TARİHİ : 16/03/2021 Mahkememizde görülen İflas (İflasın Açılması) davasının açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkememizde görülmekte olan iş bu davanın 10/12/2020 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve aradan geçen üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla; 6100 sayılı H.M.K.'nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere; 6100 sayılı H.M.K.'...
Diğer taraftan iflasın açılması hususu İcra İflas Kanunu 193 üncü maddede düzenlenmiş olup, buna göre, iflasın açılması ile duracak takipler; 1)İlamlı (m.32) ve ilamsız (m.58 ve devamı) haciz yolu ile takipler. 2)Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip (m.167 ve devamı). 3)Genel iflas (m.155 ve devamı) ve kambiyo senetlerine mahsus iflas (m.167,171 v.d.) yoluyla takip. 4)Teminat gösterilmesine ilişkin takipler. 5)Amme alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun'a göre tahsil dairelerince yapılan takiplerdir (Prf.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, cilt.3, sahife 2885 ve devamı)....
Somut olayda, davalı şirkete karşı icra takibi 27.10.2014 tarihinde yapılmış olup davalı şirket hakkında 25.10.2017 tarihinde saat: 13.18 itibariyle iflasın açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İcra İflas Kanunu 223 ve devamı maddeleri uyarınca, masanın idare ve tasfiyesi için gerekli bütün işlemlerde masayı iflas idaresi temsil eder. Şüphesiz müflise karşı açılmış davaları takip etmek de bu işlemlerdendir. Ancak, mahkemece, iflas dosyasından iflas idaresinin kimlerden oluştuğu süresinde sorulmamış ve iflas idare memurlarına usulüne uygun tebligat yapılmamış, iflas idaresi davadan haberdar edilmemiştir. Mahkemece, yapılacak iş; iflas idare memurlarına dava dilekçesini duruşma gün ve saatini tebliğ etmek ve delillerini bildirmeleri için süre vererek taraf teşkilini sağlamaktır. Mahkemece, hatalı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir....
İcra ve İflas Kanunu’nun 193. maddesinde; "İflasın açılması, borçlu aleyhindeki haciz yolu ile yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile takipler düşer. İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı yukarıda belirtilen takiplerden hiçbiri yapılamaz" hükmü yer almaktadır. İflas küllî (toplu) bir cebrî icra yolu olduğundan ve iflas tasfiyesinde alacaklılar eşit bir şekilde işlem göreceklerinden, artık küllî bir tasfiye olan iflas tasfiyesi sırasında, ferdî icra takiplerine devam edilmesine ve müflise karşı yeni icra takibi yapılmasına olanak ve gerek yoktur. Bundan böyle, müflisin alacaklıları, alacaklarını iflas masasına yazdırırlar ve iflas masasının tasfiyesi sonucunda elde edilecek paradan alacaklarını alırlar. Müflis hakkındaki iflas kararı kesinleşirse, iflasın açılması ile durmuş olan takipler düşer, yani hükümsüz kalır....
nin iflasına karar veren ....Asliye Ticaret Mahkemesinin iflas kararının kaldırıması istemine yöneliktir. 1163 Sayılı Kooperatif Yasasının 99. maddesinde bu yasadan doğan uyuşmazlıkların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava olduğu kabul edilmiş, ayrıca İİK.’nun 154/son maddesine göre,iflas ve iflasın ertelenmesi davalarının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde açılması öngörülmüş olup,bu husus kamu düzenine ilişkin ve emredici nitelikte olduğu, aksi sözleşme ile de kararlaştırılamayacağı hüküm altına alınmıştır.Bu durumda, uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı ...Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.)maddeleri gereğince ....Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, 20.06.2013 tarihli karar ile davacı şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, iflas erteleme süresinin uzatılması davasının iflas erteleme süresi dolmadan açılması gerektiği, davacının, 1. uzatma için 20.06.2014 tarihinden önce başvurması gerekirken, süreyi geçirerek 25.11.2014 tarihinde istemde bulunduğu gerekçesiyle 1. ve 2. iflas ertelenmesinin uzatılması taleplerinin reddi ile davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacı şirketin borca batıklığının halen devam etmesine ve İİK'nın 179/b-7 maddesi uyarınca tedbir tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçmiş olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
A.Ş. vekilinin iflas talep ettiğine ilişkin olarak yazılan kısmın, hükme etkisi bulunmamasına ve iflasın açılması ile iflasın borçlunun tasarruf yetkisine etkileri ile genel olarak iflas hukukundaki kısıtlamalar dışında bir tedbir hükmünden söz edilemeyecek olmasına göre, her iki müdahil vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... AŞ. vekili il.... Kredi ... AŞ. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,....05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas dairesi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı İflas İdaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas dairesi muflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez isede, işveren muflisin yerine geçecek olanı etkiler. İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için İİK'nun 219/2 maddesinde öngörülen 1 aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar....