Dava dosyasının incelenmesinden; dava dilekçesinin 'Konu' kısmında, … tarih ve …sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı 18/07/2018 tarihli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı kararının iptali istenilmekteyken; 'Açıklamalar' kısmında, … tarih ve … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı 18/07/2018 tarihli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı kararının iptalinin istenildiği; 'Sonuç ve İstem' kısmında ise, … tarih ve …sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı 18/07/2018 tarihli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı kararının iptalinin istenildiği görülmekle birlikte, dava dilekçesinin kısımlarında iptali istenilen işlemin açık ve net olarak ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; iptali istenilen işlemin hiç bir tereddüte yer verilmeyecek şekilde açık ve net olarak ortaya konulması gerektiğinden, bu haliyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....
Nitekim, davanın görülmekte olduğu sırada Belediye Encümeni'nce 13.07.2004 tarihinde ihalenin iptali kararı alınmış, davacılar bu işlemin iptali için de Ankara Onbirinci İdare Mahkemesi'nin 2004/2419 Esasında kayıtlı davayı açmıştır. İdari işlemin esas bakımından hukuka uygun olup olmadığını ortaya çıkartacak idari dava Ankara Onbirinci İdare Mahkemesi'nin 2004/2419 Esasında kayıtlı davadır. O yüzden mahkemece sözü edilen idari yargı yerindeki bu dava sonucu beklenerek çekişmenin esası hakkında ondan sonra bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma sonucu dava reddedildiğinden, kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Öte yandan, düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davalarında, idarî işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin belirli maddelerinin/ibarelerinin iptalinin istenebilmesi de mümkündür. Ancak, her durumda iptali istenen kısımların açıkça belirtilmesi ve bu kısımların davacının menfaatini nasıl etkilediğinin ortaya konulması gerekmektedir....
Bu nedenle, 2577 sayılı Kanun'un 12. maddesine göre, bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı dava açma süresinin başlangıç tarihi; idari bir işlem nedeniyle kişisel hakkın ihlal edildiği, idari işlemin tesis edildiği veya tebliğ edildiği tarih değil, işlemin uygulandığı ve zararın tüm unsurlarıyla ortaya çıktığı tarih olarak kabul edilecektir. Başka bir deyişle, işlemden kaynaklanan zararın işlemin icrasından sonra ortaya çıkması hâlinde, tam yargı davasının icra tarihinden itibaren açılması, işlemin doğurduğu zararın işlemin yapılmasıyla değil, icrasıyla doğduğu hâller için söz konusudur. Davalı idare tarafından, 15.09.2015 tarihli yazıyla talep edilen arazi kullanım bedellerinin, davacı tarafından 30.10.2015 tarihinde ihtirazi kayıtla ödenmesi idari işlemin icrası niteliğinde bulunduğundan, 29.12.2015(ilk olarak yetkisizlik kararı verilen ......
. … İSTEMİN ÖZETİ: 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca Torbalı Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla verilen 218.601,05-TL idari para cezasının tahsili için düzenlenen … tarihli ve … nolu ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 20/10/2015 tarih ve E:2015/2584, K:2015/6290 sayılı kararı ile, dava konusu işlemin reklam durdurma cezası yönünden iptaline dair kısmının bozulmasına, idari para cezası yönünden iptaline dair kısmının onanmasına ve tarafların karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmesi üzerine bozma kararına uyularak, dava konusu işlemin reklamların durdurulmasına ilişkin kısmının iptali istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin idari para cezası uygulanmasına ilişkin kısmına lehe kanun uygulanmasının mümkün olmadığı ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. SAVUNMANIN_ÖZETİ : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir....
Bununla birlikte, uygulamada yukarıda sayılan haller dışında uyuşmazlığın esasının karara bağlanmasını engelleyen durumlar (derdestlik, işlemin geri alınması/kaldırılması, sulh vb.) ile karşılaşılabildiğinden, idari yargı yerlerince, "incelenmeksizin ret" ya da "karar verilmesine yer olmadığı" yolunda uyuşmazlığın esasının incelenmediği kararlar da verilmektedir. Uygulamada idari yargı yerlerinin, davanın konusuz kaldığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar verdiği durumlardan biri de, aynı işlemin iptali istemiyle birden fazla davanın açıldığı durumlarda; davalardan birinde (ana dava), bu işlemin iptaline karar verilmesi hali olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir durumda, idari yargı yerleri, işlemin iptali yolundaki hükme atıfta bulunarak, işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığından bahisle, davanın konusuz kaldığını belirterek, diğer davalarda iptal istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermektedirler....
Bununla birlikte, uygulamada yukarıda sayılan haller dışında uyuşmazlığın esasının karara bağlanmasını engelleyen durumlar (derdestlik, işlemin geri alınması/kaldırılması, sulh vb.) ile karşılaşılabildiğinden, idari yargı yerlerince, "incelenmeksizin ret" ya da "karar verilmesine yer olmadığı" yolunda uyuşmazlığın esasının incelenmediği kararlar da verilmektedir. Uygulamada idari yargı yerlerinin, davanın konusuz kaldığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar verdiği durumlardan biri de, aynı işlemin iptali istemiyle birden fazla davanın açıldığı durumlarda; davalardan birinde (ana dava), bu işlemin iptaline karar verilmesi hali olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir durumda, idari yargı yerleri, işlemin iptali yolundaki hükme atıfta bulunarak, işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığından bahisle, davanın konusuz kaldığını belirterek, diğer davalarda iptal istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermektedirler....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Yukarıda yer verilen mevzuat ile birlikte dosyanın incelenmesinden, İdari Yargılama Usulünde davanın reddi, yargı yerince, davaya konu edilen idari işlemin hukuka uygun görüldüğü anlamına geldiğinden; bu konuda verilecek kararın, Hukuk Düzeninde değişiklik oluşturması söz konusu değildir. Davanın reddi halinde, İdarece yapılması gereken, bu kararla hukuka uygun görülen idari işlemin icrasıdır. Başka anlatımla, idari yargı yerlerince davanın reddi yolunda verilen kararların uygulanması diye bir hukuk sorunu yoktur; bu durumda uygulanan, yargı kararı değil, davaya konu idari işlemdir....
tarafından, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca öğrencilikle ilişiği kesilen müvekkilinin pasaportunun iptaline dair işlemin iptali talebiyle İstanbul Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'ne yapılan 25/01/2021 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle İstanbul Valiliği'ne karşı açılan davada, Ankara 13. İdare Mahkemesi'nce verilen, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde İstanbul İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin ... tarih ve E:... , K:... sayılı karar ile İstanbul 12. İdare Mahkemesi'nin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin ......