WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(aynı yönde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.12.2022 tarihli ve 2020/1-291 Esas, 2022/1801 Karar sayılı kararı) Ne var ki 6292 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi uyarınca yapılan taşınmazların devrine esas olan hukuki işlem (satış işlemi), idari işlem mahiyetindedir. Bu nedenle idari işlem ortadan kaldırılmadıkça başka bir anlatımla idari işlem niteliğindeki Hazine'nin satış işlemi idare tarafından geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe satış işlemi sonucunda oluşan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla açılan davaların esasına girilmesi mümkün olmayıp başka bir ifadeyle bu tür davaların dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Taşınmazın sicil kaydı idari bir işleme dayanmakta olup bu idari işlem ayakta oldukça hukuksal varlığını korumaktadır ve idari işlem anılan kaydın illetini teşkil etmektedir....

    Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun 106 sayılı kararının iptali talebi olmaksızın, dava konusu taşınmaz hakkında 2011 yılında yapılan kadastro çalışmalarından önce Hazine adına kayıtlı bulunan tapu kaydına dayalı olarak tapu kaydının iptali ve tescil kararı verilmesi talep edilmiştir. O halde; davacının talebi idari işlemin iptaline ilişkin olmayıp tapu kaydı ve mülkiyet hakkına dayalı tapu kaydının iptali ve tescili isteğine ilişkin olduğuna göre, davaya bakmaya adli yargı görevli olduğu anlaşıldığından davanın esası hakkında karar vermek gerekirken, yargı yolu bakımından reddi yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      -KARAR- İlgisi yönünden, Çekişmeye konu; Şanlıurfa, C..., M...Köyü .. ada 4 parsel sayılı taşınmazın ilk tescilinden itibaren tüm maliklerini gösterir tedavüllü tapu kaydının, Çekişmeye konu; Şanlıurfa, C..., M...Köyü ... ada 4 parsel sayılı taşınmazın son kayıt malikinin edinimine dayanak tüm belgelerin (resmi akit, vekaletname, idari işlem sözkonusu ise idari işleme dayanak belgeler vb.) ilgili Tapu Müdürlüğünden temin edilerek evrak arasına eklenmesi, geri çevirmeye konu hususların eksiksiz yerine getirilip getirilmediği mahkeme hakimince denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Gerçekten de, yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir. Ne var ki, somut olayda; düzeltilmesi istenen 202 ada 1 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararına dayalı olarak “hükmen tescil” suretiyle oluştuğu, mahkeme kararı ile oluşan kaydın ancak yine bir mahkeme kararı ile düzeltilebileceği, bu durumun yeni Tapu Sicili Tüzüğü ile tapu müdürlüklerine verilen düzeltim yetkisinin dışında kaldığı gözetildiğinde, düzeltim için öncelikle tapu müdürlüğüne başvuru şartının eldeki dava bakımından aranmayacağı kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca, davanın esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir....

          Gerçekten de, yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir. Ne var ki, somut olayda; düzeltilmesi istenen tapu kaydının mahkeme kararına dayalı olarak “hükmen tescil” suretiyle oluştuğu, mahkeme kararı ile oluşan kaydın ancak yine bir mahkeme kararı ile düzeltilebileceği, bu durumun yeni Tapu Sicili Tüzüğü ile tapu müdürlüklerine verilen düzeltim yetkisinin dışında kaldığı gözetildiğinde, düzeltim için öncelikle tapu müdürlüğüne başvuru şartının eldeki dava bakımından aranmayacağı kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca, davanın esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....

            Ancak, Mahkemece 6360 sayılı Yasa uyarınca alınan bir idari kararla tescil işleminin yapıldığı ve bu işleme karşı da idari yargı yolu açık bulunduğundan, bu yol tüketilmeden, yapılan tescil işleminin yolsuz tescil olduğu iddiasıyla adli yargıda iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. 3. Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, Mahkeme kararının gerekçe kısmında yer alan “... 6360 sayılı yasa uyarınca alınan bir idari kararla tescil işlemi yapılmış olduğundan ve bu işleme karşı da idari yargı yolu açık bulunduğundan, bu yol tüketilmeden, yapılan tescil işleminin yolsuz tescil olduğu iddiasıyla adli yargıda iptal davası açılamayacağı" ifadesi gerekçe kısmından çıkartılarak hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2....

              Muhalif) MUHALEFET ŞERHİ Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir. Davacı ... almış olduğu belediye encümen kararına dayanarak 2886 sayılı yasa gereğince yapmış olduğu ihale sonucu taşınmazlarını elinden çıkarmış, sonrasında ise bu ihalenin yolsuz olduğu gerekçesiyle eldeki davayı açmıştır. Öncelikle yolsuz tescilin ne olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Yolsuz tescil, kanunun öngördüğü usule uyulmadan yapılan hukuki işleme dayalı, mevcut olan bir ayni hakka aykırı olan tescil halidir. Somut olayda, tescilin dayanağı, belediyenin aldığı encümen kararı gereğince yapılan ihaledir. Bilindiği üzere belediye encümen kararı idari bir işlem olup idari yargı mercilerince iptali mümkün kararlardandır. Bu kararların usul ve yasaya aykırılığının denetim mercii adli yargı olmayıp idari yargıdır....

                Davalı ..., taşınmazı tapu kaydına güvenerek ve bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın ilk el konumunda bulunan davalı ...’e inançlı işleme dayalı olarak temlik edildiği, ancak davalı ...’den çekişmeli taşınmazı temellük eden diğer davalı ...’nın iyiniyetli olduğu, TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının Reddine....

                  Maddesindeki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olan tapu iptali ve tescil davası olduğu, dava konusu taşınmazın 763 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile 1219 parsel ve 1218 parsel nolu taşınmazların oluştuğu, 763 parselin 1981 yılı kadastro çalışmaları ile susuz tarla vasfı ile hazine adına tapulama yolu ile tescil edildiği, kadastro tutanaklarının 1982 yılında kesinleşmiş olduğunun anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın her ne kadar tapu kaydında 2009 yılında idari tescil yapılmış olduğu bildirilmiş ise de taşınmazın 763 parsel sayılı taşınmazın Atatürk Barajı yapımı nedeniyle ifraz olması ve 1218 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan alan olduğu, 1219 nolu parselin artan kısım olarak hazine adına tarla vasfı ile kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydının idari tescil yolu ile oluşmadığı, kadastro çalışmaları ile hazine adına 1982 yılında tescil edilmiş olduğunun anlaşıldığı, davalı T7'nin taşınmaz maliki olmadığı, dava konusu işlemin tesisi hususunda yetkili olmadığı...

                  DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Amasya İli Merkez İlçesi Şeyhcui Mahallesi Akbilek Mevkii 822 parselde kayıtlı taşınmazının yüz ölçümünün 19.073,76 m2 olduğunu, 17.12.2018 tarihli ve 19086 yevmiye numaralı işlemi ile 1/24 paya karşılık Ali Sözkesen'den satın aldığını, bu işleme ilişkin tapu senedini ekte sunduklarını, müvekkilinin satın aldığı bu yeri satmak istediğinde ise aldığı yerin m2'sinin 4.005,24 m2 olduğunu gördüğünü ve taşınmaza ait tapu kaydında bilgisi dışında yer alan açıklama ile satış işleminde taşınmazın yüz ölçümünün sehven 19073,76 m2 olarak yazıldığı belirtilerek yüz ölçümünün 4.005,24 m2 olarak düzeltilmesi gerektiğinin belirtildiği şerh ile karşılaştığını, oysa müvekkilin taşınmazının yüz ölçümünün 19.073,76 m2 olduğu inancı ile satın aldığını ve tapuda yapılan işlem sırasında da memur tarafından kendisine...

                  UYAP Entegrasyonu