WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, İİK'nun 36. maddesinde düzenlenen icranın geri bırakılmasına (icranın geri bırakılması için sunulan nakit teminatın nemalandırılması talebinin reddine dair 02/11/2021 tarihli icra memur işlemini şikayete) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 08/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    .-2016/17336 K. sayılı ilamı ile bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde, bono üzerindeki imzanın borçluya ait olmadığı anlaşıldığından, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 170/3. maddesine göre, imzaya itirazın kabulü kararı ile takip durur. Somut olayda, imza itirazı kabul edildiğine göre, mahkemece, borçlu hakkındaki "takibin durdurulması" yerine "icranın geri bırakılmasına" hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın bu gerekçe ile düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: ... ... 7....

      Mahkemece yargılama giderleri yönünden ihtiyati haciz kararı verilmiş ve yapılan itirazlar reddedilmiş ise de istemin dayanağını oluşturan mahkeme ilamı temyiz edilmek sureti ile Daire esasına kayıt yapılmış olup davalı ... vekili tarafından verilen 30/05/2012 tarihli dilekçe üzerine Dairenin 06/07/2012 tarihli yazısı ile İ.İ.K'nun 36. maddesi gereğince, icranın geri bırakılması talebinin kabulü ile sözü geçen ilamın temyiz incelemesi sonuna kadar icranın geri bırakılmasına karar verildiği belirlenmiş olmakla işbu temyize konu ihtiyati haciz kararı ile de takibe devam edilemez. Bu nedenle mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin kararın bozulması gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz kararını temyiz eden davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemenin 03/05/2012 tarihli kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 26.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, İİK’nun 36. maddesinde düzenlenen icranın geri bırakılmasına (icranın geri bırakılması için sunulan nakit teminatın nemalandırılması talebinin reddine dair 04.11.2021 tarihli icra memur işlemini şikayet) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 24/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin davalı aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla başlatmış olduğu icra takibinin icra hukuk mahkemesi kararıyla altı aylık zamanaşımı süresi dolduğundan geri bırakıldığını, ancak taraflar arasındaki temel ilişkinin ticari mal alışverişine dayandığını, bu ilişkide zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu ve temel ilişkiye dayalı borcun ödenmediğini belirterek icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılmasına ve takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davacının talep ettiği alacağın daha önce başka bir davada karara bağlandığını, davacının mükerrer tahsilat peşinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

            İcra kefilinin borcunun kaynağı icra kefaletinden kaynaklandığı bu nedenle İİK'nun 38.maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi hallerde İİK'nun 39.maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gözetilmeksizin icra kefili hakkında da icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesi'nin 16.07.2019 tarihli, 2019/1922 esas ve 2019/231 karar sayılı ilamı ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, borçlu vekili tarafından 10/02/2020 tarihinde İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15/11/2018 tarihli, 2015/627 Esas, 2018/1125 Karar sayılı ilamının bozulmasına ilişkin Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 16/01/2020 tarihli, 2019/1922 Esas, 2020/99 Karar sayılı ilamını ibraz ederek İİK 40. maddesi gereğince tüm icra işlemlerinin durdurulmasını talep ettiği ve Köyceğiz İcra Müdürlüğünce 13/02/2020 tarihinde ibraz edilen bozma kararı gereği talep doğrultusunda İİK 40. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 40/1. maddesi uyarınca "Bir ilamın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur." İcranın geri bırakılması süresince ve İİK'nun 40/1....

              İcra Mahkemesi'nin 2011/66 E. 2012/52 K. sayılı, 15.11.2012 tarihli ilamının hüküm kısmının 1. bendinde yazılı bulunan “takibin zamanaşımı sebebiyle iptaline” sözcüklerinin karar metninden çıkarılarak yerine “icranın geri bırakılmasına” sözcüklerinin yazılmasına, mahkeme kararının düzeltilmiş bu şekli ile İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Manavgat İcra Mahkemesi'nin 2013/132 E. 2013/195 K. sayılı, 10.06.2013 tarihli ilamının hüküm kısmının 1. bendinde yazılı bulunan “takibin iptaline” sözcüklerinin karar metninden çıkarılarak yerine “icranın geri bırakılmasına” sözcüklerinin yazılmasına,mahkeme kararının düzeltilmiş bu şekli ile İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Ayrıca, İİK.nun 71. ve 33/a-l. maddelerine göre de, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği tespit edildiği taktirde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda, iki adet çeke dayalı olarak başlatılan takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, 16.12.2009 ile 07.10.2010 tarihleri arasında alacaklı tarafından takibin sürdürülmesi iradesini gösteren herhangi bir takip işlemi yapılmadığından, takip işlemsiz bırakıldığından, yukarıda açıklanan kurallar gereğince zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu