hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dosya kapsamına alınmadığını, davalının istinaf gerekçesi ve talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taleplerinin ifa nedeniyle icranın geri bırakılmasına yönelik olduğunu ve ödeme belgeleri ışığında mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, ancak kısmen ret kararı verilmesinin yerinde olmadığından ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak takibe konu tüm miktar yönünden icranın geri bırakılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesinin 2018/892 esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, kararın " İİK.unun 36 .maddesinde " İlâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtaydan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir. Borçlu, Devlet veya adlî yardımdan yararlanan bir kimse ise teminat gösterme zorunluluğu yoktur. Ücreti ilgililer tarafından verilirse Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtayca icranın geri bırakılması hakkındaki karar icra dairesine en uygun vasıtalarla bildirilir....
İlk derece mahkemesi tarafından; "...davacı zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasını talep etmişse de icra müdürlüğünden takip dosyası istenildiğinde dosyanın 2002 yılında imha edildiği, 2002 yılından beri davacı aleyhine hiçbir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması isteminde davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcutsa borçlunun icranın geri bırakılması isteminde hukuki menfaatinin bulunacağı, somut olayda takip dosyasında alacaklının takibi sürdürme iradesinin mevcut olmadığı..." gerekçesi ile "şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine" karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/353 Esas 2020/513 Karar sayılı kararıyla zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 18/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, davalı borçlu T6 hakkındaki icranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması, alacaklı tarafından genel mahkemelerde İİK'nin 33/a-2. maddesi uyarınca açılan bir davanın olmaması halinde alacağın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında bekletici mesele yapılması gerektiği anlaşılmakla bu husus araştırılmadan verilen karar isabetli değildir....
İcra Dairesi'nin 2009/2934 Esas sayılı dosyasındaki takibin zaman aşımına uğraması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uşak İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 02/04/2021 tarih, 2021/126 Esas, 2021/178 Karar sayılı davanın reddine dair kararının, Dairemizin 20/01/2022 tarih, 2021/1514 Esas, 2022/58 Karar sayılı kararı ile HMK'nun 353/1a(6) maddesi uyarınca kaldırılması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile Uşak 2. İcra Dairesinin 2009/2934 sayılı dosyasındaki icranın geri bırakılmasına, karar verilmiştir....
DAVA KONUSU : Zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından İzmir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3069 E....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı tarafça takipten önceki yapılan ödeme nedeniyle icranın geri bırakılmasının talep edildiği, yapılan yargılama neticesinde 2.000,00 TL alacak yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği, davalı vekili tarafından bu karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmış ise de, dava değeri olan 2.000,00 TL'nin yasada öngörülen kesinlik sınırının altında olması sebebiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın İİK'nun 363. maddesi gereğince kesin kararlardan olduğu anlaşıldığından, bu karara yönelik istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesince ek karar ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Değerlendirme Alacaklı tarafından borçlu idare aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvuru tarihine göre talebinin, İİK'nın 33/1. maddesine dayalı itfa itirazı olduğu, buna göre mahkemece itiraz tarihi itibari ile yapılan ödemelerin tespiti ile yapılan ödeme kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, itiraz tarihinden sonra yapılan ödemeler de değerlendirilmek suretiyle icranın tümden geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz ise de; karara karşı alacaklının temyiz başvurusu bulunmadığından, temyiz edenin sıfatına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....
İcra ve İflas Kanunu'nun 71. maddesinin ikinci fıkrasında; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmü yeralmaktadır. 33/a maddesinin birinci fıkrasında ise "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" denilmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da; "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün icinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder" hükmüne yer verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 03.12.2012 gün ve 2012/18795-35939 sayılı ilamı ile kararın hüküm bölümünden "takibin durmasına, karar kesinleştiğinde takibin iptaline" sözcüklerinin çıkartılarak yerine "icranın geri bırakılmasına" sözcüklerinin yazılması suretiyle düzeltilerek onandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....