Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı icra takibine itirazında alacağa ve fer'ilerine itiraz etmiş, icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmamıştır. Cevap dilekçesinde ise usule ilişkin olarak icra takibinin ... 9. İcra Dairesinde yapıldığı, davanın ise ...'de açıldığı, her mahkemenin ancak kendi yargı çevresinde yapılan icra takiplerinin itirazı için açılan davalara bakabileceği, mahkemenin bulunduğu yerde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığı, bu hususun dava şartı olduğu gerekçesiyle itirazda bulunulmuştur. Mahkemenin yetkisine bir itirazda bulunulmadığı, icra takibinin yapıldığı yer dışında başka bir mahal mahkemesinde de itirazın iptali davası açılabileceği gözetilerek davalının itirazı reddedilip işin esasına girilip yargılama yapılarak uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddinde isabet görülmemiştir....

    İcra Müdürlüklerinde takibe konulduğunu, kendisi adli tatilde nöbetçi iken bu hususta davacının talepte bulunması üzerine davaya konu çeklerle ilgili icra takiplerinin durdurulmasına karar verdiğini, bu durumda icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve çek iptali davalarının değil, icra takibinden önce açılmış menfi tespit ve çek iptali davalarından söz edilebileceğini, dolayısıyla icra takibinin durdurulması kararının doğru olduğunu, adli tatil sonrasında mahkeme hakiminin göreve başladığını ve esasen geçici olan bu tedbir kararının doğru olduğuna inandığı için görevli hakimin de bu tedbiri kaldırmayıp sürdürdüğünü, asıl alacak miktarı 47.500 YTL olmasına karşın, toplam olarak alınan teminat tutarının 200.000 YTL kadar olduğunu, dolayısıyla bu hukuki karar nedeniyle davalıların bir zararlarının da doğmadığını istikrarlı biçimde savunmuş, tanık A... Z...T....... de Küçükçekmece 2....

      Maddesinde "İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir." şeklinde hüküm bulunduğu, İİK'nun 72/3. Maddesinde "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir." şeklinde hüküm bulunduğu, görülmekte olan davaya konu icra takibinin 30/12/2016 tarihinde açıldığı, menfi tespit davasının 07/12/2020 tarihinde açıldığı, menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı gerekçesi ile davacı vekilinin icra takibinin durdurulmasına yönelik talebinin İİK'nun 72/2....

        Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı şirkete icra takibine ve itirazın iptali davasına konu olan bedelde bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket ikametgahı ...da olup, icra takibinin yetkisiz yerde açıldığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava para borcundan kaynaklanmakta olup, icra takibinin davacı alacaklının ikamatgahında da açılabileceğinden davalının icra dairesine yönelik itirazının yerinde görülmediği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişki nedeniyle davalının davacıya ödenmeyen fatura karşılığı borçlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          Bu tür davaların dinlenebilmesi için borçlu hakkında yapılmış icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması, gerçek bir alacağın bulunması ve borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i (İİK 143.madde) veya geçici aciz (İİK 105.madde)belgesinin bulunması zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi yoktur. Önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.3.2012 gün ve 2012/17-25, 11/241sayılı kararı ve 15.H.D.18.11.2003 ... K.sayılı kararları da aynı doğrultudadır. Somut olayda takip konusu alacak 18.11. 2008 tanzim, 10.7.2009 vade tarihli bonoya dayalıdır....

            Davalı-borçlunun adresinin Hendek Sakarya olduğu, davalının fiili çalışmasının bulunmadığı tespit edilen iş yeri adresinin Hendek Sakarya olduğu anlaşılmakla, yetkili icra dairesinin Hendek İcra Müdürlüğü olduğu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 26/03/2014 Tarih ve 141 Karar Numarası ile, Hendek ilçelerindeki görev alanına giren iş ve davalara Sakarya İş Mahkemesi'nin bakmasına karar verilmiş ise de, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorunda olduğundan ve davacı tarafından yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından mahkemenin yetkili olmasının sonucu etkili olmayacağından dolayı İcra İflas Kanunun 50/2 maddesi hükmü uyarınca icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde yapılmaması nedeniyle itirazı iptali davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/834 Esas sayılı menfi tespit davasına ilişkin dosyasında verilen 29.09.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile "icra takibinin 28.09.2021 tarihinden önce açılmamış olması kaydıyla talebe konu bonolar hakkında icra takibinin borçlu yönünden yapılmasının tedbiren durdurulmasına karar verildiği, takipten önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemece, 29.09.2021 tarihli ara kararı ile davacı hakkında menfi tespit davasına konu beş senet hakkında yeni takip yapılmamasına karar verildiği, anılan tedbir kararı nedeniyle tedbire konu senetler hakkında icra takibine başlanılması mümkün olmadığı, bu tedbir kararına rağmen yapılan takibin iptal edilmesinin gerekli olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile yapılan takibin iptaline karar verilmiştir....

              Mahkemece, icra takibinin yapıldığı yer ile davalıların yerleşim yeri Şebinkarahisar olduğundan Şebinkarahisar Tüketici Mahkemesi’ne yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, eldeki davada, murisleri ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesi sona ermeden murisin vefat etmesi ve kredi borcunun hayat sigortası tarafından karşılanmaması nedeniyle davalı banka tarafından başlatılan icra takibinin iptali ile kredi borcunun poliçe kapsamında karşılanmasına, murisleri tarafından ödenen bedelin iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davalılara dava dilekçesi tebliğ olunmadan, henüz taraf teşkili sağlanmadan icra takibinin yapıldığı yer ile davalıların yerleşim yeri Şebinkarahisar olduğundan Şebinkarahisar Tüketici Mahkemesi’ne yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayla ilgili karar HMK’nın 114/ç bendinde yazılı olan kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralına binaen verilmiş de değildir....

                Mahkemece itirazın iptali davasına konu takibin yapıldığı Eskişehir İcra Dairesinin yetkisiz olduğunun İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile sabit bulunduğu, davalı borçluya yetkili icra dairesinden yeniden ödeme emri gönderilmediği gerekçesiyle konusu kalmayan davanın reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için davacı alacaklının yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibine başlaması veya icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi gerekir. İcra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığının tespiti halinde dava ön şartı bulunmadığı için davanın reddi gerekir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya hazır beton satılıp teslim edildiğini, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, fatura ve irsaliyede imzasının bulunmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu