Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça faturaya dayalı olarak başlatılan -----Sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Mahkememizce icra dosyası celb edilmiş, incelenen icra dosyasında davacı tarafça ----- fatura bakiyesi alacağının takibe konu edildiği, davalı borçlu tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır....

    İcra Müdürlüğünde icra takibine giriştiğini, davalının haksız olarak icra takibine karşı yetkiye ve borca itiraz ettiğini, şirketin ticari faaliyet adresinin ...olduğunu, davalının itirazında belirttiği ... İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını, icra takip talebinde belirtilen adreste icra ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı kurumun yerleşim yerinin ... olduğunu, yerleşim yerinin ...olmadığını ileri sürerek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... adresinde faaliyet gösterirken.... stadına taşındığını, mahkemenin ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yetkisiz icra dairesinde yapılan takibin geçersizliği nedeniyle davanın reddini dilemiştir....

      Davacı, davalının borcunu ödememesi üzerine yaptığı icra takibine itirazın iptali için eldeki davayı açmış, davalı davaya cevap vermemiş, Mahkemece davalının icra takibine itiraz dilekçesinde; alacaklıya herhangi bir borcununun bulunmadığını, alacaklı ile aynı kurumda çalışırken elden para verildiğini ve alacaklıya borcun peyder pey havale çıkartılarak ödendiğini ileri sürerek itiraz ettiği, davalının ispat külfetini üzerine aldığı, davalının borcu ödediğini senetle ispat etmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Silifke İcra Müdürlüğü’nün 2012/9043 Esas sayılı takip dosyasında mevcut olan, davalının icra takibine itiraz dilekçesi incelendiğinde; davacı ... ile aynı kurumda çalışırken davacıya elden para verdiğini ve davacının kendisine borcunu peyder pey havale çıkararak ödediğini belirttiği görülmüştür. Davacının, banka havalesi ile davalı hesabına ödeme yaptığı dosya içeriği ile sabit olduğu gibi bu husus taraflarında kabulündedir....

        İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır. Ayrıca, taahhüt nedeniyle açılacak tahliye davasının taahhüt edilen tarihten başlayarak bir (1) ay içinde açılması veya bu süre içinde taahhüde dayalı olarak icra takibi yapılmış olması gerekir. Yine aynı yasanın “İtiraz Sebepleri” başlıklı 63.maddesinde aynen; "İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere; davalı borçlu icra mahkemesinde görülmekte olan davada, icra takibine yaptığı itirazları ile bağlı olup, yargılamada itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Ancak, senet metninden anlaşılan sebepleri yargılamada savunma olarak ileri sürebilir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi, "... icra takibi yetkisiz bir icra dairesinde yapılmış olup da, borçlu ödeme emrine itiraz ederken ayrıca yetki itirazında bulunmamışsa, bununla icra dairesinin ve İcra Mahkemesinin yetkisini kabul etmiş sayılır ise de bunun İtirazın İptali davasının görüleceği mahkemenin yetkisine bir etkisi yoktur. Yani bu halde, alacaklı aslında yetkisiz olan İcra Dairesi'nin bulunduğu yer mahkemesinde itirazın iptali davası açamaz; açarsa borçlu, mahkemenin yetkisine itiraz edebileceği..." gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise "...davalının icra takibinde yetki itirazında bulunmayıp ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde yetkiye itiraz ettikleri, böylelikle icra dairesinin yetkisini zımnen kabul ettikleri, İİK'nın 50. madddesi uyarınca itirazın iptali davasını görmeye yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı ... 2....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan delillere göre davanın kısmen kabulüne, davalının Tarsus İcra Müdürlüğünün 2003/3837 sayılı dosyasında faiz tutarına itirazın 12.549.968.793.TL vade farkı tutarının takip tarihinden itibaren asıl alacağa %8 aylık faiz uygulanarak takibin devamına, hükmolunan tutarın %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Adana İcra Müdürlüğünde girişilen icra takibine hem yetki hem de esas yönünden itiraz edilmesi üzerine, Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesine itirazın iptali davası açılmış, yargılama sırasında icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz kabul edilerek icra dosyasının Tarsus İcra Müdürlüğüne gönderilmesi sağlanmış ve Tarsus İcra Müdürlüğünce borçluya yeniden ödeme emri çıkartılmıştır....

            sebep olduğundan davacı yararına İİK'nın 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan ve mahkemece resen gözetilecek nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile------dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkilimize ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık vekâlet ücretinin davalı borçludan tahsili ile müvekkiline verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kotu niyetli olması ise 2011/8740-18078 yasal koşul değildir. İcra inkarr tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Ancak anılan maddenin 3.fıkrasında ise; icra takibine İtiraz edenin veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunmasının kötü niyetin sübutuna bağlı olduğu da hüküm altına alınmıştır....

                - K A R A R - Dava, vade farkı alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptaline ilişkindir. Davalı vekili cevabında, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Kestel İcra Dairesi ve Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına ilişkin bir anlaşma bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine, davalı aleyhine girişilen icra takibinde hem borca hem de icra dairesi ile mahkemenin yetkisine itiraz edildiği, mahkemece kendi yetkisine yönelik itiraz incelenmiş olmasına rağmen icra takibine yönelik itiraz hususunda değerlendirme yapılmadığı, İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazı değerlendirilmeden hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle karar bozulmuştur....

                  İ.İ.K’nun 269.maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup anılan maddedeki itiraz ve ödeme süreleri işlemez. Borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Bu durumda mahkemece, bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu