HMK'nın .... maddesi gereğince davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına dair hüküm aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olup, kesin yetki niteliğinde değildir. Davalı tarafça da gerek icra dosyasında gerekse açılan itirazın iptâli davasında süresi içinde yetki itirazında bulunulmamıştır. Bu durumda ilk itiraz olarak mahkemenin yetkisiz olduğu ileri sürülmediği ve ilk itiraz süresinden sonra taraflar yetki hususunu tartışamayacakları ve kesin yetki de bulunmadığından mahkemece işin esasının incelenip, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, ayrıca, alacaklıya borcu bulunmadığını bildirerek borca ve fer'ilerine itirazlarını bildirdiği, bunun üzerine, alacaklının borçlunun itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yetki itirazı değerlendirilmeksizin davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK.'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur'' hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan HMK.'...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2021 NUMARASI : 2021/547 ESAS 2021/562 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/41209 esas sayılı dosyasından yapılan usulsüz tebligat nedeniyle müvekkilinin ödeme emrinden haberdar olduğu 27/10/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili icra dairesi olan Develi İcra Dairesine gönderilmesine, borca itiraz ettiklerini, senette tahribata itiraz ettiklerini, itiraz ettikleri kambiyo senedinden doğan ana para, faiz, vekalet ücreti, masraf, harç ve diğer alacak türlerine itiraz ederek söz konusu itirazlarının kabulü ile müvekkili...
İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz edilmemiş olmasının mahkememizi yetkili hale getirmeyeceği göz önünde bulundurularak, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve HMK. m. 20 gereğince süresinde talep halinde dosyanın yetkili ------------------- Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü 2020/427526 MTS sayılı dosyasına istinaden takibe konu ettiğini, taraflarınca 20.07.2020 tarihinde ilgili takibe yetki ve davacı alacaklıya karşı bir borçlarının olmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, takibin bu nedenle ilgili icra müdürlüğü tarafından durdurulduğunu, davacı alacaklı tarafından yapılan takibe itirazın içeriğinde icra dosyasının açıldığı yer olan "Ankara İcra Dairelerinin" yetkisine de itiraz edildiğini, ilgili icra dosyası yetkili olan "İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerine" gönderilmediğini, Ankara 33....
MTS sayılı dosyasına istinaden takibe konu ettiğini, taraflarınca 20.07.2020 tarihinde ilgili takibe yetki ve davacı alacaklıya karşı bir borçlarının olmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, takibin bu nedenle ilgili icra müdürlüğü tarafından durdurulduğunu, davacı alacaklı tarafından yapılan takibe itirazın içeriğinde icra dosyasının açıldığı yer olan "Ankara İcra Dairelerinin" yetkisine de itiraz edildiğini, ilgili icra dosyası yetkili olan "İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerine" gönderilmediğini, Ankara ......
icra takibine itiraz ettiğini, davanın kabulü ile İstanbul .......
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan davacı alacağının tahsili için alacaklı-davacının ikametgahı yeri olan İzmir İcra Müdürlüğünde icra takibine başlandığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, icra takibinin cari hesap alacağına dayalı olarak yapıldığı, davalının temel ilişkiyi reddedip icra dosyasına yetki itirazında bulunduğu, davalının ikametgahının Kemalpaşa olup, icra takibinin de Kemalpaşa İcra Dairelerinde yapılması gerektiği, bu suretle davalının icra takip dosyasındaki yetki itirazı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde birden fazla takip borçlusu bulunması halinde, her borçlunun yetkiye ve borca itirazları ayrı ayrı incelenir. Bir borçlunun yetki itirazının kabulü ve itiraz eden borçlu yönüyle yetkili icra müdürlüğünün tespiti, diğer borçlular yönüyle de yetkili icra müdürlüğünün tespit edildiği anlamına gelmez. Belirtilen nedenlerle, bir borçlunun yetki itirazı hakkında hüküm tesisi, diğer borçluların yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının incelenmesine engel değildir. O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı tarafından kendi ikametgahının bulunduğu Bakırköy İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatılmış, davalı tarafından icra takibine konu alacağa itiraz edildiği gibi icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilmiştir. Davacı tarafından itirazın iptali istemli işbu davada da, davalı taraf yine yetki itirazında bulunmuş ve kendi ikametgahının bulunduğu Gölbaşı/Ankara İcra Müdürlüğü'nün ve Gölbaşı/Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuş, mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine vaki itirazı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı taşıyıcı, davalı taraftan farklı tarihlerde teslim aldığı malları, Türkiye'den yurtdışına taşımayı üstlenmiş ve taşıma işini icra etmiştir. Bu durumda uluslararası taşımanın söz konusu olduğu gözetilerek 26.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren Montreal Konvansiyonu'nun 33. maddesinin uygulanması gerekecektir....