WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, sulama bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davalı vekili, icra takibi sırasında yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise,alacaklı İİK.nun 50/2.maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, icra hukuk mahkemesinden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1.maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, icra hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır....

    Buna göre somut olayda; Terme İcra müdürlüğünün 2020/148 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine zamanaşımına uğramış bonoya dayalı başlatılan icra takibine borcu davacının kardeşine ödediğinden bahisle borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, davalının imzaya itirazının bulunmadığı gibi, davalının icra müdürlüğünde ve yargılama aşamasında zamanaşımı itirazında da bulunmadığı, bonodaki imzayı yargılama aşamasında kabul ettiği, görülmektedir....

    Davalı borçlular İcra takibinde kira akdine ve borca itiraz ettiğini, şirketin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek yapılan icra takibine itiraz etmişler ise de; Davalı borçlular yasal süresindeki itirazlarında sözleşmedeki imzalarını açıkça inkar etmemişlerdir. Bu durumda uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici ....madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.....2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      .------- geçişler 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirilmekte ve aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; 15 günlük sürede geçiş ücretinin ödemesini yapmayan araç maliklerine, geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulaması yapıldığını. davalının,----- ---- tarihleri arasında ücret ödemeksizin, işletme hakkı davacı şirkette ait olan ---- gerçekleştirdiğini, geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 s.k. m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine yukarıda --- yazılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine girişildiği ve davalının icra takibine itiraz ettiğini, geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 s.k. m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine yukarıda esas numarası yazılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının ise, herhangi bir borcu bulunmadığı gerekçesiyle borca ve faize itiraz ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6...

        İcra Dairesinde davalı-borçlu aleyhine icra takibine başlanılmış davalı-borçlu 25.04.2011 günü icra dairesinin takip borçlusunun yerleşim yeri ve aynı zamanda sözleşme ile kararlaştırılan yer olan ... icra dairesinin yetkili olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunduğu gibi borcu da bulunmadığını ileri sürerek icra takibine itiraz etmiş bunun üzerine davacı tarafından 22.12.2011 tarihinde itirazın iptali davası açılmış, davalı aynı gerekçelerle yetkili mahkemenin ... mahkemesi olduğu itirazında da bulunmuştur. Dosya kapsamından, davacı-alacaklının yerleşim yerinin ..., davalı-borçlunun yerleşim yerinin ... olduğu, taraflar arasında akdedilen 18.09.2009 tarihli sözleşmenin (8). Maddesinde ise ihtilaf halinde ... mahkemesi ve icra dairesinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

          Bununla birlikte icra takibine itiraz edilirken yetkiye de itiraz edilmiş, fakat yetkili icra dairesi gösterilmemiş olması nedeniyle icra dairesinin yetkisine itiraz usulüne uygun olmayıp, yerinde değildir. Bunun yanı sıra Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 50 nci maddesi, icra dairelerinin yetkisini düzenlemiştir. İtirazın iptali davası için İİK'nda özel bir yetki kuralı öngörülmemiştir. Bu nedenle, yetkili mahkeme, HUMK'nun 9 ncu ve devamı maddelerinde tanzim edilen yetki kurallarına göre belirlenecektir. Dolayısıyla, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde bakılacağı gibi bir zorunluluk söz konusu değildir. Doğal olarak, icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması veya itirazın usulüne uygun olmaması yalnız takibin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olmasını gerektirmez....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2020 NUMARASI : 2019/489 ESAS - 2020/848 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1458 E....

          DEĞERLENDİRME: Dava; genel kredi ve kefalet sözleşmesinde doğan alacağa dair başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, geçersiz takibe dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağından, öncelikle, icra dairesinin takipte yetkili olup olmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı borçlularca ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içerisinde yapılan itirazlarında, borca itirazla birlikte, icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek, yetkili yer icra dairesinin ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, icra mahkemesine yaptığı başvuru ile borca itiraz ettiği, mahkemece; takipsiz bırakılan davanın 3 ay içinde yenilenmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 4. maddesi gereğince; takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, kesin yetki niteliğindedir....

              İcra takibinin dayanağı yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası İİK'nun 168/5. ve İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itirazdır. Buna göre borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169 ve 170. maddelerine dayalı borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup icra mahkemesince borca itirazın İİK'nun 169/a, imzaya itirazın ise aynı Kanun'un 170. maddelerine göre incelenerek oluşacak sonuca göre ret ya da kabul kararlarından biri verilmelidir. O halde, mahkemece borçluların imzaya, borca ve feri'lerine yönelik itirazların İİK'nun 169/a ve 170. maddelerine göre esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olduğu kuralı göz ardı edilmek suretiyle istemin görev yönünden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                UYAP Entegrasyonu