İcra Müdürlüğünün 2021/35902 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin müvekkiline 18/05/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde 20/05/2022 tarihinde borca itiraz edildiğini, borca itiraz dilekçesi hazırlanmasına rağmen sehven icra müdürlüğüne müvekkiline ait başka bir dilekçe gönderildiğini, Uyap ekranındaki açıklama kısmına vekalet ibrazı ve borca itiraz talebi şeklinde şerh düşüldüğünü, bu ibareden de maksadın borca itiraz edilmesi olduğunun anlaşıldığını, bir başka dosyadaki işlem nedeniyle 13/06/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi dikkate alınmadığı gibi vekillik kaydının da yapılmadığının öğrenildiğini, aynı tarihte durumun düzeltilmesi talepli ekinde Uyap sisteminde ilk dilekçenin açıklama kısmını gösterir ekran görüntüsü bulunan dilekçe sunulduğunu, icra müdürlüğünün bu talebi reddettiğini, icra müdürlüğünce yasal süresi içerisinde vekillik kaydı yapılarak borca itirazın reddi yönünde bir karar verilmiş olsaydı bu durum fark edilerek...
Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/114 D.İş Esas, 2022/114 Karar sayılı 29/06/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlulardan T4 gönderilen ödeme emri tebligatının adresten taşınması nedeniyle bila geldiğini, diğer davalının ise e-tebligat adresine 30/06/2022 tarihinde gönderildiğini, mevzuat gereğince 05/07/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlulardan sadece T5 tarafından 07/07/2022 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiğini, davalının itiraz dilekçesinde borcunun olmadığını, borcun tamamına itiraz ettiğini, ancak 08/07/2022 tarihli memur işlemi ile bütün borçlular açısından itiraz olduğundan bahisle takibin durdurulmasına karar verildiğini, buna ilişkin itiraz dilekçesi ve müdürlük kararının taraflarına e-tebligat ile 13/07/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, her iki borçlu yönünden takibin durdurulmasına dair bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle icra memur işleminin iptalinin gerektiğini, itirazın kaldırılması yönünden...
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Talep, icra takibine dayanak teşkil eden kambiyo senedindeki imzaya ve borca itiraza ilişkindir. Davacı borçlu vekili, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda; icra takibine dayanak olarak gösterilen senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve bu durumun ilk bakıldığında bile hemen fark edildiğini, yapılan icra takibine konu senet gerçek olamayacak kadar çok yüksek bir meblağ içerdiğini, senette lehtar olarak görülen Ümit Balaban’a bu miktarda borçlanmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davalı alacaklının da lehtar Ümit Balaban’dan bu kadar yüksek meblağda alacaklı olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirtmek suretiyle imzaya ve borca itiraz ederek; icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
E. sayılı dosyası ile 3688,23 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalı borca, faiz ve takibe itiraz ettiğini dilekçesi ile belirttiğini ve davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, borçlu iş bu itiraz dilekçesi ile tüm borca itiraz ettiğini, İcra takibine konu borç, faiz ve ferileri Sözleşmeden kaynaklanmakta olduğunu, davalı taraf söz konusu kredi kullanıldığını ve borcunu ödemediğini, davalı/borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazı haksız ve dayanaksız olup iptali gerekmekte olduğunu, faiz oranına yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, sözleşme ile belirlenen ve kredi hakkında uygulanan faiz oranı yasal olduğunu ve bu takipte de yasal olan faiz talep edildiğini, haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, kötü niyetli davalı aleyhine %20’ den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve...
İcra takibine yasal süresi içinde itiraz eden davalı borçlular, alacaklıya herhangi bir kira borçları olmadığını, kira bedelinin ödeme emrinde yazıldığı şekilde 4.800 -TL değil 3.600-TL olduğunu belirterek itiraz etmişlerdir. İİK'nun 269/2 maddesinde; Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir. Davalı borçlular icra takibine itirazında kira akdine açık ve kesin olarak karşı çıkmamış olup, itirazları borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda davacı 2014 yılı kirasını iddia ettiği kadar olduğunu kanıtlayamadığından davalı borçluların kabul ettiği miktara itibar etmek gerekir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektiren bir durum bulunmadığından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2022 NUMARASI : 2021/670 ESAS 2022/7 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile alacaklı arasında İstanbul 8....
Davalı borçlu icra takibine, itiraz dilekçesinde borca itiraz ile birlikte icra dairesinin yetkisine itiraz de etmiştir.Mahkemece icra dairesinin yetkisi konusunda herhangi bir karar verilmemiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan İİK. 50. md. uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2022 NUMARASI : 2022/209 ESAS 2022/212 KARAR DAVA KONUSU : Borca itiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu vekili daha önceden İstanbul İcra Dairesinde hakkında icra takibi başlatıldığı halde bu defa mükerrer olarak icra takibine başlandığını ileri sürerek Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairenin 2019/77863 Esas sayılı ilamsız icra takibine itiraz ederek takibin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olup, itirazın yukarıda açıklandığı gibi icra müdürlüğüne yapılması yasal zorunluluktur. (Örn Yargıtay 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İtirazın Kaldırılması -Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması, tahliye ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekilince yazılı kira sözleşmesine dayanılarak başlatılan 14.12.2010 tarihli icra takibinde, 2010 yılı Temmuz, Kasım, Aralık ayları ödenmeyen 9000 TL kira parasının tahsili ve tahliye isteminde bulunulmuştur....