Mahkemece (borçlu hem yetkiye hem de esasa itiraz etmiş ise, alacaklı yalnız yetki itirazının iptali için mahkemede dava açamaz. Çünkü, yetki itirazını incelemek görevi yalnız tetkik merciine aittir. Alacaklı, esasa ilişkin itirazın iptali davasını mahkemede açarsa, itirazın iptali davasına bakan mahkeme, İİK.’nun 67. maddesine göre, borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazını inceleyemez). ilamsız icra takibine borçlunun süresinde, hem yetki itirazında bulunduğu, hem de borca itiraz ettiği, yetki itirazının takip hukuku ile ilgili olarak İİK.’ nun 50/2. maddesi uyarınca, İcra Tetkik Mercii’nce çözümlenmesi gerektiği, bu husus çözümlenmeden borca itirazın incelenmeyeceği, itirazın iptali ile bu davaya karşılık açılan alacak davasının incelenemeyeceği gerekçesiyle açılan davanın ön şart yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1039 E saydı dosyası ile Tasarrufun İptali davası açtığını beyan ettiğini, tasarrufun iptali davasmda İİK 277/1 maddesi gereği aciz vesikasının dava şartı olduğunu, buna göre borca bataklığın sabit olduğunu, ancak iş bu dava konusunun icra takibin haciz tehdidi devam ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile Konya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/4556 E sayılı dosyasına İİK68/4 M kapsamında terekenin borca batık olduğunun tespiti hakkında ilam sunmak üzere mühlet verilmesine, icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı Rahim Fındık cevap dilekçesinde özetle; davacılarca ikame edilen Konya 2.İcra Müdürlüğünün 2007/4556 E.sayılı dosyasına İİK md 68/4 maddesi kapsamında Terekenin borca batık olduğunun tespiti hakkında ilam sunulmak üzere mühlet verilmesi talebinin usulen hatalı olduğunu, İİK 68....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali amaçlanmıştır. İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davalarında yapılan icra takibinde usulüne uygun olarak borca itiraz edilmiş olması dava şartıdır. İcra takibinde borca itirazın süresi ve şekli İİK'nun 62. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda Samsun 9....
e 06.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ... tarafından İcra Dairesine sunulan 15.02.2017 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, İcra Dairesinin 15.02.2017 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin 50.000 TL yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Tebliğ ve itiraz tarihi dikkate alındığında ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın yasal 7 günlük süreden sonra gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Süresinde ve usulüne uygun itiraz olmadığından takip kesinleşmiştir. Kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....
Davalı tarafça başlatılan icra takibine yapılan itirazda borca ve icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiştir.Kural olarak icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan itiraz üzerine mahkemece ilk yapılması gereken iş icra dairesinin yetkisinin tartışılmasıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan itiraz hakkında bir karar verilmeden işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 09.06.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Davalı borçlu, icra dairesinin yetkisi ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, ancak sayın çoğunluk mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur....
İnşaat vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ve davanın öncelikle yetkisizlik nedeni ile reddini talep ettiklerini, davacının aynı borca ilişkin olarak ... Yatırımları ve Tic. A.Ş. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibine girişmiş olup yüksek mahkeme kararlarına göre aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, itirazın iptali istenen ... Satış İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak takibin hukukuna aykırılıklara ilişkin olarak takibin iptali talepli .... İcra Hukuk Mahkemesinin......
borçlu arasında imzalanan 28.08.2009 tarihli protokol ile ilgili borcun yeniden yapılandırıldığı, söz konusu protokol kapsamında tarafların borcun ödenmesi konusunda anlaştıkları ve böylece borçlunun itirazından feragat ettiği gerekçesiyle itirazın iptali davasında 11.11.2009 tarihli kararla ''konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı'' şeklinde hüküm kurulduğu, alacaklı bankanın borçlunun protokole uygun davranmadığı ve borcunu ödemediğini belirterek borçlu hakkındaki icra takibine devam edilmesine yönelik 17.03.2014 tarihli talebinin icra müdürlüğünce 08.01.2015 tarihinde reddedilmesi üzerine alacaklı tarafından şikayet yoluyla müdürlük kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir.5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun geçici 5. maddesinin 1. fıkrasında ''31/5/2009 tarihi itibarıyla, kart çıkaran kuruluşlarca ya da varlık yönetim şirketlerince, kendisine ödeme için ihtar çekilmiş veya haklarında icra takibi başlatılmış ya...
Bununla birlikte ödeme emrinin vekil yerine asile tebliğ edilmiş olmasına rağmen vekil tarafından süresinde borca itiraz başvurusu yapıldığı dikkate alındığında ödeme emrinin iptaline karar verilmesinde davacıların hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı yanın süresindeki borca itiraz sebepler ile şikayetinin incelenmesine geçilmiştir. İİK.nun 167/2. maddesi gereğince alacaklı, takip talebine icra takibine dayanak yaptığı kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar onaylı örneğini eklemeye mecburdur. Davacılar vekili takip dayanağı çek aslının icra müdürlüğüne sunulmadığından bahisle ödeme emrinin iptali talebinde bulunmuştur. Konu hakkında icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak takipte çek aslının icra müdürlüğüne sunulup sunulmadığı hususunda bilgi istenilmiş olup icra müdürlüğünün 20.03.2020 tarihli yazısı ile çek aslının 16.07.2019 tarihinde icra müdürlüğüne teslim edildiği bilgisi verilmiştir....
Yasal dayanağını İİK'nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. Bu kapsamda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde somut olayda, Davacı tarafın davalıdan faturaya dayalı bakiye alacağı tahsil edemediği gerekçesi ile ... İcra Müdürlüğünün 2022/... dosya numarası ile 26.952,48.-TL ticari alacak ve 1.762,58.-TL faiz olmak üzere toplamda 28.715,06.-TL üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiği; davalının icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin 26.952,48....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca;Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, davalının borca yönelik itirazının kesin olarak kaldırılması istemine ilişkindir. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Ancak, borçlu, borç doğuran ilişkiyi kabul etmişse, alacaklının artık İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelere dayanmasına gerek yoktur....