Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtiraz üzerine duran takibe itiraz giderilinceye kadar devam edilemez. İcra müdürü itirazın süresi içerisinde yapılıp yapılmadığını inceler. İcra müdürünün itirazın süresinde ve geçerli bir itiraz olmadığına ilişkin kararına karşı şikayet yoluna başvurulabilir. Ancak itiraz süresinde ve geçerli ise şikayet yoluna başvurulmasa da icra takibi durmuş olur. Bu durumda icra müdürünün hatalı kararı inşai nitelikte bir karar olmayıp şikayet yoluyla iptal edilmemiş olsa bile sonuç doğurmaz.Süresinde itiraz edilmesi ile takip kendiliğinden durduğundan takibin kesinleştiğinden söz edilemez. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında icra müdürünün işleminin hatalı ancak iptal edilmediği sürece geçerli bir işlem olduğu gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği savunulmuş ise de bu görüş çoğunluk tarafından benimsenmemiştir....

    Dosyanın incelenmesinden davacı alacaklının ilk olarak ------ dosyasından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattığı ödeme emrinin 09.01.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 15.01.2019 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, davacı vekilinin yetki itirazını kabul ederek dosyanın--- gönderilmesini talep ettiği, takip dosyasının-------Müdürlüğü'ne tevzi edildiği, alacaklı vekilinin ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarılmasını talep ettiği, ödeme emrinin borçluya 15.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 19.03.2019 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. ------ tarafından düzenlenmiş ödeme emrinin olmadığı görülmekle bu husus icra müdürlüğünden sorulmuş ------ düzenlenmiş ödeme emrinin olmadığı bildirilmiştir. Kural olarak yetkili icra dairesine gelen icra dosyası ilk takip dosyasının devamıdır....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....

      Hukuk Dairesinin 17/03/2020 tarih 2020/1200 Esas 2020/2827 Karar numaralı emsal kararında da ifade edildiği üzere, her ne kadar ilamsız icra takiplerinde borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de, bu durumun borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerli olduğu, somut olayda borçlulardan T4 çıkartılan ödeme emri tebligatı önce bila tebliğ iade edilmiş ve borçlunun takipten haricen haberdar olup takibe itirazından sonra ise borçluya tebligat gönderilmesinin talep edilmiş olduğu, T3 gönderilen ödeme emrinin ise itiraz tarihinden iki gün önce tebliğ edildiği, alacaklının da ihtilafı sürdürdüğü anlaşılmakla borçluların itirazlarının geçerli olduğu anlaşılmış, şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür....

      Mahkemece; icra takibine yapılan itiraz ya da itiraz üzerine takibin durdurulması kararından sonra işlemsizlik nedeni ile işlemden kaldırılan dosyanın yenilenmesine engel bir durum olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü ile İİK'nun 66/1. maddesinde; “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile yapılan takipte ödeme emri borçluya 12.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Keşan İcra Dairesinin 2022/2743 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu T3 03/08/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak borçlunun ödeme emrini tebliğ almadan önce 21/07/2022 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine 22/07/2022 tarihinde takibin durduğunu, borçlunun itirazının İİK.62/a hükmüne ve kamu düzenine aykırı olduğunu ve takibin kaldığı yerden devamını gerektiğini, ödeme emri tebliğ edilmeden henüz itiraz hakkının doğmadığı için itiraz ve ödeme sürelerinin işlemeyeceğini, borçlunun haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin yasanın emredici hükümleri karşısında sonuç doğurmayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        borca itirazlarını icra müdürlüğüne sunabildiği, ileri sürülen hususun hakkın ziyaına sebebiyet verecek niteliğinin bulunmadığı, ödeme emrinde alacaklının adresine yer verilmemesinin ödeme emrinin iptalini gerektirecek nitelikte bir eksiklik olmadığı, kaldı ki borçlu vekilince itiraz dilekçesinde borçlunun adresinin belirtildiği, İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/1223 Esas sayılı dosyasıyla verilen kararın alacaklının limit ipoteğine dayalı olarak ilamlı takip yapamayacağından icra emrinin iptaline ilişkin olduğu, davacının mükerrerlik dahil sair itirazları ise borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nın 149/b, 150 ile 150/a maddesi yollamasıyla İİK'nın 62 ila 72 nci madde hükümleri uyarınca 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerektiği, takibin şekline göre icra mahkemesinde ileri sürülmesinin sonuç doğurmayacağı, İİK'nın 150/1- ikinci cümlesi uyarınca rehin hakkının itiraz konusu yapılamayacağı anlaşılmakla tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki...

        İcra Müdürlüğü'nün 2015/10457 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine ilişkin düzenleme bulunan İİK'nın 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmünün yer aldığını, İİK'nın 62.maddesine gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük süre içinde itirazların icra müdürlüğüne bildirilmesi gerektiği halde davacının icra müdürlüğüne itiraz etmeyerek mahkemeye dava açtığını gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde muteriz borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

          nun 355.maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği, vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunluluğunun, yalnızca ilamlı takipler için sözkonusu olmayıp vekille takip edilen işler(icra ya da dava) için getirilmiş yasal zorunluluk olduğu, yetkisiz icra dairesinde borçlunun vekili aracılığı ile yapılan itiraz sonucunda dosyanın yetkili icra dairesine gönderildiği, yetkili icra dairesince ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekeceğinden asile yapılan tebliğin geçersiz olması nedeniyle takibin kesinleşmediği, ödeme emrinin vekaletname sunmak suretiyle takibe itiraz eden vekile tebliğine karar verilmesi gerektiği, davacı vekilinin davadaki talebinin öncelikle müvekkiline yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 11.maddesine aykırı olması nedeniyle vekil yerine asile gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesi...

          İcra Müdürlüğü 2018/9493 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlular aleyhine 7 örnek ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı/borçluya 09/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, yasal sürede itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği görülmüştür. Mirasçı borçlu vekili, borçlunun Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/2240 Esas, 2016/2113 Karar sayılı ilamı ile mirası reddettiklerini ileri sürerek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı- borçlu mirası redden dolayı borçlu olmadığını ileri sürdüğüne göre, başvurusu borca itiraz niteliğindedir. Borçlu borca itirazını, takibin niteliği gereği ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmesi gerekir. Somut olayda; davacı- borçluya ödeme emrinin 09/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, yasal süre içerisinde icra dairesine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği görülmüştür....

          UYAP Entegrasyonu