İtiraz (icranın geri bırakılması) sebepleri (itfa, imhal, zamanaşımı) sınırlıdır. Borçlu, bunlar dışındaki sebeplere dayanarak icra emrine itiraz edemez. Fakat ilam borçlusunun mirasçısı sıfatıyla takip edilen kişi (borçlu), mirası raddetmiş olduğunu bildirerek icra emrine itiraz edebilir .(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, ikinci baskı, sh:953) Somut olayda, muris Mustafa Özberk'in 09/03/2019 tarihinde öldüğü, 03/05/2019 tarihinde muris hakkında takip yapıldığı, murisin mirasçısı olan davacılar hakkında İİK. 53. maddede düzenlenen 3 aylık mirası ret süresi dolduktan sonra 04/09/2019 tarihinde takibe başlandığı ve 28/10/2019 tarihinde icra emri düzenlendiği, icra emrinin şikayetçi borçlu T5 24/12/2019, T2 19.12.2019, T3'e 10.12.2019, T4 20.12.2019, T1 26.12.2019 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda, takip dayanağı ilamda borçlunun vekil ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işlemlerinin adı geçenin vekiline yapılması gerekmektedir. Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında, takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürdüğü görüldüğünden, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır. Kaldı ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz, cezaların şahsiliği kuralı gereğince, icra suçları yönünden borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile de tebliği zorunludur. O halde, Mahkemece, vekil varken asile tebligat yapılmasının usulsüz olduğu gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2021 NUMARASI : 2021/421 ESAS- 2021/1722 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı 27/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; hakkında icra takibi başlatıldığını, örnek 13 nolu ödeme emrini 21/03//2021 tarihinde tebliğ aldığını, ödeme emri ekinde dayanak kira kontratının bulunmadığını, alacak bir belgeye dayanmakta ise de belgenin aslının yada tasdik edilmiş bir örneğinin icra dairesine tevdinin mecburi olduğunu, sözleşme eklenmeden taraflarına gönderilen ödeme emrinin iptali gerektiğini, belgeyi görmeden itiraz etmeninde mümkün olmayacağını, ödeme emrinin alacak konusu tutar, yıl ve aylar itibarıyla belirlenmediğini, asıl alacak, faiz oranı, faizin başlangıç tarihi ve miktarlarının ödeme emrinde yer almadığını belirterek ödeme emrinin iptalini talep etmiştir....
Esas sayılı dosyasından 11/06/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun "borcun tamamına, faize, faiz oranına ve her türlü ferilerine" itiraz ederek icra takibinin durdurulduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkili site yönetimine, ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, müvekkilinin adresinin "... /İstanbul" olduğunu, müvekkili site yönetimine ödeme emri tebliğ edilmediğini, bu nedenle icra takip dosyasına müvekkili tarafından itiraz edilmediğini, ödeme emrinin site yönetimi ile ilgisi olmayan ......
İcra Müdürlüğü'nün 2011/2196 E.sayılı icra dosyası üzerinden yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline hükmedildiği, bunun üzerine, alacaklı vekilinin talebi ile icra müdürlüğünce, itirazın iptali davasında hükmedilen alacak kalemleri yanında, takip talebinde yazılı olan asıl alacak ve işlemiş faizi de kapsar şekilde icra emrinin düzenlenerek borçluya gönderildiği görülmektedir. Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır....
Davacı dava dilekçesinde, 24.01.2008 başlangıç tarihli ve 24.01.2009 bitiş süreli kira sözleşmesi uyarınca aylık 2138 TL’den ödenmeyen Şubat 2009 ayına ait bakiye 570TL kira bedeli ile hiç ödenmeyen Mart- Nisan- Mayıs- Haziran 2009 aylarına ait toplam 9126TL kira alacağı ve 908TL işlemiş faiz alacağının tahsili istemli başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptalini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde, sözleşmeye ve imzaya itiraz ederek haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Davaya dayanak olan İcra Müdürlüğü’nün 2009/18108 Esas sayılı, 28.08.2009 tarihinde başlatılan icra takip dosyası içeriğinden; icra ödeme emrinin davalı borçluya 04.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 16.11.2009 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunu 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itirazın yapılması gerekirken yasal süre geçtikten sonra yapılan itiraz takibi durdurmaz....
İcra dosyasının incelenmesinde; icra takibine konu bireysel kredi sözleşmesinin borçlusunun, takip borçlularının murisi olduğu ve takibin borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapıldığı, borçluların ise, icra mahkemesine başvurularında; mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını, bir diğer ifade ile mirasın reddi kararı nedeniyle borçlu olmadıklarını ileri sürerek takip iptalini talep ettikleri anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir....
Dairemizin, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen yerleşik uygulamasına göre, borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği ona yeni bir itiraz hakkı tanır (HGK'nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12-786/783 sayılı kararı). Somut olayda, borçluya tebliğ edilen ilk ödeme emrinin ..... İcra Hukuk Mahkemesince iptali üzerine 12.06.2015 tarihinde ikinci kez yapılan ödeme emri tebliğ işleminin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıdığı kuşkusuzdur. İlk ödeme emri iptal edildiğinden borçluya tebliğ edilen ikinci ödeme emri geçerliliğini korumaktadır. İkinci kez ödeme emri tebliği için icra mahkemesi kararının kesinleşmesine gerek yoktur. Borçlunun talebi müstakil bir şikayettir. O halde mahkemece, borçlunun son ödeme emrinin usulsüzlüğüne ilişkin iddiası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2020/1186 E. 2021/758K. DAVA KONUSU : İCRA EMRİNE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili 10/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; icra dosyasından düzenlenen 50.285,40 TL'lik icra emrinin davacının vekili bulunmasına rağmen davacı asile 82 barkod nosu ile yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile tebligatın iptaline, icra emri kesinleşmemiş olduğundan icra dosyasında konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini, alacaklı tarafından yeni icra emri düzenlenmesi talebi üzerine 04/11/2021 tarihinde taraflarına vekil sıfatı ile tebliğ edilenin 6.456,63 TL ödeme emri olduğunu, ödeme emrinin ödendiğini belirterek 06/10/2021 tarihli 50.285,40 TL'lik icra emrinin vekil olarak öğrendikleri tarihin 10/12/2020 tarihi olarak kabulü ile ödeme süresi tamamlanmadan konulan tüm hacizlerin fekkine ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumlu olur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçlunun ileri sürdüğü hususlar, genel haciz yolu ile takipte itiraz niteliğinde olup, bu itirazın İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Dolayısıyla icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmaz. O halde mahkemece; takibin şekli itibariyle istemin belirtilen nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....