İİK.nun 33. maddesi uyarınca, borçlu ancak hüküm (karar) tarihinden sonraki dönemde gerçekleşen itfa nedenine dayalı olarak icra emrine itiraz edebilir ve icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Karar tarihinden önceki döneme ilişkin iddialarını ilamın yargılaması sırasında mahkemede ileri sürmelidir veya temyiz nedeni yapılmalıdır. Bu döneme ilişkin itfa itirazları icra mahkemesinde dinlenmez. Aksinin kabulü mahkemenin verdiği hükmü (ilamı) icra mahkemesinin inceleyip değiştirmesi anlamına gelir ki, bu da maddi anlamda kesin hükme aykırılık teşkil eder. (KURU Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.806) (Emsal: Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 14/11/2006 tarih, 18188- 21262 E.K. sayılı ilamı) Somut olayda ibra 20/03/2015 tarihinde gerçekleşmiş olup ilamın karar tarihi olan 22/12/2020 tarihinden öncesine ilişkindir....
İİK. 33/2.maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir." Somut olayda, şikayetçi borçlu ...' na, örnek (10) ödeme emri 04.11.2006 tarihinde tebliğ edilmiş olup takibin kesinleştiği, şikayetçi borçlunun 11.12.2015 tarihli icra mahkemesine başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımına ilişkin olduğu görülmektedir. O halde, mahkemece şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı olarak değerlendirilip süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK’nun 363/4.maddesi uyarınca, İstinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz, yine İİK'nun 364/3. maddesi uyarınca, temyiz yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de re'sen dikkate alınmalıdır. Öte yandan, İİK'nun 149/a-2. maddesine göre, icra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararını istinaf eden borçlu veya üçüncü kişi takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz. Ancak istem, icranın geri bırakılması değil de İİK'nun 16-18. maddeleri kapsamında şikayet ise genel kural olan İİK'nun 363/4 ve 364/3 maddeleri uyarınca istinaf-temyiz istemi satışı durduracaktır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33. maddesi uyarınca ilamlı icra takibinde alacağın takipten önce ödenmesi nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/266 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 47.600,00 TL nafaka alacağı ve 21.248,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 68.848,54 TL alacağın tahsili amacıyla 30/01/2019 tarihinde ilamlı icra takibine girişildiği, takibin konusunu Adana 3. Aile Mahkemesinin 2009/105 Esas, 2009/78 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 200'er TL iştirak ve yoksulluk nafakasının tahsili talebinin oluşturduğu, 4- 5 örnek icra emrinin borçluya 05/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2021/444 ESAS- 2021/954 KARAR DAVA KONUSU : İHALENİN FESHİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2019/53 Talimat sayılı dosyasından 05/03/2021 tarihinde yapılan ihalede İstanbul İli, Kağıthane İlçesi, 6948 ada, 1 parsel, B blok, 24 numaralı bağımsız bölümün satıldığını, taşınmazın yüz ölçümünün 150 m2 altında olması ve yapı ruhsatının 2013 yılından önce alınması nedeni ile KDV oranının %1 olması gerekirken %18 olarak belirlendiğini, bu durumun kabul görmemesi halinde taşınmazın müvekkili şirketin aktifinde 2 yıldan fazla süre ile kayıtlı olması nedeni ile KDV Kanununun 17/4- r maddesi gereğince satışın KDV'den muaf olması gerektiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan asıl takibin ve icra emrinin iptali istemi ile açılan davanın İstanbul Anadolu 18....
yapıldığı, bu işlemden sonra zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı ve son işlem tarihinden bu yana zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle Zonguldak İcra Müdürlüğü'nün 2021/4264 esas sayılı dosyasındaki icranın geri bırakılmasına, Zonguldak İcra Müdürlüğü'nün 2015/980 esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılması talebinin reddine, Zonguldak İcra Müdürlüğü'nün 2015/980 esas sayılı dosyasında yapılan borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, itfa nedeniyle icranın geri bırakılması ve haciz kaldırama talebine ilişkindir. Adana 7. İcra Dairesinin 2015/1390 E sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün genel haciz yoluyla icra takibi olduğu, asıl alacak miktarının 49.459,58 TL olduğu, örnek 7 ödeme emrinin davacıya 26/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, maaş haczi ve ödemeler nedeniyle çeşitli tarihlerde davacıdan tahsilatlar yapıldığı, davacı vekili tarafından 21/02/2019 tarihinde 25.000,00 TL'nin ödendiği belirtilerek müvekkilinin kefilliğine son verilmesi ve maaş haczinin kaldırılması talep edildiği, talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Kefalet miktarını aşar şekilde takip yapılması halinde, bu hususun genel haciz yoluyla takiplerde borca itiraz olarak ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Aksi taktirde takipteki miktar itiraz etmeyen borçlu yönünden kesinleşir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Takip ilama dayalı olup, borçlu vekili İİK.nun 33/2.maddesine dayalı itfa itirazında bulunmuş, icra mahkemesince borçlunun icranın geri bırakılması talebi reddedilmiş ve karar borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 33/3.maddesine göre; “İcra mahkemesi geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak temyiz süresi içinde alacağı karşılayacak nakit veya mercice kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilat veya taşınmaz rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartıyla temyiz yoluna gidebilir. Borçlunun yeter malı mahcuz ise veya borçlunun talebi üzerine temyiz süresi içinde yeter malı haczedilmişse bu fıkrada yazılı teminatı göstermeye lüzum yoktur.”...
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ibranın bulunduğunu ancak borçlulara ait olan harç ve masrafların icra dairesine ödenmemiş olması durumunda takibin devam edeceğini, müvekkilinin ibraname dışında hareket etmediğini beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; talebin icranın geri bırakılması niteliğinde olduğu, icranın geri bırakılması talebinin sadece ilamlı icra takiplerinde söz konusu olabileceği, takibin genel haciz yolu ile ilamsız takip olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; talebin İİK'nın 71. maddesi uyarınca yapıldığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik muhakeme yapıldığını beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İş Mahkemesi'nin 2018/775 esas 2020/343 karar sayılı ilamı olduğu, icra emrinin borçlu vekiline 07/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 09/09/2020 tarihinde borçlu vekili tarafından, icranın geri bırakılması ve takibin iptali talepli başvuruda bulunulduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verilmiştir....