Vergi Mahkemesinin 26.11.2019 tarih, 2019/1542 esas, 2019/2148 karar sayılı ilamına dayanılarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin borçluya 07.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı T1 vekili tarafından mahkememize açılan işbu dava ile de söz konusu icra takibinde talep edilen alacak aslının 26.07.2019 tarihinde mükellefin borçlarına mahsup yolu ile iadesinin yapılmış olduğu belirtilerek asıl alacak ve asıl alacağa işlemiş faiz yönünden icra takibinin iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. İ.İ.K.nun 33- 33/a maddesine göre borçlu borcun itfa veya imhal edildiği veya zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılması istenebilir....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde, ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.”, yine aynı Yasanın 16/1 . maddesinde; '' Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.'' düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, icra emrinin 03.08.2011'de bizzat borçluya tebliğ edildiği, borçlunun yedi günlük süreden sonra 24.08.2011 harç tarihli dilekçesiyle, şikayet ve itirazlarını bildirdiği görülmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın süresinde olmadığını, takibe süresi içerisinde itiraz edilmediğini, bu nedenle zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talebinin kabul edilemeyeceğini söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Takibin kesinleştikten sonra, icranın geri bırakılması talebi süreye tabi olmadan İcra Mahkemesinden istenebilir.Bu nedenle, davalının davanın sürede açılmadığı yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir. İİK 71/2 maddesinde belirtildiği üzere “ Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33 a. Maddesi hükmü kıyasen uygulanır.” hükmü yer almaktadır. İİK Madde 33/a – (Ek: 18/2/1965- 538/18 md.), "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2020 NUMARASI : 2019/769 ESAS 2020/167 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : 2020/892 Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21/02/2020 tarih 2019/769 esas 2020/167 karar sayılı mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine Mersin 3.İcra Dairesinin 2019/14361 esas sayılı dosyasından icra emrinin 25/12/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takibine konu borcun müvekkili şirket tarafından 26/08/2019 tarihinde tediye makbuzu ile ödendiğini belirterek borca itirazının kabulü ile takibin iptaline, kötü niyetli alacaklı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte, davalı tarafça protokolün varlığı ve ödeme iddialarının kabul edildiğini, takip konusu borcun üçüncü kişi tarafından ödendiği iddiasının sabit olması halinde borçlunun İİK'nın 71. maddesi uyarınca takibin iptalini isteyebileceğini, aynı konuda açılan davalarda itfa iddialarının kabul edildiğini, protokolde müvekkilinin taraf olduğunu, bu nedenle itfa iddiasında bulunabileceğini, bu durumda davanın kabulü ile İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, takipte taraf olmayan 3. kişinin takibin kesinleşmesinden sonraki evrede itfaya dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İtfa iddiasında bulunan davacı takipte taraf olmayıp üçüncü kişidir....
Davacı tarafın İİK 33. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek itfa sebebiyle icranın geri bırakılması talebine gelindiğinde ise, İş Mahkemesince bozma sonrası verilen yeni ilama ilişkin olarak 17/06/2021 tarihli toplam 51.041,65 TL bedelli icra emri düzenlenerek aynı gün borçlu vekiline e-tebligat yolu ile gönderildiği, 22/06/2021 tarihinde icra emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı, yine İstanbul Anadolu 20....
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan aldığı çekin karşılıksız çıkması üzerine davacı hakkında takibe geçtiğini, daha sonra davacının borcunu müşteri çekleri vermek sureti ile ödediğini ve taraflar arasında ibraname düzenlendiğini, davacının tahsil veya feragat harcını ödeyip icra dosyasını işlemden kaldırmak yerine hiçbir işleme girişilmeyen ve zamanaşımına uğrayan icra dosyası hakkında icranın geri bırakılması kararı alıp, icra tehdidinden kurtulduğunu, davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulü ile Bolvadin İcra Müdürlüğünün 2022/553 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Sonuç olarak mahkemece davalı vekilinin ödemeden haberdar olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir, ancak, İİK'nnı 33/1. maddesi uyarınca itfa nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, itfa nedeni ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Bu itibarla HMK 353/1- b-2 maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesince ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....
İcra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını istiyebileceği bildirilir. İİK 149/a maddesi uyarınca, icranın geri bırakılması hakkında 33 üncü maddenin 1, 2 ve 4 üncü fıkraları uygulanır. İİK 33. Maddesine göre, İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir....