İcra Müdürlüğü'nün 2016/105746 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu T3 06.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, T3 tarafından İcra Dairesine sunulan 15.02.2017 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, İcra Dairesinin 15.02.2017 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin 50.000 TL yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Tebliğ ve itiraz tarihi dikkate alındığında ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın yasal 7 günlük süreden sonra gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Süresinde ve usulüne uygun itiraz olmadığından takip kesinleşmiştir. Kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali amaçlanmıştır. İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davalarında yapılan icra takibinde usulüne uygun olarak borca itiraz edilmiş olması dava şartıdır. İcra takibinde borca itirazın süresi ve şekli İİK'nun 62. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda... İcra Müdürlüğü'nün ....Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu ...'...
Davalı vekili, müvekkilinin ödeme emrinin tebliğinden önce borcunu ödemek için davacıya çek gönderdiğini, çekin kabul edilmemesi üzerine havale yoluyla konutta ödemeli olarak fatura bedellerini posta yoluyla gönderdiğini, davacının bu ödemeyi de kabul etmediğini, davacının icra takibine geçerek takip giderleri, faiz ve vekalet ücretini talep ettiğini, asıl alacağı ödemeye hazır olduklarını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının asıl alacak tutarını kabul ettiği için takibe itirazının haksız olduğu, davalının borcunu ödeme emrinin bildirilmesi üzerine icra dosyasına yatırması ve itiraz etmemesi gerekirken, posta aracılığıyla borcunu ödemek istediğini belirterek borca itiraz yolunu seçtiği, bunun ödeme emrinin tebliğinden sonra temerrüde düşmesini engellemediği gerekçesiyle ... 10.İcra Müdürlüğü’nün 2006/3586 sayılı dosyasındaki icra takibinin 3.160.84....
İstinaf sebepleri yönünden inceleme; Davacı vekili, ıslah yoluyla talep soncunu "ödeme emrinin iptali" talebi olarak değiştirdiklerini, davanın ıslah dilekçesine göre sonuçlandırılmadığını ileri sürmüş ise de, yukarıda özetlenen dava dilekçesindeki anlatıma göre davacının talebinin "borca itiraz" niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Borca itirazın tamamen veya kısmen kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesince, itirazın kabul edilen kısmı yönünden takibin durdurulmasına karar verilir, takibin iptaline veya ödeme emrinin iptaline karar verilemeyeceğinden bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....
Mahkemece, davalı takip borçlusuna ödeme emrinin 10.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 01.07.2010 tarihinde itiraz dilekçesi gönderdiği, süresinde geçerli bir itirazın bulunmadığı gerekçesiyle yasal süre içerisinde usulüne uygun olarak yapılmış borca itiraz bulunmadığından itirazın iptali davası konusuz olmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı vekili, dava konusu icra takibine süresinde Ümraniye İcra Müdürlüğü aracılığı ile gönderdikleri dilekçe ile itiraz ettiklerini, bu hususun temyiz dilekçesine ekli muhabere kayıtları ve Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü'nün 24.03.2011 tarih 2010/12010 sayılı kararından da anlaşılabileceğini, ancak süresinde verdikleri itiraz dilekçesinin yanlışlıkla başka bir dosyaya girmesi üzerine somut olayda süresinde itiraz bulunmadığı gerekçesi ile hüküm oluşturulmasının doğru olmadığını bildirerek hükmün bozulmasını istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 24/02/2015 NUMARASI : 2014/1111-2015/181 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin itiraz eden her iki borçluya 30/09/2014 tarihinde tebliği üzerine, borçlular vekilinin 08/10/2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca, ödeme emrine, işlemiş faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiği, mahkemece istemin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Esas sayılı dosyası ile borca itiraz edildiğini, davalı ile müvekkil arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından takip sonrasında yapılan ödemenin icra müdürlüğündeki hesaptan mahsup edilmesinden sonra ortaya çıkan bedel olan 24.940,8 TL üzerinden itirazın iptali talebinde bulunmak gerektiğini, ayrıca icra inkar tazminatı talebinde bulunduklarını bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalının ihtarlı tebliğe rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür. Dava, takip tarihinden sonra ödenen ana para nedeniyle icra vekalet ücreti, icra tahsil ve peşin harç, başvurma harcı, vekalet harcı ve icra tebligat masrafı yönünden itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu takip öncelikle 10/07/2023 tarihinde İzmir ... İcra Müdürlüğü' nün......
Borçlunun başvurusu bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını, sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda; örnek (10) numaralı ödeme emrinin 31/07/2013 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra 26/12/2013 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece borca itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçlunun başvurusu bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını, sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda; örnek (10) numaralı ödeme emrinin 22/08/2013 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra 26/12/2013 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece borca itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır. ----- müzekkere yazıldığı, müzekkere ile talep edilen araç kayıtlarının geçiş tarihlerinde davalı adına kayıtlı olduğu anlaşıldı. ----- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ödeme emrinin ---- göre tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasında tebliğ tarihinin okunamadığı, borçlu şirket yetkilisi tarafından ---- tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, icra dairesinde --- tarihli karar tensip tutanağı ile itirazın süresinde olduğu anlaşılmakla takibin durdurulmasına karar verildiği, borçlu gider avansı olmadığından borca itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinden itibaren ---- yıllık hak düşürücü sürede iş bu itirazın iptali davasının açıldığı tespit edildi....