Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak icra emrine itiraz edildiğini, tüm alacak kalemleri için uygulanan faizlerin yasal olduğunu, yapılan yargılama neticesinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece 08/09/2020 gün, 2019/836 E. 2020/509 K. Sayılı kararla; "İcra emrine itirazın REDDİNE" karar verilmiştir....

İcra dosyası incelendiğinde, borçlunun itirazının davacıya tebliğ edilmediği ve icra dosyasında davacı bankanın itirazdan haberdar olduğuna ilişkin bir evrak da yoktur. Ancak davalının Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/426 E. Sayılı dosyasında icra takibinin iptali için dava açtığı, bu davada davacı konumunda olan davalının dava dilekçesinde ödeme emrine itiraz edildiğinden bahsetmediği halde, davacı bankanın 05.07.2019 tarihinde dosyaya sunduğu cevap dilekçesi içeriğinde, davalının ödeme emrine süresinde itiraz ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu halde, davacı bankanın ödeme emrine itiraz edildiğinden 05.07.2019 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekecektir. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu'nun 18A/15. maddesine göre arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez....

    Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK'nun 62. maddesi hükmüne göre; borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi halinde İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra müdürü takibi durdurur. İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. (emsal karar; Yargıtay 12....

    Davalının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş olup; itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemez. Daha önce itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olması bu itirazın da kaldırıldığı anlamına gelmez....

      Davalı, davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, taşınmazın anahtarını 01.09.2003 tarihinde teslim ettiğini, bu tarihe kadar olan ecrimisil bedelini ödediğini, davacıya borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; itirazın iptali istenilen icra dosyasında ödeme emrine davalı-borçlu vekilince 29.06.2005 tarihinde itiraz edildiği, ödeme emrine şikayet üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.06.2005 tarihli şikayetin reddine ilişkin kararın 19.07.2005 tarihinde davacı-alacaklı vekiline tebliğ edildiği, bu tarihte davacı alacaklının ödeme emrine itirazı öğrenmiş olduğu kabul edilerek, 1 yıllık süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK.nun 67/1. madde ve fıkra hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir....

        Borçlu ödeme emrine itiraz edebileceği dönemde önünde 2 yol vardır. -ödeme emrine itiraz etmek, - menfi tespit davası açmak, - veya her iki yola birlikte başvurmak, Alacaklının takibinde hiç belgeye dayanmaması veya dayandığı belgenin 68.maddesindeki belgelerden olmaması halinde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Menfi tespit davası borçlunun icra takibinden korunmasını sağlayan bir davadır. Yani maddi hukuk açısından borçlu olmayan kimsenin, icra hukukunun katı normları nedeniyle borcu ödemesinin engellenmesi amacı taşıyan bir davadır. İcra takibine itiraz edilmekle borçlu açısından icra takibi bakımından bir tehlike kalmamış, alacaklının alacağını icra takibi sonucu elde etme olasılığı ortadan kalkmıştır. Mahkemenin davanın hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin kararı isabetli olup, karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma kararının kaldırılıp, hükmün onanması gerektiği görüşündeyiz....

          Borçlu ödeme emrine itiraz edebileceği dönemde önünde 2 yol vardır. -ödeme emrine itiraz etmek, - menfi tespit davası açmak, - veya her iki yola birlikte başvurmak, Alacaklının takibinde hiç belgeye dayanmaması veya dayandığı belgenin 68.maddesindeki belgelerden olmaması halinde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Menfi tespit davası borçlunun icra takibinden korunmasını sağlayan bir davadır. Yani maddi hukuk açısından borçlu olmayan kimsenin, icra hukukunun katı normları nedeniyle borcu ödemesinin engellenmesi amacı taşıyan bir davadır. İcra takibine itiraz edilmekle borçlu açısından icra takibi bakımından bir tehlike kalmamış, alacaklının alacağını icra takibi sonucu elde etme olasılığı ortadan kalkmıştır. Mahkemenin davanın hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin kararı isabetli olup, karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma kararının kaldırılıp, hükmün onanması gerektiği görüşündeyiz....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Çorlu İcra Mahkemesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istemli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              İtirazın iptali davasının dinlenebilmesi için yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmalıdır. İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve alacaklı İcra Mahkemesine başvurmadan İİK.nun 67.maddesi gereğince itirazın iptali davası açmışsa, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisinin araştırılması ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değilse borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulması gerekir. Şayet icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılıyor ise, o zaman mahkemece borcun esasına ilişkin itiraza geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle, davanın bu yönden reddine karar verilmelidir. ../.....

                Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı). Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır....

                  UYAP Entegrasyonu