Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)."...

Ödeme emri tebliğ edilmediği halde borçlu tarafından 07.07.2015 tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini istemiştir. İİK.'nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Ancak iş bu dava açılmadan önce davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu kiracıya tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece, bu nedenle istemin reddine karar vermek gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru değildir....

    Bir kimsenin maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı halde ödeme emrine itiraz etmediği için icra takibi kesinleştiği hallerde, borçluya genel hükümlere göre borçlu olmadığını tespit ettirmek imkanı tanınmıştır. Ancak ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olduğu halde itiraz ederken zamanaşımını ileri sürmemiş olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önce zamanaşımına uğradığını bildirirerek bir menfi tespit davası açamaz. (Baki Kuru İcra İflas Hukuku El Kitabı Sayfa 312) O halde somut uyuşmazlıkta alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası ile açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

      Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı,icra tazminatı ve tahliye isteminde bulunmuştur.Mahkemece itirazın kısmen kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı borçlunun alacağa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;Davacı, ödenmediğini iddia ettiği kira bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine 08.04.2013 tarihinde tahliye istekli icra takibi başlatmış ve davalıya bu talep üzerine düzenlenen 13 örnek ödeme emri gönderilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu sıfatıyla icra emri tebliğ edilen ... vekili, takibe dayanak ilamda hükmün..... aleyhine tesis edilmiş olmasına rağmen vekil edeni aleyhine ilamlı takip yapılmasının usulsüz olduğunu, belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlamlı icrada borçlu ilam aleyhine olan yani ilama göre borçlu olan kişidir. İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde icra dairesine başvurarak icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir....

          İcra Dairesinin 2020/7799 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin 30.09.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, akabinde taraflarınca icra takibine ve yetkiye itiraz edilmiş olup, icra takibinde yetkili İcra Müdürlüğünün ... İcra Müdürlükleri olduğunun belirtildiğini, yetkili İcra Dairesi olan ... İcra Dairesinin 2020/672 E. sayılı dosyası ile müvekkiline yeniden ödeme emri tebliğ edilmiş olup, taraflarınca süresi içerisinde bu dosya için de asıl borca, fer’ilerine, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz edildiğini, ... İcra Müdürlüğünün 2020/672 E. sayılı ilamsız icra takibine ilişkin dosyadan müvekkiline gönderilen ödeme emrinin 26.10.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, bu ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin bulunmadığını belirterek ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. II....

            İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içerisinde ödeme yapılması zorunludur....

            . - K A R A R - İtirazın iptali davasının konusu usulüne uygun biçimde yapılan bir takip sonucunda borçluya gönderilen ödeme emrine yönelik geçerli bir itirazın ortadan kaldırılması (hükümden düşürülmesi) amacını taşır. Somut olayda davacı alacaklı önce İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2001/7208 sayılı takip dosyası ile takibe girişmiş ve ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu davalı tarafından 17.8.2001 tarihinde bu ödeme emrine yetki ve borcun esası noktalarında itiraz edilmiştir. Davacı alacaklı vekili davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazını kabul ederek 12.8.2002 günü dosyanın Çorlu İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istemiş; İstanbul İcra Müdürlüğü de bu çerçevede işlem yapmıştır. Eldeki dava da aynı gün Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. Dosyanın incelenmesinde takip dosyasında masraf bulunmadığından borçluya Çorlu 2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak temerrüt sebebiyle tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece görev nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 01.08.1999 başlangıç tarihli sözlü kira akdi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının icra takibine 12/03/2002 tarihinde itiraz ettiği, davanın ise 29/06/2010 tarihinde açılmakla itirazın öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, fener ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Oysa İİK'nun 67/1. madde hükmünde açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (harici öğrenme vs.) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun'un 62/2. maddesi de itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Somut olayda ise ödeme emrine itiraz davacı alacaklıya tebliğ edilmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu