Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlâmsız icrada, doğruca icra dairesine başvuran alacaklının icra takibi yapabilmesi için elinde bir ilâm bulunmasına gerek olmadığı gibi, alacaklının alacağının bir senede (yazılı belgeye) bağlı olması da gerekli değildir. Alacağı hakkında bir senedi (yazılı belge) bulunmayan alacaklı da, ilâmsız icra yoluna gidebilir; ancak, bu hâlde ilâmsız icra takibinin başarı ile sonuçlanabilmesi için, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi gerekir. Borçlu ödeme emrine itiraz ederse, alacaklı için mahkemede dava açmaktan (m.67) başka çare yoktur. İlâmsız icra, yalnız para alacakları içindir. Para alacakları dışındaki alacaklar için, bir ilâm olmaksızın icra dairesine başvurulamaz. Fakat İİK, kira bedelinin ödenmemesi ve kira süresinin bitmesi hâllerinde, kiralanan taşınmazların ilâmsız icra yolu ile tahliye edilebileceğini, istisnaî olarak kabul etmiştir....

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında birden fazla kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının borçlarını ödememesi üzerine ihtarlar keşide edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava konusu takipten başka Denizli 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/10177 sayılı takip dosyasında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ve yine Denizli 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/10175 sayılı dosyasında ilamsız takip yoluyla icra takipleri başlattığını, sözkonusu takiplere itiraz ettiklerini, takiplerin halen derdest olduğunu, takipte fahiş faiz talep edildiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir....

    Borçlunun yetki itirazı üzerine alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilerek, dosya yetkili ....Müdürlüğü’ne gönderilmiş, icra müdürlüğünce borçluya örnek no:7 ilamsız takipte ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emrine itiraz üzerine söz konusu dava açılmıştır. İ.İ.K.’nun 43. maddesi uyarınca iflasa tabi şahıslar hakkında yapılacak takiplerde iflas yoluyla takip ve haciz yoluyla takiplerden birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere takip yolunu değiştirebilir. Oysa davacı alacaklının talebi İ.İ.K.’nun 42. maddesi uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip olup, bu takip yolu bırakılıp başka bir takip yolu seçilemez. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olup, itirazın iptali davası açma koşullarından biri de usulüne uygun yapılmış bir icra takibinin yapılmasıdır....

      . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile aralarındaki cari hesaptan doğan alacağının tahsili amacıyla başlattıkları icra takibinin, davalının haksız yere borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı hakkında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalının ödeme emrine itirazında ayrıca, usulüne uygun olarak icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş olması sebebiyle, öncelikle takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkisinin belirlenmesi gerektiği, İİK'nın yetkiyi düzenleyen 50/1 maddesinin HMK'nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, HMK'nın 6.maddesi kıyasen uygulandığında, yetkili icra dairesi'nin davalının ikametgah adresi olan ......

        Maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, icra dosyasında düzenlenen ödeme emrinin doğrudan mirasçılara tebliğ edilmesi ve ayrıca ödeme emrine dayanak belgenin müvekkiline tebliğ edilmemiş olmasının ödeme emrinin iptalini gerektireceğini, icra takibine itiraz edilmiş olmasının iş bu şikayetteki hukuki yararı ortadan kaldırmayacağını, icra müdürlüğü tarafından mirasçılar adına düzenlenen ödeme emrinin dahi bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, ilamsız icra takibinde, takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Şikayetçinin süresi içinde itirazda bulunarak takibi durdurmuş olması, ödeme emrine takibe dayanak belgelerin eklenmemesi ve ödeme emrinin şekli nedeniyle şikayette bulunmasına engel değildir. Bu nedenle şikayetçinin anılan konularda şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmakta hukuki yararı bulunmaktadır....

        Davacı banka alacağın tahsili için kefiller hakkında icra takibi yapmış, itiraz üzerine de itirazın iptali ve tazminat istemi ile bu dava açılmıştır. Davalılar vekili, müvekkillerinden ...’ın takibe itirazı olmadığını bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı diğer müvekkili hakkında açılan davanın da esastan reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucu davalılardan ...’un takibe itiraz etmediği, bu davalı hakkındaki takibin kesinleştiği gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın reddine, ... için 73.860.71 YTL, ... için ise 49.958.21 YTL üzerinden itirazın iptaline, fazla istemin reddine, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren %52.5 temerrüt faizi uygulanmasına %40 icra inkar tazminatının bu davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete sattığı ürün bedelinin tahsili için ....esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalı borçlunun ödeme emrine itirazı üzerine ...karar sayılı 27.03.2012 tarihli ilamıyla itirazın kısmen iptaline, % 40 icra inkar tazminatına karar verildiğini, mahkeme ilamının 01.06.2012 tarihinde kesinleştiğini, ilamın icra dairesine sunulduğunu, takip dosyasının icra müdürlüğü tarafından hataen düşürülmesi sebebiyle dosya yenilenerek 2012/7182 esas numarasını aldığını, başlangıçta ilamsız takip olarak açılan icra takibinin kesinleşen mahkeme ilamı sonrasında iflas yoluyla takibe çevrildiğini, borçlu şirkete iflaslı ödeme emrinin 26.05.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, herhangi bir ödemenin de bulunmadığını ileri sürerek borçluya depo emri tebliğini, borcun ödenmemesi halinde davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır....

              İcra Müdürlüğü aracılığıyla ödeme emrine itirazda bulunduğunu, borçlunun davayı açmasının ödeme emrine itiraz etmesinin kendi aleyhine başlatılan icra takibine mutalli olduğunu gösterdiğini, borçlunun 18/10/2019 tarihli dilekçesinde kendi aleyhine başlatılan icra takibinin haricen öğrendiğini, tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmişse bile muhatabın tebliğe muttali olmuş ise muteber sayıldığını, yani borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, borçlunun Kayseri 4....

              UYAP Entegrasyonu