Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

devam edecek ve etkisini sürdüreceğini, borçlunun ödeme emrine itirazı ile ihtiyati hazin kesinleşmesi önlenmiş olacağı ve borçlunun ödeme emrine itirazı hemen alacaklıya bildirileceğini, ihtiyati haczi devam ettirmek isteyen alacaklı ise itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazı bertaraf etmek gerekli yollara başvurması gerektiğini, (İİK md. 264/2) aksi takdirde ihtiyati hacizin kendiliğinden hükümsüz hale geleceğini, İcra dosyası incelendiğinde görüleceği üzere borçluların ödeme emrine ilişkin yapmış olduğu itiraz taraflarına tebliğe çıkarılmadığını, işbu sebeple İstanbul 12....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı alacaklılar tarafından borçlu ... aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı ...’nun itirazı üzerine, davacı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibinde icra dairesince borçlu ... adına düzenlenen ödeme emri ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/95 Esas, 2015/99 Karar sayılı, 13/11/2015 tarihli kararı ile iptal edilmiş olup karar temyiz edilmeden 24/11/2015 tarihinde kesinleşmiştir....

      İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; "Davanın kabulü ile; Akseki İcra Müdürlüğü'nün 2018/105 esas sayılı dosyasına vaki itirazın; 40.000,00- TL toplam alacak bakımından iptali ile, takibin devamına, Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine," karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takipteki ödeme emrine ilişkin yetkiye itiraz yanında borca da itiraz edilmiş olsa bile yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılacak olup itiraz üzerine takibin durması için tebliğ edilen yeni ödeme emrine de ayrıca itiraz edilmesi gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri bakımından sonuç doğurmaz. Bu nedenle yeni ödeme emrine itiraz edilmemiş olması halinde takip kesinleşir....

      Şti. aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emri tebligatını alan borçlunun icra dairesine itirazda bulunduğu, alacaklının ise icra mahkemesine başvurarak itirazda bulunan borçlu vekilinin vekaletnamesinin usulsüz olduğunu, vekalet verenin borçlu olmadığını, takibe itirazın yetkisiz kimseler tarafından yapılması nedeniyle itirazın reddine ve takibin devamına karar verilmesini icra müdürlüğünden talep ettiklerini, icra müdürlüğünün taleplerini reddettiğini, taleplerinin reddeden icra müdürlüğü işleminin iptali ile takibin devamına karar verilmesini belirttikleri, mahkemece borçlu şirketin yetkililerinin durumdan haberdar edilerek ödeme emrine itiraza icazet verip vermeyecekleri veya yeni bir vekaletname ibraz edip etmeyecekleri hususunda gerekli işlemlerin yapılması gerektiği, bu eksiklik tamamlanmadan itirazın geçersiz sayılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 77/1. maddesinde...

        İcra Müdürlüğü’nün ......

          . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkiye dayalı cari hesap alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibinin davalı borçlunun itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazın iptali ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu icra dosyasından davalıya ödeme emrinin 25.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrine itirazın ise 10.12.2013 tarihinde yapıldığı dolayısıyla itirazın süresinde olmadığı kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali dava açılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince tarafından temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davası olarak açılmıştır....

            . - K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine yaptıkları icra takibinde davalının ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine, kötüniyetli olarak icra takibi yapan davacı hakkında alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir....

              . - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketin ilamsız icra takibine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının davacı lehine sonuçlandığını, alacağın tahsili için devam eden takipten sonuç alınamadığını, takip şeklinin iflasa çevrildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın süresinde açılmadığını, İ.İ.K.nun 43 ncü maddesi uyarınca takip şeklinin bir defa değiştirilebileceğini, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir....

                . - KARAR - Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın görevli mahkemede açılmadığını, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan bu davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davalının davacıdan aldığı mal bedeline istinaden verilen senedin icraya konularak tahsil edildiğini, davacının aynı mallar için bu defa faturaya dayalı takip yaparak mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                  Borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliği için yatırması gereken posta giderinin davacı tarafından yatırılmaması hususu, hak düşürücü nitelikteki dava şartı olan sürenin işlemeye başladığı anlamına gelmez. İİK.nun 59.maddesi uyarınca alacaklının tebliğ masrafını avans olarak peşinen ödememesi, icra takibine vaki itirazın iptali istemini hükümsüz kılmaz. Somut olayda da, davalı borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin her hangi bir bilgi veya belge icra takip dosyasında bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, İİK.nun 67/1.maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin henüz işlemeye başlamadığı ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu