Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

    Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

      Eksik inceleme ile ibranamenin makbuz niteliğinde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı, dava dilekçesi ile fazla çalışma iddiasında bulunurken yaz-kış ayrımı yaparak talepte bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının talebi aşılarak ve yaz-kış ayrımı yapılmadan fazla çalışma alacağına hükmedilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.09.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Eksik inceleme ile ibranamenin makbuz niteliğinde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı, dava dilekçesi ile yaz-kış ayrımı yaparak fazla çalışma ücreti talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının talebi aşılarak ve yaz-kış ayrımı yapılmadan hesaplama yapıldığından yazılı şekilde fazla çalışma alacağına hükmedilmesi hatalıdır. 4-Dosya içinde yer alan 08.12.2009 tarihli banka dekontu ile 2009 Kasım ayı ücretinin davalı tarafından davacıya ödendiği anlaşıldığından mahkemece ödeme dekontu dikkate alınmadan 2009 Kasım ayı ücret alacağının kabulü hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.09.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Eksik inceleme ile ibranamenin makbuz niteliğinde kabul edilmesi hatalıdır. 3-Davacı, dava dilekçesi ile fazla çalışma iddiasında bulunurken yaz-kış ayrımı yaparak talepte bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının talebi aşılarak ve yaz-kış ayrımı yapılmadan fazla çalışma alacağına hükmedilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.09.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

              Savunma ve işverenin diğer kayıtları ile çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğu kabul edilmelidir. Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz. Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise, geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır. Yine, işçinin ibranamede kanuni haklarını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayda yer vermesi ibra iradesinin bulunmadığını gösterir. İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz....

                Ve bu istifa ile ibra belgeleri bakımından davacının beyanı da alınmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, sözü geçen istifa ve ibraname belgelerini davacı asile gösterip beyanlarını tespit ettikten sonra, yukarıda bahsedilen yasal düzenleme ve Dairemizin ilke kararı doğrultusunda istifa ve ibranameyi bir değerlendirmeye tabi tutarak oluşacak sonuca göre karar vermektir. İbra belgesini ve istifa dilekçesini değerlendirmeden eksik inceleme ile sonuca gidilmesi de hatalıdır. 5-Davacı, fazla mesai iddiasını ispat bakımından iki tanık göstermiş olup, her iki tanık da aynı iddia ile aynı davalıya dava açmış kişiler olup, davalı ile husumetlilerdir. Sadece bu tanıkların beyanlarıyla iddianın ispat edildiği kabul edilemeyeceğinden, fazla mesai talebinin reddi yerine kabulü de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

                  C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak kıdem ve ihbar tazminatlarının ibraname ile ödendiği, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil taleplerinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, kıdem ve ihbar tazminatları, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddine, yıllık izin ile fazla çalışma ücreti taleplerinin kısmen hüküm altına almıştır. D) Temyiz: Kararı davacı avukatı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır....

                    Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

                      UYAP Entegrasyonu