Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının istifa sureti ile ayrıldığı, ihbar tazminatına hak kazanmadığı, davacının işçilik alacakları yönünden de işvereni ibra ettiği gerekçesi ile ibranameye değer verilerek davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.12.2011 gün ve 2009/31805 Esas, 2011/46892 Karar sayılı kararı ile “davalının, ibranamede ödendiği belirtilen alacakların var olmadığı savunmasını yapmakla ibranamenin içeriği ile savunması arasında açık çelişki meydana geldiği, bu sebeple artık ibranamenin çelişen haklar açısından geçerliliğinden söz edilemeyeceği” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde kira parasının 10.5.2003 günüden başlayarak aylık 400 TL olarak tesbiti karşı davada ise; kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespit ile davacı taraf sıfatı olmadığının tespiti , 10.5.2002 tarihinden itibaren kısmen 125 TL tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü, karşı davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü....

      ibranamenin gönderildiğini ve ibraname imzalamadan ödeme yapılmadığını, ibranamenin içeriği konusunda pazarlık şansı olmadığını, hayatını devam ettirebilmek için bu ödemeyi kabul etmek zorunda kaldığını, oysa gerçek zararın çok daha fazla olduğunu iddia ederek müzayaka halinde imzalanan ibranamenin iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiş, mahkemece davacının bu iddiaları hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan, davacının müzayaka halinde olup olmadığı tartışılmadan ibraname ve ödeme sebebi ile davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir....

        Başka bir anlatımla işçinin fesih ile muaccel hale gelen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti gibi haklarının ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmiş değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir....

          İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır g)-Yine, işçinin ibranamede yasal haklarını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayda yer vermesi ibra iradesinin bulunmadığını gösterir h)-İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir . Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir....

            Turizm Ticaret Limited Şirketine devredildiğini, Anayasanın 43. maddesi uyarınca, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, deniz, göl ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetileceği, ancak kıyılardaki iskeleler, tekne ve gemilerin bağlanma yerleri ile liman ve marina işletme yetkisinin Büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerine ait olduğunun değerlendirildiğinin belirtildiğini, bu nedenle... ili, Marmaris ilçesi Karaca Köyü ... Yüzer İskele işletmeciliği işi için 19.01.2015 yapılan ihale işleminin iptaline ve geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; dava konusu alan bakımından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ......

              Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması; miktarlar yazılı olduğu takdirde ibranamenin makbuz niteliğinde olduğu, miktar yazılı olmayan ancak alacakların açıkça belirtmek suretiyle imzalanan belgelerin geçerli ibraname mahiyeti taşıdığı yolundadır. İbranamenin miktar içermemesi geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz. Davalı işveren kıdem ve ihbar tazminatı ödemediğini beyan ettiğinden bu yönüyle savunma ile çelişen ibranameye kıdem ve ihbar tazminatları ile sınırlı olarak itibar edilmemesi yerindedir. Diğer taraftan yıllık izin ücreti yönünden miktar içeren ibraname izin ücreti bakımından da ibranamede yazılı miktarla sınırlı olarak geçerlidir. Ancak davalı işveren işçinin fazla mesai yapması halinde karşılığının ödendiğini savunduğundan savunma ile çelişmeyen ibranameye fazla mesai alacağı istemi yönünden değer verilerek bu isteğin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz. İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir. Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir....

                  C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava dilekçesinde ve davalı tanıklarının beyanlarından davacının işten ayrıldığının belirtildiği, bunun yanında davacının el yazısı ile yazılı olan istifa dilekçesinin dosyada bulunduğu, bu istifa dilekçesinin iradeyi fesada uğratan yollar kullanılmak sureti ile alındığının ileri sürülmek sureti ile davacı tarafından ispat edilmediği, dolayısı ile davacının sözleşmeyi kendisinin feshettiği, bu durumda ihbar tazminatı isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Davacı işçi 04.05.2007 tarihli istifa dilekçesi ile iş yerinden ayrılmış ve aynı tarihli ibranameyle iş vereni ibra etmiştir. Aradan yaklaşık üç sene geçtikten sonra 31.033.2010 tarihinde verdiği dava dilekçesinde iş yerinden ayrıldığını belirtmiş; ayrılma sebebi olarak haklı bir nedene dayanmamıştır....

                    Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

                      UYAP Entegrasyonu