Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözkonusu ibranamenin irade fesadı ile alındığı iddiası somut bir şekilde kanıtlanamadığından yıllık ücretli izin alacağı talebinin ibraname gereğince reddi, ihbar tazminatı açısından ise, bilirkişinin hesapladığı miktardan 3.508,80 TL'nin mahsubu ile bakiyesinin hüküm altına alınması gerekirken, ödeme belgesi sunulmadığı gerekçesiyle ibranamenin geçersiz sayılması hatalıdır. 3-Hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir. İbraname savunması, hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olmakla yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir (Yargıtay HGK. 27.1.2010 gün 2009/9-586 E, 2010/31 K.). Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlüğe girmeden önce 2.8.2011 tarihinde düzenlenmiş ve davacı tarafından imzalanmış bir ibraname bulunmaktadır. Mahkemece ibranamenin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır....

      Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden  uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu  01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz....

        Somut olayda taraflar arasındaki iş sözleşmesi 30.6.2009 tarihinde sona ermesi üzerine davacı işçi aynı tarihli ibraname ile işvereni ibra etmiştir. Mahkemece davacının istifa ettiği halde kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi nedeniyle ibranamenin çeliştiğini belirterek ibranameye değer vermemiştir. İbranamede fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının ödendiği açıkça belirtilmiştir. Davalı tarafın savunması ile ibraname bu yönden çelişmemektedir. Ayrıca davacı ibranamenin irade fesadı ile alındığını da ispat edememiştir. İbraname fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden geçerli olup davacının fazla çalışma ve genel tatil alacağı ile bunların %5 fazlası alacaklarının reddi gerekirken kabulü hatalıdır. 3- Davacı işçinin iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haksız olarak feshedilmiştir. Bunun üzerine işçi tarafından İstanbul 1.İş Mahkemesinde işe iade davası açmış ve mahkemece 16.12.2009 tarihinde feshin geçersizliği ve işe iadeye karar verilmiştir. Bu karar Yargıtay 22....

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, bononun geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, asıl alacak olan ve iptali istenen takibe konu 5.250,00 TL.lık bononun miktarına göre, Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, toplam 7.777,19 TL üzerinden icra takibi yapıldığı ve bu miktar değer gösterilip harcı yatırılarak menfi tespit ve İstirdat davası açıldığı, 9.442,62 TL olarakda harçın tamamlandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.03.2014 gününde verilen dilekçe ile miras taksim sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras taksim sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece, sözleşmenin hata, hile, tehdit altında imzalanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nun 676. maddesi uyarınca, paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılmalıdır. Ayrıca, sözleşmeye bütün mirasçılar katılmalı ve sözleşme bütün mirasçılar tarafından imzalanmalıdır....

              alacağı uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 129.800,00-TL borç oluşturan 11 adet senedin davalıdan ihtaren celbi ile geçersizliğinin tespitine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

                Değinilen maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri tazminat ve alacaklar dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün haklar yönünden  uygulanır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir....

                  HUKUK DAİRESİ Dava; vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle düzenlendiği iddia olunan rehin sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 05/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi BAĞKUR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ K A R A R Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu