"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen kiracılık sıfatının tespiti-muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı 02.12.2015 tarihinde açtığı dava ile; Osmangazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi okul kantinini 12.03.2015 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, Turhal Kaymakamlığı'nın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun kararı ile kira süresinin sona erdiğinden bahisle kiralanandan tahliyesinin istenildiğini ileri sürerek; kiracılık sıfatının tespiti ile muazaranın giderilmesini istemiştir....
Davacı kira sözleşmesinin feshedilmediğini ileri sürmekle 12.10.2010 tarihli kira sözleşmesine bakıldığında kiralayan'ın tapu maliki olmayan Mehmet Onay olduğu, yapılan kira sözleşmesinde kiralayan'ın kiraya verme yetkisi olmadığına dair dosyaya bilgi yansımadığı, (kiralanan yerin 22/04/2003 senesinden bu yana dava dışı ihtar çeken Ömer Onay ve Mahmut Mikail'e ait olduğu) kira süresinin 5 yıl olduğu 12/10/2015 tarihinde sözleşmenin bittiği özel şartlar 11....
Mahkemece, davanın mülkiyet hakkına dayalı men-i müdahale davası niteliğinde olduğu, taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı, yeni malik olduğunu ve kira bedellerinin kendisine ödenmesi isteğini bildirir 25.09.2012 günlü ihtarnamede, davalının önceki malik Mehmet Güler ile yaptığı kira sözleşmesi ile kiralanan işyerinde kiracı olduğunu açıklamıştır. Davalı bu ihtara vermiş olduğu 23.10.2012 günlü cevabında kiralananı 1.4.2009 tarihli kira mukavelesi ile 5 yıl süre ile eski malikten kiraladığını, kira mukavelesininde bir suretinin yeni malike gönderildiğini, satışın anlaşmalı olduğunu, tahliye istemini kabul etmediğini bildirmiştir. Bu durumda, tarafların karşılıklı beyanlarından, davalının dava konusu kiralananda kiracı olarak bulunduğu, eski malik ile aralarında kira ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava, taraflar arasındaki 30.10.1999 tarihli adi yazılı sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Kooperatif üyeleri ile kooperatif arasındaki üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda, diğer anlatımla üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Somut olayda, davacının kooperatif üyesi olduğunun kabulü durumunda talep, üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili olmayıp, tahsis hakkına dayalı olduğundan zamanaşımı süresi işlemeyecek; davacının kooperatif üyesi olmadığının kabulü durumunda ise sözleşmeye dayalı dava, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 146. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır....
Derneği aleyhine açıldığı; sözü edilen protokolde taşınmazın kısmen veya tamamen bir başkasına devredilemeyeceğinin öngörüldüğü; buna rağmen davalı derneğin dava dışı kişiye burayı kiraya verdiği, bu nedenle 1.7.2009 tarihinde anılan protokolün feshedildiği; böylece davalı derneğin tasarrufunun hukuksal dayanağının kalmadığının anlaşıldığı, esasen, protokolün geçerliliği (hukuksal varlığını koruduğu) bir an için düşünülse bile, protokol hükümlerine aykırı davranılarak kiraya verilmiş olması karşısında davacının TMK'nin 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına dayalı eldeki davayı açabileceği, öte yandan, yanlar arasında bir kira ilişkisi kurulmadığına göre iddia ve davanın 6570 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde tahliye davası gibi yorumlanmasının doğru olmadığı, hal böyle olunca, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi davasında işin esasına girilerek, taraf delillerinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği '' hususlarına değinilerek...
Satın alma ihbarı 1 aylık süre içinde kiracıya tebliğ edilmiştir. 09.08.2022 tarihinde dava açılmıştır. 6098 Sayılı TBK.nun 350. maddesi kapsamında, ihtiyaç nedeni ile tahliye davasının sözleşme süresinin bitiminden itibaren 30 gün içinde açılabileceği hüküm altına alındığından, 6098 Sayılı TBK’nun 351/1. maddesi uyarınca da, yeni malik, edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak 1 ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren 6 ay sonra ihtiyaç nedeni ile tahliye davası açabilir veya yine TBK.nun 351/2. maddesi uyarınca, önceki kiraya verenle yapılan kira sözleşmesinin 1 yıllık süresinin bitimine göre 1 aylık süresi içinde dava açabilir hükmü gereğince, 6098 Sayılı TBK.nun 351/2 maddesi gereği önceki malikle yapılan kira sözleşmesinin başlangıcı 20.07.2019 tarihine göre 09.08.2022 tarihinde açılan dava yasal 1 aylık süresinde açılmıştır....
HUKUK DAİRESİ Davacı dava dilekçesinde; çekişme konusu taşınmazda davalıların fuzuli şagil olduğu ileri sürerek taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunmuş olup, davacı davalılar ile arasında bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, aksine kendi tasarrufunda olan taşınmazın davalılar arasında akdedilen kira sözleşmesine dayanılarak haksız olarak kullanıldığını belirterek eldeki davayı açmıştır. Buna göre dava mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil istemine ilişkin olmakla; inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 5. Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davalı, kira akdine dayalı olarak taşınmazı kullandığını savunmuştur. Mahkemece taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğundan bahisle davanın sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de; Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 19.01.2016 tarih ve 2016/495 E. - 2016/544 K. sayılı kararında; “...Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, eldeki dava, davalının çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiğinden bahisle açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı kusurlu imalat nedeniyle hasar bedeli ve yoksun kalınan kira kaybı istemlerine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde, tüketici “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle, yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. Aksinin düşünülmesi halinde üst düzey teknolojiyle gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi yasa kapsamında kaldığının ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların da yasanın amacına rağmen Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekeceğinin kabulü icap eder....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, HUMK'nun 8/ll maddesi hükmüne göre kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi, yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşı açılacak davalarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. HUMK'nun 8/ll-1 maddesinde İcra ve İflas Kanunu'nun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kiracı tarafından açılan dava, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenlerle fesholunduğunun ve sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığının tespiti ile zararlarının tazminine ilişkindir....