den şikayetçi oldukları, başlatılan soruşturma üzerine İzmir Adli Tıp Kurum Başkanlığınca ölen üzerinde yapılan otopsi üzerinde ölümün akciğerlere ve böbreklere metestas yapmış mesane kanseri sonucu olduğunun tespiti ile katılan hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, böylece sanıkların iftira suçunu işledikleri iddiasına ilişkindir. 2. Katılan 07.05.2015 tarihli dilekçe ile iftira suçunu işledikleri iddiası ile sanıklar hakkında şikayetçi olmuştur. 3. İzmir Adli Tıp Kurum Başkanlığı 03.03.2015 tarihli raporu ile ölen üzerinde yapılan otopsi üzerinde ölümün akciğerlere ve böbreklere metestas yapmış mesane kanseri sonucu olduğun tespit edilmiştir. 4. Katılan ... hakkında ihmal suretiyle ölüm olayında alınan otopsi raporu ile ihmal ile ölüme sebebiyet vermediğinin ... olduğu gerekçesiyle ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 26.02.2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. 5. Tanıklar Z.Y., M.Y., E.B., katılan ...'...
un sebebiyet verip vermediği hususunda kapsamlı bir araştırma yapılması, diğer yandan ölümün meydana geldiği sırada acil servis numarasını arayarak durumu bildiren ...'...
Bozma Öncesi Mahkeme tarafından aldırılan bilirkişi raporunda İhtilaf konusu olayın hukuki değerlendirilmesi yukarıda yapılmış olup, vefat eden hastanın --- düzenlendiği tarihte böbrek taşı rahatsızlığı olup olmadığı kesin olmadığını, varsa bile kendi bilgisinin olmadığını, bu nedenle --- düzenlenirken -- vermediğini, cayma hakkı bir ay içinde kullanılabilecekken yukarıda verilen tüm tarihlerde, cayma hakkının bir ay içinde kullanıldığına dair bir belgenin bulunmadığını, ölüm nedeni olayda ----- ölümün ani kalp ve solunum durması nedeni ile olduğu, akciğer zarı iltihabı geliştiği gibi bilgilerin mevcut olduğu, ölümün böbrek taşı nedenine bağlı olup olmadığı iddiasının bir uzmanın değerlendirmesi gereken husus olup, hukuki görüş itibariyle 4.192 TL poliçe hasar bedelinin ödenmemesini gerektirecek bir hususa rastlanmadığı şeklinde raporunu sunduğu görülmüştür. Bozma öncesi İstanbul anadolu -------....
elektrik çarpmasından olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı şeklinde rapor verildiği anlaşılmışsa da, dosya içerisinde bulunan ve müteveffanın kesin ölüm sebebinin tespiti açısından belirleyici olan 24/05/2013 tarihli adli tıp raporuna göre, müteveffanın ölümünün vücudundan elektrik akımı geçmesine bağlı solunum ve dolaşım durması sonucunda meydana gelmiş olduğunun tespit edildiği, sanığın işveren olarak yanında çalıştırdığı müteveffanın sağlıklı çalışma koşullarını oluşturma, eksiklikleri tespit etme ve tespiti halinde bu eksiklikleri giderme yükümlülüğünün bulunduğu, sanığın yukarıda ayrıntılı olarak bahsi geçen olay açısından kendisine yüklenen dikkat ve özeni göstermeyerek müteveffanın süt sağma makinesinden gelen elektrik akımı sonucu vefat etmesinde taksir düzeyinde sorumluluğu bulunduğu anlaşılmakla, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanlar vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle...
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halindetaşınmaz başında keşif yapılmasına karar verilerek, tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp taşınmaz başında tanık olarak dinlenilmelidir. 05.11.2015 günü keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek beyanlarında geçen taşınmazı kullanan...’in torunu ... ile taşınmaz hissedarlarından muris ... oğlu ... ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir....
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde taşınmaz başında keşif yapılmasına karar verilerek, tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır....
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde taşınmaz başında keşif yapılmasına karar verilerek, tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp yeniden yapılacak keşifte tanık olarak dinlenilmelidir. 05.11.2015 günü keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek beyanlarında geçen ... ... ile 518 parselin diğer ½ hissedarı ... oğlu ...’in aynı kişi olup olmadığı, muris ...’in ... ... ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir....
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yeniden yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmelidir. 11.05.2016 günü keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek, taşınmazı kullanan kişilerin kimliği açık bir şekilde belirlenerek, taşınmaz hissedarı muris ... oğlu ... mirasçıları ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir....
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yeniden yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır.Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmelidir. Ayrıca, 134 ve 541 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıt maliki olan ...’in mirasçısı olduğunu iddia eden Hüseyin Metin muristen gelen taşınmazların intikaline esas olmak üzere Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/160 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın derdest olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, anılan dosyanın saptanıp araştırılmadan ve Hüseyin Metin’e varsa mirasçılığını gösteren mirasçılık belgesini sunması için süre verilmeden eksik araştırmayla hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yeniden yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmelidir. 09.05.2016 günü keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek, taşınmazı kullanan kişilerin kimliği açık bir şekilde belirlenerek, taşınmaz hissedarı muris ... oğlu ... ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir....