Bu itibarla, sanık hakkındaki hükmün, gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün tespiti ile sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03.04.2019 tarihli ve 103-51 sayılı sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, güncel nüfus kayıt örneğinde sanığın, Özel Daire kararından sonra 28.03.2021 tarihinde öldüğü bilgisinin yer alması karşısında, bu konuda gerekli araştırmanın mahallinde yapılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 2- Dosyanın, Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 23.11.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi....
Ankara Kocatepe SSGM'nin 14/05/2019 tarihli kararında ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığının belirtildiği, Yüksek Sağlık Kurulu'nun 02/10/2019 tarihli raporda mevcut belgelere göre ölüm olayının mesleki olmadığının belirtildiği görülmüştür. ATK 1....
Öncelikle ölümün ne şekilde meydana geldiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Zira ----- kaza poliçesi kapsamında zararın tazmini için ölümün kaza neticesinde meydana geldiğinin davacı yanca ispatlanması gerekmektedir. ------İhtisas Kurulunca yapılan değerlendirmeye ve dosya kapsamına göre, dosyadaki mevcut deliller kapsamında kişinin ölüm sebebi ve mekanizması hakkında kanaat edinilemediği bildirilmiştir. ----- Kaza Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının 1. maddesinde "İşbu poliçe, aşağıdaki şartlar dairesinde, sigortalıyı sigorta müddeti içinde maruz kalacağı kazaların neticelerine karşı temin eder." düzenlemesi yer almaktadır. Yukarıda alıntısı yapılan madde kapsamında, meydana gelen ölümün, poliçede tahdidi olarak sayılan rizikolar kapsamında olmadığı, dolayısıyla zararın sigorta poliçesi kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak olayımızda sigortacı, sorumlu olacağı olayları tek tek saymış, tahdidi olarak belirlemiştir....
Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil polikliniğine getirilen yaralının, sağ posterior kotlarda fraktür ve beyinde epidural kanama nedeni ile Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesine yatırıldığı, hastane yoğun bakım servisinde 21.03.2013 tarihinde öldüğü olayda, ceset üzerinde ölü muayenesi yapılmayarak kesin ölüm nedeni tespit edilmemiş ise de; ölenin hasta öyküsünde, her ne kadar serebro vasküler (beyin damar tıkanıklığı) hastası, görme ve işitme kaybı şikayetleri hususları var ise de; olay nedeni ile hastanenin yoğun bakım ünitesine sağ ve sol temporal loblarda hematom nedeni ile yatırıldığı ve epidural hematom (beyin kanaması) nedeni ile tedavi devam ederken hastanede ölmesi şeklindeki tespitler karşısında, ölende var olan önceki hastalıklarının ölümün meydana gelmesinde etken olmadığı, ölümün trafik kazasından kaynaklandığı anlaşılmakla, kaza ile ölüm arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp İhtisas Dairesinden sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve...
Devlet Hastanesince nüfus idaresine ölümün ertesi günü bildirilmiş olması ve ölümün, katılan kurumca bilinebileceği, basit bir denetim ile anlaşılabildiği olayda, sanığın bu durumu gizlemeye ve maaşı almaya devam etmeye yönelik kuruma karşı aldatıcı herhangi bir eyleminin bulunmaması karşısında, sanığın unsurları itibarı ile oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-)Sanığın, müştekiye "senin ölümün benim elimden olacak, anandan çıktığına pişman olacan" diyerek tokat attığı ve müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir mahiyette yaralandığı iddia ve kabul edilen olayda, sanığın "senin ölümün benim elimden olacak, anandan çıktığına pişman olacan" şeklindeki sözlerle yaralamaya yönelik kastını açıkladığı ve müştekiyi yaraladığı, eyleminin bir bütün olarak kasten eşe karşı basit yaralama suçunu oluşturması karşısında, hem tehdit hem kasten eşe karşı basit yaralama suçlarından dolayı ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurularak sanık hakkında fazla ceza tayini, 2-)Kabule göre; Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...
ün kullanmakta olduğu kamyon ile çarpışmaları sonucunda bir kişinin ölümüne ve iddianamede dava konusu edilmeyen 10 kişinin yaralanmasına neden olduğu olayda; tam kusurlu olduğu anlaşılan sanık hakkında "suçun işlenmesindeki özellikler ve sanığın ekonomik durumu dikkate alınarak tayin olunan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına" karar verilmiş olup, oluşa ve dosya içeriğine göre belirtilen gerekçede isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, ölenin 04.01.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasından sonra kaldırıldığı hastanede tedavi altındayken 14.01.2011 tarihinde öldüğü ve ölüm belgesine göre ölümün serebral ödem, splenik rüptür kardiyo pulmaner arrest nedeniyle gerçekleştiği ölümün trafik kazası dışında bir başka nedenle gerçekleştiğine ilişkin iddia bulunmaması karşısında otopsi tutanağının dosya içine konulmaması ve gerekçeli karar başlığına ölenin adının yazılmamasının mahallinde tamamlanması mümkün eksiklik...
Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmelidir. Eksiklikler giderilmeksizin karar verilmiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırına iadesine, 25.01.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bir evlilik geçerli biçimde oluşmuş ise, bu evlilik nüfusa tescil edilmemiş olsa bile mevcudiyetini sürdürür ve bunun tespiti istenebilir. Bu bakımdan nüfusta bunların evlilik kaydının bulunmaması, tespit davası açılmasına engel değildir. Öyle ise, "evliliğin tespiti"ne ilişkin istek bakımından Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmez. Davanın bu ... Aile Mahkemesinin görevine girmektedir (4787 ...m.4/1). Ne varki yargı çerçevesinde müstakil aile mahkemesi bulunmadığına göre davanın bu bölümüne Asliye Hukuk Mahkemesince "Aile Mahkemesi Sıfatıyla" bakılması gerekir. Bu husus nazara alınmadan " evliliğin tespiti" davası bakımından da görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacının annesinin babası...'nın, ... oğlu 1902 doğumlu... ... olduğunun tespiti yönündeki isteği ile ... kızı 1898 doğumlu ...'...
ün çiftlikte ne iş yaptığının, bu işi yaparken kullandığı malzemeler ile kaza mahallinde yaptığı iş ve davranışının ne olduğunun, 1 metrelik çukura yakın yerde yukarı bölümlere çıkmayı gerektiren bir düzeneğin bulunup bulunmadığının, yukarı bölümlere ölenin ne şekilde çıktığı ve çalıştığının tespiti ile ölümün zeminden 1 metrelik çukura düşme sonucu meydana gelen kafa travmasına bağlı olarak gerçekleşip gerçekleşemeyeceği hususlarının araştırılarak olayın meydana geliş şeklinin şüpheye tereddüt bırakmayacak şekilde belirlenerek, çalışma alanında gerekli güvenlik önlemlerin alınmamasının olaya etkisinin saptanması halinde, kusur oluşturan davranışın neden ibaret olduğu da açıklanarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) 28.04.2012 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 15.04.2012 olarak yazılması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun...